Medya
  • 25.12.2003 11:22

ZÜLFİKAR DOĞAN, HÜRRİYET'İ YALAN HABER YAPMAKLA SUÇLADI!

ZÜLFİKAR DOĞAN/AKŞAM CİNAYETTEN BETER! HABER YALAN, YORUM YALAN BİRAZ DA SEN OYALAN Malda, mülkte, servette, zenginliğin, makam - mevkinin, unvan terfinin temelinde, elde edilişinde olabilir de, haberde, yorumda, manşette 'yalan - dolan - dolap - dubara - ellek - döllek - dömbelek - fırıldak - evir - çevir - gerçekleri devir' olur mu? Olmaz. Olmamalı. Gazeteci, haberci isek, yazar, baş yazar, son yazar, orta yazar isek, kalem, köşe, sayfa sahibi isek olmamalı. Şairin dediği 'mal da yalan, mülk de yalan, var biraz da sen oyalan' dizeleri o zaman bizim meslekte vücut bulur: 'Haber de yalan, yorum da yalan, bük - kıvırt kalemi sen oyalan!' Kısaca bahse konu olay Turkcell, Digitürk, Çukurova Grubu ile ilgili Hürriyet'te, Milliyet'te günlerdir 'isimsiz - imzasız - kimliksiz' haberlere konu olan, 'tahmin, şüphe, operasyon, mal kaçırma korkusu - kokusu' gibi istifhamlarla süslenen gelişmeler. Turkcell, Turkcell Holding ve Çukurova Holding tarafından ortaklaşa yapılan açıklama ile 'şirketlerin olağanüstü genel kurul toplantıları için yapılan çağrıyı, kamuoyunda amacını aşacak şekilde yanlı ve yanlış yönlendirme gayretlerinin yoğunluk kazandığı' belirtilerek 'hakim ortaklar arasında oluşan olumlu anlayış' gereği genel kurulların yapılmamasının kararlaştırıldığı duyuruldu. Ne oldu şimdi? 'Önce, batık Digitürk, Turkcell'e yamanacak... Sonra 1 milyar dolarlık Digitürk ucuza kapatılacak, Digitürk parasıyla, Çukurova'nın borcu kapatılacak...1 milyar dolarlık Digitürk, defter değerinden alınıp, Yapı - Kredi zarara uğratılacak... Ecnebi ortak Telia - Sonera'nın Hıristiyan yöneticilerine Noel - Krismıs saygısızlığı yapılacak...Ecnebi ortağın hakkı gasp edilecek' diye 'tahmin ediliyor, bekleniyor, şüphe ediliyor, kokular geliyor' deyip, her gün 'yalan, dolan' yazanlar şimdi ne yazacak? Çünkü yazdıklarının, hiçbirisi olmadı. Doğru da çıkmadı. * * * Tıpkı günlerdir 'kıvırtmaya' çalıştıkları 'Fransa'da başı açık mini etekli Müslüman kızı, türbanlılar canlı canlı yaktılar' manşeti gibi. Şair Özdemir İnce, şiir yazmayı bırakıp, Paris'e 'türban dizisi' yapmaya gidince, Paris'teyken bile işin doğrusunu öğrenmeyince, polisten, mahkemeden bilgi almaya zahmet etmeyince, sırf ahbap ziyaretiyle yetinince oldu olanlar. Zaman Gazetesi haberin doğrusunu çıkarttı ortaya. Fransız 'emniyetinin' belgeleriyle. Ertuğrul Özkök, dün bu ve benzeri yalan, hilafı hakikat haberlere okurların tepkisini gündeme getirerek 'tarafsız' gazetecilik yaptıklarını, 'kimseyi memnun edemediklerini' yazmış köşesinde. Tarafsızlıktan önce 'doğru habercilik - dürüst gazetecilik' yapmak gerek. Bir gazete ayrıca 'doğrudan, gerçekten' yana da hiç korkmaksızın, yüksünmeksizin 'taraf' olmalı. Hele 'kasıtlı' yalan - düzmece haber 'zinhar' yapmamalı. Bir gaflet anında yaptıysa da, öğrendiği an doğruyu - gerçeği yazmalı, okurdan da bağışlanma dilemeli. Tahmin, şüphe edeceğine, koku - korku peşinde haber düzeceğine, 'yanıt bekleyen sorular' listesi tanzim edeceğine, bir telefon etmeli doğruyu, gerçeği öğrenmeli. Digitürk, Turkcell, Çukurova, Yapı - Kredi, BDDK, TMSF umum müdürleri, yöneticileri, başkanları, sahipleri, ortakları orada. Bir telefon mesafesinde. Kaldır ahizeyi, öğren gerçeği. Hele reklam parası, yeni yıl avansı, pazar kavgası, medya pastası, patron maması için, yapılıyorsa yalan haber, cinayetten beter! Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:19

İLGİLİ HABERLER