Yaşam
  • 15.9.2002 08:54

16 YAŞINDAKİ GENCİ KAÇIRAN DUL KADININ İLGİNÇ ÖYKÜSÜ...

KAYNAK : Haber Vitrini 16 yaşındaki K.’yı kaçırıp 18 gün boyunca alıkoyduğu iddiasıyla yargılanan Emine Öztürk "Bizim aramızda filmlerdeki gibi büyük bir aşk vardı" diyor: "Beni sevdiğini defalarca söyledi. Bunları duymak beni zayıf düşürdü. Sonunda ben de onu sevdim" Öztürk "Onu bazen özlüyorum, bazen de ifadesini değiştirip onu kaçırdığımı söylediği için kinleniyorum. Beni hiç aramıyor. Oysa beni kurtarmalı, namusumu temizlemeli" diyor ve ekliyor: "Yaptığım hiçbir şeyden utanmıyorum. Sevgiden utanılır mı?" "K. beni görmüş, beğenmiş. ‘Seni gördüğüm andan beri seviyorum. Evlenip ayrılmışsın, bir kızın varmış ama önemli değil’ dedi. Güldüm geçtim ama o vazgeçmedi. Benim için yaptığı şeyler hoşuma gidiyordu. Bana Trabzonlu şarkıcı Gönül’ün kasedini hediye etti. Aşık olmuştu bana. Ben de sonra ona aşık oldum." Divanın üzerinde sayfalarını kimseye açmadığı bir defter ve arada bir mesaj gelen bir cep telefonuyla oturmuş kadın "Ben onu sevdim. O da beni sevdi" dedikçe yan koltukta oturan ablaları şaşkınlık ve gururla başlarını sallıyorlar. Bu baş sallamalar ayıplama anlamına da gelebilir onaylama anlamına da. Bence onaylama. Çünkü Emine Öztürk konuştukça, anlattıklarında ayıplanacak, yargılanacak bir şey bulamıyorum. Emine Öztürk işte o kadın. 9 Ağustos günü Trabzon, Şalpazarı'ndaki evlerinde misafir olan 16 yaşındaki K.K. adlı erkek çocuğu dağa kaldırdığı ve 18 gün boyunca zorla cinsel ilişkiye girdiği iddia edilen kadın. Hani çocuğa "Seni maça götüreceğim" deyip arabasına atmış sonra da dağ bayır, köşe bucak dolaştırmış; kocasından ayrıldı ayrılalı -beş yıl boyunca- bastırdığını söylediği cinsel arzularının haritasını Trabzon yaylarına yayıp bacak kadar çocuğu "istismar etmişti". Erkek güvenlik ve haber alma örgütleri kadıncağızın suç aleti kabul edilen mütevazı Uno otomobilinden lüks bir Mercedes türetecek kadar yaratıcılık sergiliyorlardı gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında. Üstelik iddialara itibar edersek Emine Öztürk üç kez daha farklı çocuklarla benzer girişimlerde bulunmuştu. Yani tam bir "parlakçı"yla, Fahriye Abla ile Edwige Fenech arası bir cinsel anti-kahramanla karşı karşıyaydık. Halbuki karşımda oturan kadın şimdi ona içselleştirilmiş suçluluk duygusunun el verdiği ölçüde K.K. ile ilişkilerini adlı adınca anlattıkça sadece aşkla, sevdayla karşı karşıya olduğumu anlıyorum. Geldiğinde bütün sınırları ihlal eden o tensel şeyle. "Nasıl olsa buluşuruz diyerek teslim oldum" Emine Öztürk "Kanundan kaçılmayacağını biliyordum. Birbirimizi sevdiğimize göre yeniden buluşacağımızı düşündüm. K. beni seviyordu çünkü. O yüzden teslim oldum" diyor. Firardaki aşıkların fotoğrafları Emine Öztürk ve K. kaçtıktan sonra çeşitli otel, dinlenme tesisi benzeri yerlerde kaldılar. Öztürk beraber geçirdikleri