BAĞIŞ, BELÇİKA'DA ALEVİLERİN MUHARREM AYI İFTAR YEMEĞİNE KATILDI
BRÜKSEL (İHA) - AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Brüksel'deki temasları çerçevesinde Brüksel Büyükelçiliği ve Anvers Başkonsolosluğu tarafından organize edilen Anvers Alevi Kültür Merkezi'ndeki Muharrem ayı orucu iftar yemeğine katıldı. Bakan Bağış, iftar duası ve yemeğin ardından, alevi vatandaşlarla sohbet etti, dertlerini dinledi.
Yemek öncesi açıklama yapan Bağış, "Bu ay oruç ayıdır, matem ayıdır, anlama ve dayanışma ayıdır. Aynı zamanda bir olma, iri olma ve diri olma zamanıdır. Aslında bu iftar sofrasında Alevisi Sünnisi, doğulusu batılısı, Çorumlusu, Erzincanlısı bir ayrım yapmadan birlikte 'Allah Allah' diyebiliyor. Birlikte aynı duaya 'Amin' diyebiliyorsak, demek ki bizi birbirimize bağlayan ortak değerlerimiz var. Türkiye'nin yapısını bu anlamda biraz da aşureye benzetiyorum bu nedenle. Aşurenin içerisinde farklı farklı
yemişler, baklalar, meyveler var ve her biri kendi tadını özünü korur ama birlikte farklı bir tat ortaya koyarlar. Bakın Atatürk'ten sonra ilk defa cemevine giden bir Cumhurbaşkanımız vardır. Düne kadar siz de biliyorsunuz; çoluk çocuğun hangi dogmalarla, saçmalarla, hatta sapıkça zihniyetlerle, yanlış bilgilerle donatıldığını. Gelinen nokta yetmez ama başlangıcı yapmak önemlidir. Alevi çalıştayları istendiği kadar olumlu netice vermemiştir belki. Yayınlanan raporlar içerisinde kardeşlerimizi rahatsız eden bir takım cümleler vardır ama ondan evvel o da yoktu. Hiçbir çalıştay yapma iradesi ortaya koyan bir zihniyet de yoktu. Sivas'ta canlar yandı ama Sivas'ta canların yandığı mekanı bizim iktidarımıza kadar Kebapçı tuttular. Geldiğimiz günden itibaren oraya alıp anıtlaştırabilmek ve acıların dinebileceği bir mekan haline çevirebilmek için ne kadar uğraşıldığını ben kendim biliyorum" dedi.
Bugün Avrupa Parlamentosu'nda yaşanan karikatür krizi ile ilgili de konuşan Bağış, kendilerine yapılan küstahlığa Hz. Ali'nin cesareti ile cevap verdiklerini ve o öğretiden edindikleri birikimi ortaya koyduklarını ifade ederek, "Orada iktidarı muhalefeti, AK Parti'lisi, CHP'lisi hep beraber tavır koyduk ve biz tavır koyunca gördük ki, bizim dostumuz olan Alman da İngiliz de Hollandalı da tavır koydu. İnanın bana o saygısızlığı yapan ırkçı parlamenter geldiği öğlen yemeğinde oturacak yer bulamadı" dedi.
İftar yemeği sonrası bir anısını da paylaşan Bağış, yemeklerini beğendiği bir aşçının Alevilerin yoğunlukta yaşadığı bir yerden olduğunu ve Alevi olduğunu öğrenince isminin neden Bekir olduğu ile ilgili anısını şöyle anlattı:
"Dediler ki, bu aşçının adı Bekir Usta'dır. Ben de onunla tanışmak istedim ve pek çok sohbetin başı gibi ben de ilk nereli olduğunu sordum. Alevilerin yoğunlukta yaşadığı bir yer olduğunu öğrenince, kendisine Alevi olup olmadığını sordum; o da Alevi olduğunu söyledi. Bekir isminin Alevilerde çok yaygın olmadığını ben söyleyince o da bana hikayesini anlattı. Babası ismini Bektaş koymak istemiş ve nüfus memuruna da öyle söylemiş, ancak okuma yazması yokmuş babasının ve yedi yıl sonra kendisini okula
kaydettireceği zaman nüfus kağıdını okul görevlisine uzatmış. O ana kadar Bektaş diye seslendiği oğlunun nüfus kağıdında Bekir olarak kaydedildiğini öğrenmiş. Bu hikaye Türkiye'nin nereden nereye geldiğini anlamanız için önemlidir. Bu hikayeyi duyduğum gün dedim ki, bu ülkenin geçmişinde babaların evlatlarına Bektaş ismini koyamadığı Muhammed adını koyamadığı, Agop adını koyamadığı, o karanlık günlere bir daha dönmemek için bu siyasette varım dedim" dedi.
