Gündem
  • 10.3.2015 23:21

Akit Yazarı Gülen'i öyle bir yerden yakaladı ki

Pensilvanya’daki zat, hâlâ kendisini eski yıllarda sanıyor..

Saf saf kendisini dinlediğimizi sanıyor..

Ki, dün herkul.org’dan servis edilen son videosunda, şunları söylüyor:

“Boğaziçi’ndeki yalıların hepsini bunlara verseniz, ‘Allah Allah, ne kusur yaptık ki bu adamlar bize böyle hakarette bulunuyorlar, saygısızlık yapıyorlar?’ diyecekler.”

Kendi şakirtlerini böyle tanımlıyor, Pensilvanya’daki zat..

Bunlara Boğaziçi’nde bir yalı teklif ederseniz, reddederlermiş..

Reddetmekle kalmazlar, bir de derlermiş ki, “Biz ne hata ettik ki, böyle bir adice teklifi bize yapıyorlar. Biz ne kadar kötü bir görüntü vermişiz ki, bize böyle bir yanlışa itiraz etmeyeceğimizi, kabulleneceğimizi sanarak, bu teklifi yapıyorlar!”

O yıllar geçti, mazi oldu, Ramiz oğlu Fetullah!

Eskidendi bunlar..

Bugün artık, senin grubun öyle bir şekle bürünmüş ki, “bir yalı verene” şöyle soruyorlar: “Hepsi bu kadar mı?”

Emniyeti ele geçirmişsiniz.

Yetmemiş.

Adalet Bakanlığı’nı ele geçirmişsiniz.

Yetmemiş.

Maliye Bakanlığı’nı ele geçirmişsiniz..

Yetmemiş..

Askeriyeyi ele geçirmişsiniz..

Yetmemiş..

Uzatmayalım.

(Haşa) Her yerde, her an olmak istemişsiniz..

Sonunda yere çakılmışsınız.

Sen de gör, şakirtlerin de görsün artık, Ramiz oğlu Fetullah!

“Boğaziçi’nde yalılar” dedi ya, Ramiz oğlu Fetullah..

Kendisinin onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın çöktüğü Boğaz Köprüsü manzaralı yalı aklıma geldi..

Sordum arkadaşlara, “(Yalıya çökmüşler) haberimizle ilgili olarak bir açıklama geldi mi?” diye..

Yollamışlar..

Merak ettim..

Acaba, birileri bunlara o yalıyı verdiklerinde, hocalarının dediği gibi, “Biz ne kusur işledik de bize bu yalıyı veriyorsunuz? Biz o yalıyı alacak, ne kabahat işledik. Dünya malını bize nasıl teklif ediyorsunuz.. Tövbe tövbe!” mi demişler?

Yooo.

Açıklamalarında öyle bir şey yok..

Ya ne var?

Şu var:

“Yıkık ve harabe halde iken Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Meclisi’nin 17.5.2006 tarih ve 424 sayılı kararı ile toplam 21 yıllık Restore et-işlet-devret yöntemi ile ihale usulü ile kiralanmıştır” diyorlar..

İşe bakın siz..

“Dünyalık hiçbir şeyde gözümüz yok. Bizden birisine, birisi ‘yalı teklif etse’, ilk düşüneceği şey, ‘Ben ne kabahat işledim’ olur..” diyenler..

Gitmişler hayır amacı ile kurulmuş bir vakfa ait yalıya konmuşlar..

Bir de utanmadan, bilmem ne kararı ile, bilmem kaç yıllığına, restore et, kon ihalesi ile yerleştiklerini itiraf ediyorlar..

“Genel müdürlük. Genel meclis.. İhale” ifadelerini de, anlarsınız ya..

Hani Tayyip Erdoğan diyordu!..

“Ne istediniz de vermedik” diye..

Aynen işte.. O kapsamda..

İstemişlerdir..

Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü de ne yapsın?

Vermek zorunda kalmıştır..

Niye böyle diyorum?

Adı ihale ama..

Pek ihaleye benzemiyor.

2006’lı tarihlerde yapılan ihalelerin metinlerini açık kaynaklarda bulabiliyorsunuz ama.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın konduğu yalının ihalesinin metni, maalesef ortalıkta yok..

Onursal başkanlarının dediğini tam aksine..

“Yalı” teklif edildiğinde, “Bize yaramaz” dememişler.

Hatta yalı kendilerine teklif de edilmemiş..

Onlar, sahipsiz yalıyı arayıp bulmuşlar..

Çaktırmadan ihale ile, restore karşılığında üzerine konmuşlar..

Kiralamışlar..

Kiraladıktan üç hafta sonra, şaibeli bir yangınla, içindekiler tahliye etmişler!

O kadar yani..

Pensilvanya’daki onursal başkanları daha devam etsin: “Boğaziçi’ndeki yalıların hepsini bunlara verseniz, ‘Allah Allah, ne kusur yaptık ki bu adamlar bize böyle hakarette bulunuyorlar, saygısızlık yapıyorlar?’ diyecekler” demeye..

Onursal başkanları, “Boğaziçi’nde yalıda oturmanın teklifi”ni bile, kendilerine hakaret sayarken..

Bir başka vakfa ait yalıya çökenler, açıklamalarında diyorlar ki: “Kira bedeli, Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar İdare Meclisi’nin ihaleden önce henüz kim tarafından kiralanacağı belli olmadan, 17.5.2006 tarihli ve 424 sayılı kararı ile tespit edilmiştir.”

Biz biliriz bu işleri..

Henüz kime kiralanacağı belli değilmiş!

Gerçekten mi?

Gerçekten ise.. Hocanızın 20 Aralık bedduası gibi, ayağa kalkarak bir beddua/lanetleşme yapar mısınız?..

“Kime kiraya verileceği belli değildi. Belli ise..” diye başlayarak..

Evlere ateş düşmesine varıncaya kadar, lanet okur musunuz?

Okuyabilir misiniz?

Yaa..

İşte böyle Ramiz oğlu Fetullah..

Nerden, nereye geldiniz..

Kendinize yalı teklif etmeyi hakaret sayarken..

Şimdi çöktüğünüz vakfa ait yalıyı, kendinize bir hak olarak görüyorsunuz!

ALİ KARAHASANOĞLU / AKİT

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 21:40

İLGİLİ HABERLER