ilk gecenin ardından sabah uyandıklarında ikisinin de çok mutlu olduğunu söylüyor. K. ile nasıl tanıştınız? Ailesini tanıyordum zaten. Yengemin akrabaları. Aynı köylüyüz. Yaylada evleri olmadığı için yazları tatilde bizim evde kalırlardı. Kaç senedir? Sekiz-dokuz senedir. Yani K.'yı daha yedi-sekiz yaşında bir çocukken tanıyordunuz. Hayır. K. üvey annesi onu istemediği için babaannesinin yanında büyümüş. Bir senedir onlarla birlikteydi. Ben de bu yaz tanıdım çocuğu. Arkadaşlığınız nasıl başladı? Beni gördüğünde genç kız sanmış ve beğenmiş. Bizde kaldığının ertesi günü ya da iki gün sonra bana söyledi. Ben zaten yanaşmasından anladım. Ne dedi? "Seni seviyorum" mu dedi? "Seni seviyorum" dedi. "Hoşlanıyorum senden" dedi. "İlk gördüğüm andan beri" dedi. "Evlenip ayrıldığını, bir kızın olduğunu öğrendim ama bunlar da önemli değil" dedi. "Her halinle beğeniyorum seni" dedi. Böyle başladı. Siz ne yaptınız? Güldüm geçtim. Ama o vazgeçmedi. "Üvey annesi para verdi, bizi arabaya atıp yolladı" Ne hissediyordunuz o sizi baştan çıkarmaya çalıştıkça? Hoşuma gidiyordu. "İyisin" deyince her insanın hoşuna gider. "Kötüsün" deyince mi hoşuna gider insanın? Yavaş yavaş kabul ediyordum onu. Çünkü bu toplumda çok olan bir şey: Kocadan kadın küçük olur, kadından koca küçük olur. Yani ilk defa olan ben değilim. Sizi etkilemek için başka ne yapıyordu? Mesela ben apandisit ameliyatı olmuştum. Ağır yük kaldıramıyordum. Su taşımada hep bana yardım ediyordu. Yanımdan ayrılmıyordu. Heyecanlanıyor muydu sizin yanınızda? Tabii. Nasıl aşık oluyorsa herkes, o da bana aşık oldu. Ben de ona aşık oldum sonra. Sevdim onu. Ama o zaman evlenmeyi hiç düşünmedim. Size hiç hediye aldı mı? Kaset. Kimin kasedi? Gönül. Trabzonlu bir sanatçı. Ev halkı fark etti mi bu elektriklenmeyi? Gizlemeye çalışsak da anlaşılıyordu. Üvey anne fark etmiş zaten. Geldi, "İkiniz birbirinize çok uyuyorsunuz" dedi. İstersek kaçabileceğimizi, bize yardım edebileceğini söyledi. Neden kaçmanızı istiyordu? Herhalde bu şekilde çocuktan kurtulacağını düşünüyordu. İstemiyordu K.'yı yanında. Ben de o andaki hislerime, zaafıma yenik düştüm. Beş yıldır erkeksizdiniz. Arzularınızın galip gelmesi normal değil mi? Ben öyle şeyler düşünmüyordum. Ama beni sevdiğini defalarca söylemesi beni zayıf düşürüyordu. "Ben annesiz büyüdüm. Anne sevgisine açım" bile dedi. Ben de onu sevdim. Ben de çocuk sahibiyim. Sevdim sonunda onu. Ama bir kadın olarak sevdiniz K.'yı, değil mi? Anne olarak değil yani. Tabii kadın olarak sevdim. Niye anne olarak seveyim ki? Birlikte kaçmaya nasıl karar verdiniz? Üvey anne ikna etti. Siz yani K.'yı "Maça götüreceğim" deyip kandırmadınız mı? O yaşta bir çocuğu kandırmak mümkün mü? Peki, nasıl oldu kaçıp gitme? Üvey anne bizi arabaya atıp gönderdi. "Alın bu parayı, kaçın" dedi. Kim kullanıyordu arabayı? Bazen ben, bazen K. Zaten benim arabamdı. Bir