İşte Livaneli'nin bugünkü yazısı:
CHP'DEN MÜJDELİ HABERLER
Belki şaşıracaksınız ama size CHP'den çok güzel haberlerim var. Müjde de diyebilirsiniz bunlara. İki gündür Ankara'daydım. Genel merkezle, meclis grubuyla ve partinin ileri gelenleriyle görüştüm. Müthiş bir tavır değişikliği gördüm hepsinde. Dün yapılan MYK toplantısında ''Nerede hata yaptık?'' sorusuna cevap arandı.
Genel Başkan yaptığı veciz konuşmada ''Hepimizin gördüğü gibi Cumhuriyet Halk Partisi, olması gerektiği noktada değildir. Bunun nedenlerini araştırmalıyız. Sadece kentli-laik kitlelerle yetinemeyiz. Solun terk ettiği alanları, yani kenar mahallelerde yaşayanları, yoksulları, emekçileri, işçileri, topraksız köylüleri, dar gelirlileri, esnafı yeniden kazanmalıyız. Bugüne kadar ihmal ettiğimiz sendikalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla ve ülkenin aydınlık geleneğiyle tekrar el ele vermeli ve meydanlara çıkmalıyız'' dedi.
MYK üyeleri teker teker söz alarak Genel Başkan'a hak verdiklerini belirttiler ve öneriler sıraladılar: Özetle dediler ki: ''CHP, Türkiye'nin Avrupa Birliği idealinde başı çeken parti olmalıdır. Aralık ayında müzakere takvimi alabilmek için elimizden geleni yapalım. Avrupalı sosyalist liderleri ziyaret edelim; tezlerimizi anlatalım.
Ulusçuluğumuzu, Atatürk'ün yaptığı gibi akılla, mantıkla, günün koşullarıyla birleştirelim. Toplumumuzun kutuplaşmadan kurtulması ve bir kardeşlik ortamında özgürce nefes alabilmesi için büyük bir çatı oluşturalım. CHP'de çok az sayıda genç bulunduğunu biliyoruz. Genel Merkez'in yaş ortalaması 70.
Genç kadroları partiye taşıyalım, yönetim görevleri verelim.'' Bu önerileri dikkatle dinleyen Genel Başkan ''Söylediklerinizin hepsine kanlıyorum'' dedi. ''Seçimlerden önce herkes birbirini suçladı. Gelin bu sayfayı kapatalım. Ben geminin kaptanı olarak her türlü sorumluluğu üstüme alıyor ve yönetim kadrolarını gençleştirmek için ilk adımı atıyorum.'' Bunun üzerine çok duygulanan MYK üyeleri, ''Sayın Genel Başkanımız, bu işte sizin kadar biz de sorumluyuz'' dediler.
Genel Sekreter, yardımcılarına, onlar da Genel Başkan yardımcılarına sarıldı, dostça kucaklaştılar. Biri, ''Yalnız kendi içimizde kucaklaşmamız yetmez. Bizim dışımızda kalan sola da açılmalıyız, onları da kucaklamalıyız. Hepsi bizim mücadele arkadaşlarımız dedi.
Bu öneri alkışlarla kabul edildi. Bir ''kardeşlik kurultayı'' düzenlenmesi kararlaştırıldı. Toplantı sonunda şu görüşler dile getirildi: ''Parti yöneticileri olarak, Türkiye'nin demokrat, aydınlık insanlarının her seçimde boynunun bükülmesine tahammülümüz yok. Tekrar sol olmalı, emekçi kesimlere açılmalı, namuslu aydınlarla sağlam diyaloglar kurmalı, modern, çağdaş, özgürlükçü bir yapıyla 21. yüzyıla uygun bir sosyal demokrat parti haline gelmeliyiz.
Avrupa Birliği'ne giren Türkiye'nin en ilerici, en çağdaş, en devrimci partisi olmalıyız. Kendi özgürlüğünü tehlikede gören her yurttaşımız, altına sığınacağı çatı olarak bizi görmeli. Devlet partisi olmamalı, özgürlükleri savunmalıyız.'' MYK, daha sonra genç kadroların önünün nasıl açılacağı ve yönetimin nasıl gençleştirileceği üzerinde isim çalışmalarına başladı. Ben de bu müjdeleri sizlerle paylaşmak istedim.
Not: Keşke bu günün tarihi 1 Nisan olmasaydı!
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:56