KAYNAK : Haber Vitrini
BRÜKSEL - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Avrupa Konvansiyonu'nda yaptığı konuşmada, AB'nin
itibarının ekonomik gücüyle sınırlı kalmaması gerektiğini belirterek, bu yönde çaba harcanması çağrısında bulundu.
AB'nin geleceğinin tartışıldığı bir platform olan Konvansiyon toplantısında, üye ülkeler ile AB arasındaki yetki dağılımının daha yoğun bir şekilde tartışılmasının takdirle karşılandığını belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
''Avrupa'nın yeni görevlerine dair tartışma, bir objektif
kriterler meselesine indirgenemez. Tartışma, Avrupa'nın küresel ilişkiler bağlamında gelecekte üstleneceği role ilişkin vizyonumuzu esas almalıdır. Birliğin dış dünyadaki itibarı, bugüne değin uluslararası ticaretle sınırlı kalmıştır. Birlik, nihai bir siyasi yapıya kavuşmadığı ve uluslararası sorunların çözümünde etkin bir rol almadığı sürece, bölgesel bir ekonomik güç olmanın ötesine gidemeyecektir.Birliğin ekonomik ve siyasi profilleri arasındaki dengesizlik, gecikmeksizin giderilmelidir. AB'nin, siyasi hedeflerini dünya çapında gerçekleştirmeye muktedir, ilerici bir güç olması gerektiğine inanıyoruz. AB'nin küresel düzeyde etkin bir rol oynayabilmesi için Birliğin görevleri dış ilişkiler alanında genişletilmelidir. Avrupa Savunma ve İşbirliği Plitikası ile Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası, bu rolün takviyesi açısından anahtar niteliğindedir.''
Yılmaz, nihai hedefin genişleyen AB'nin siyasi bir birlik haline gelmesi olduğunu belirterek, şöyle dedi:''Bu hedeflere ulaşılacaksa, Birliğin daha fazla yetkiye ihtiyaç duyacağını teslim ediyoruz. Bu yetkilerin açık bir şekilde tanımlanması gerekmektedir. Bununla birlikte, serdedilecek çok ayrıntılı bir yetkiler kataloğu, Birliğin dinamizmini ve esnekliğini de tehlikeye atabilir. Bu açıdan, Topluluk yöntemi, bazı yeni görevlerin yerine getirilmesinde daha iyi bir araç olabilir. Birlik, dünya çapında bir aktör olduğu anlayışıyla hareket etmelidir. Sınıraşan yansımaların söz konusu bulunduğu alanlarda rol oynamalıdır. AB düzeyinde bütünleşme ve eşgüdümün artı değer sağlayacağı hallerde görev üstlenmelidir.
Üye ülkeler arasında, ayrıca üye ülkeler dahilindeki bölgeler arasında mevcut ekonomik, sosyal ve teknolojik farklılıkların azaltılmasına katkıda bulunmalıdır. Sürdürülebilir kalkınma ve sosyal barışa ilişkin ortak politikalar, AB düzeyinde belirlenmelidir.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:29