şey sormak istiyorum: Sizin çevrenizde genç bir kadın dul kalınca cinsel arzularını nasıl bastırır, cinsel ihtiyaçlarını nasıl giderir? Bastırır. İsterse bastırır. Ben beş yıl nasıl bastırdım? O kadar bilgim yok ama bastırılır. Ben beş yıl yaptım, başkası da yapar. İlk kaçınca mı insanlardan kurtuldunuz? Hayır, evdekiler başka işlerle meşgulken yaylalarda filan geziyorduk. El ele tutuşuyor muydunuz? Hayır, görebilirlerdi. Buradakilerin flört ettiği gibi değildi. Sadece konuşuyorduk. Kaçtıktan sonra ilk gece nerede kaldınız? Otel gibi bir yere, bir dinleme tesisine gittik. İlk orada mı yattınız? Evet. Yatakta K. beye daha önce kadınlarla ilişkisi olup olmadığını sordunuz mu? Daha önce kadınlarla ilişkisi olmamış ama üvey annesi K.'nın bazı cinsel organları ile ilgileniyormuş. Onu söyledi. İlk gecenin ardından sabah uyandığınızda birbirinize baktığınızda ne hissediyordunuz? İkimiz de mutluyduk. Ailelerimizi ikna eder, evlenir, mutlu oluruz diye düşünüyorduk. Köyde usul öyledir. Siz beş yıl sonra ilk kez, o da hayatında ilk kez sevişiyor. Bu bir susuzluğu gidermek gibi bir şey miydi? Bence K.'nın ilk deneyimi değildir. Ama ben böyle açık açık konuşmak istemiyorum. Ne kadar sürdü bu heyecan dolu günler? 18 gün. Hissediyor muydunuz kötü bir şeylerin olacağını? Basına verildiğimizi duyunca K.'nın babasının beni kullanarak medyatik olmak istediğini anladım. Ve bizi ayıracaklarını düşündüm. K.'nın babasının daha önce belediye başkanı yardımcılığına soyunup kaybettiğini, sonra da iflas ettiğini biliyordum. Baktım ki medyatik olup bir yere gelmek istiyor, teslim olmaya karar verdim. K. ile beraberken hiç ağladınız mı? Ağladım. Kızım için ağladım. En son saatleriniz nasıl geçti? Çok güzel geçti. Teslim olduktan sonra karakolda size kötü davranıldı mı? Bir kadın olarak sizi eleştiren oldu mu? Hayır. Utanıyor muydunuz? Hayır. Neden utanayım ki? Sevgiden utanılır mı? Sizi hemen ayırdılar mı? Evet. Bir daha mahkeme koridorunda gördüm K.'yı. O zaman da sadece sırtını gördüm. Niye bu serüveni gideceği yere kadar götürmediniz? Kanundan kaçılmayacağını biliyordum. Birbirimizi sevdiğimize göre yeniden buluşacağımızı düşündüm. K. beni seviyordu çünkü. Zaten sevmese ben o çocuğu daha çooook kaçırırdım arabamla. K. da kaçardı. "Anne sevgisini hiç hissetmediği için çok olgun bir çocuk " K. karakolda nasıl ifade verdi? Benim gibi. Benim ona kaçma teklifinde bulunmadığımı, üvey annesinin bizi ikna ettiğini söyledi. Ama sonra savcılığa gittik, adliye koridoruna, baba geldi avukatla. K. ile konuştular. O da ifadesini değiştirdi. Zaten ben biliyordum, K.'yı beni ne kadar sevse de yaşından dolayı babasına teslim edeceklerini. Peki, incinmediniz mi ifadesini değiştirince? Değiştirmek zorundaydı. O, çevresi olmadan yapamaz. Sonunda babaya gideceğini biliyordu yaşı tutmadığı için. Hâlâ seviyor musunuz K.'yı? Yani sevdim. Ama şimdi karmaşık duygular içindeyim. Özlüyor musunuz, peki? Onu da bilmiyorum. Bazen özlüyorum, bazen niye ifadesini değiştirdi diye kinleniyorum. Hiç aramıyor mu sizi? Hayır. Peki, bir gün tekrar bir araya geleceğinizi düşünüyor musunuz? Evet. Beni kurtarmalı, benim namusumu temizlemeli K. Ben beş yıl erkek gibi yaşamıştım. K. çocuksu biri miydi, ağırbaşlı bir delikanlı mı? Çocuksu değildi, ağırbaşlıydı. Sizinle geçirdiği bu 18 gecenin sonunda onun daha olgunlaştığını hissettiniz mi? O zaten babaannesinin yanında kaldığı, anne sevgisini hissetmediği için diğer çocuklardan daha olgundu. Benim yanımda da olgundu. Sizinki filmlerdeki gibi bir büyük aşk mıydı? Tabii ki büyük aşktı. Ben sevgiye çok inanıyorum. Onunla geçen günleri, geceleri hatırlıyor musunuz? Hatırlıyorum, neden hatırlamayayım ki? Çok uzun zaman geçmedi ki aradan. Ona sevdiği bir yemeği yapabildiniz mi? Hiç evde birlikte yaşamadık ki. Trabzon, Akçaabat, Beşikdüzü, gezdik durduk. Bütün bu sürecin ardından bir kadın olarak güçlendiğinizi hissediyor musunuz? Kadın olarak evet ama birden çok çöktüm. K. yine yanınıza gelse ve "Hadi, gidiyoruz" dese, gider misiniz onunla? Bilmiyorum. Peki, ona bir mesaj göndermek ister misiniz? Kendine gelip sevgimize sahip çıksın. Aile içinde, çevrenizde size kötü davranan var mı? Hayır. Hepsi sevgiyi biliyor. Hepsi sevgiye dayanarak K. ile kaçtığımı biliyor. Bizim yaylada kimseye sevmeden, zorla bir şey yaptırılamaz. n K. ile tanışmadan önceki hayat... K. ile karşılaşana kadar hayatınızda neler olmuştu? Çalışıyordum. Serbest. Şalpazarı'nda doğmuştum. Ama İstanbul'a gelmiştim. İstanbul'da oturuyordum. İlk bir evlilik yapmıştım. Evlilik öncesi okula gitmiş miydiniz? Evet. Ortaokulu bitirdim. Sonra biçki dikiş kursuna gittim. Okulu sürdürseydiniz ne olmak istiyordunuz? Öğretmen ya da hemşire. En çok bunları istiyordum. Peki, siz ne iş yaptınız sonra? Evlere, işyerlerine temizliğe gittim. Ama eğer kalabalık bir ailenin kızı olmasaydım çok daha yüksek yerlere gelirdim. Evlendiğiniz erkeği sevmiş miydiniz? O üç yıldır bana hevesleniyormuş. Ama ben onu sevmiyordum. Ama sonradan sevdim. Sonradan kabul ettim. Düğünde mutlu muydunuz? Nişan, düğün yapmamak için ailelerimizin rızasıyla, o ve arkadaşları gelip beni kaçırdılar. Beni babasının evine götürdü. Evlendiğim gün onu sevdim. İlk ve en çok sevdiğim kişi o oldu. Ne iş yapardı kocanız? Çalışmıyordu. Ben burada çalışıp yazın köye tatile gidiyordum. Aldım, onu da buraya getirdim. Sonra niye ayrıldınız? Sonradan ruhsal bunalıma girdi ki herhalde, çok sinirli oldu. Anlaşamadık. Herkes gibi evlendim, ayrıldım yani. Çocuğunuz olmuş muydu? Evet. Bir kızım oldu. Sonraki beş yıl boyunca hiçbir erkeğe yakınlık, arzu duymadınız mı? Hayır. Bizde öyle bir şey yoktur. (AHMET TULGAR/ MİLLİYET) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:07

İLGİLİ HABERLER