Gündem
  • 4.5.2004 13:52

BAYKAL: HÜKÜMET DİYOR Kİ, 'AB İLE İLİŞKİMİZ KADIN-ERKEK İLİŞKİSİNE KADAR'

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin çağdaş bir demokrasiye dönüşmesini sağlayacak düzenlemeleri engelleyici bir tutum takınmayacaklarını ifade ederek, ''Dokunulmazlık, yargı bağımsızlığı'' konularındaki ısrarlarını da sürdüreceklerini bildirdi. Baykal, Anayasa Değişikliği Teklifi'nin görüşüleceği Genel Kurul'dan önce yapılan partisinin grup toplantısında, değişikliğe ilişkin görüşlerini açıkladı. Anayasa'nın günün ihtiyaçları doğrultusunda değiştirilmesi gerektiğini kaydeden Baykal, bunun sevindirici olduğunu, ancak paketin kendilerini rahatsız eden yönlerinin olmadığının da söylenemeyeceğini bildirdi. Baykal, 1982 Anayasası'nın daha demokratik, daha çağdaş değerlerle uyumlu hale dönüşmesi için AB'nin taleplerine muhatap olunmasının yanlış olduğunu söyledi. Anayasa değişikliğinin ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda kendi iradesiyle ortaya konulmasını tercih ettiklerini bildiren Baykal, ''Ama maalesef AB'nin talepleri doğrultusunda olmuştur. Bunu egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğunu meclisinin toplantı salonunun alnına yazmış bir parlamentonun mensubu olarak içime sindirmekte güçlük çekiyorum'' dedi. ''Bu değişikliklerin yapılması için bize dışardan sipariş verilmesine mi ihtiyaç var?'' diye soran Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İlla AB ilişkisinin bir uzantısı olarak mı Anayasa değişikliği yapmak zorunda olmalıyız? Bir Anayasa değişikliği paketi hazırlarken bizden (Şu, şu istenmedi) diye kabul edilmesi zorunlu değişikliklerin ele almaktan uzak durulmasını haklı saymak mümkün olabilir mi? İki temel değişiklik var ki bunlardan biri hiçbir AB üyesi ülkede olmayan biçimde bir kişisel imtiyaz haline dönüşen milletvekili dokunulmazlığıdır. Bunun yapılması için illa AB'nin bize (Niçin yargı önüne çıkmaktan korkuyorsunuz) demesi mi gerekiyor? Nerede milletvekili dokunulmazlığı, nerede yargı bağımsızlığı demeye devam edeceğiz. Hakimleri tayin eden kurulda Adalet Bakanlığı bürokratları, emir kulları var, böyle birşey olabilir mi? Bunun da değişmesi lazım, gerçek bir yargı bağımsızlığı olmadan demokrasiden, hukukun üstünlüğünden söz edilebilir mi? Bunları söylemek suç mu, yanlış mı? Bunları talep etmeye devam ediyoruz. Görüşmeler başlayana kadar nerede dokunulmazlık, nerede yargı bağımsızlığı diye sormaya devam edeceğiz, talep etmeye, ısrar etmeye devam edeceğiz. TBMM siparişle çalışan, fason üretim yapan bir ticari kuruluş değil, özgür iradesi olan, milletin egemenliğinin yansıdığı bir kurum.'' KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ Baykal, 40 kadın örgütünün temsilcileri, çok sayıda kadın ve BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi üyelerinin de izlediği grup toplantısında, paketin kadın-erkek eşitliğine ilişkin maddesini de değerlendirdi. Kadınların toplumda daha eşit hale gelebilmesini sağlayacak düzenlemenin ''Paket, AKP koridorlarında dolaşırken'' değişikliğe uğradığını ifade eden Baykal, şöyle konuştu: ''Bütün metinlerde var ama, insaf edin kadın ile erkeğin gerçekte yaşamda eşit olduğunu söyleme imkanı var mı? Eşit olması gerekmediğini düşünenler olabilir. Ama biz öyle düşünmüyoruz. Anayasa'nın bunu gerçekleştirmek için yetersiz kaldığını düşünüyoruz, bunu yapmak için aktif eylemler yapma görevinin iktidarlara yüklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Anayasa'da eşitlik maddesi var zaten, onunla yetinerek bir iş yapıyormuş gibi görünmenin anlamı var mı? İhtiyaç, o maddeyi yaşama geçirmek için etkin girişimler yapma yetkisinin iktidara verilmesi noktasında. Paket değiştirildi, kadın ile erkeğin eşit olduğunun bir kez daha ifade edilmesi ile yetinilmesi kararlaştırıldı. Ben buna (Kandıralı maddesi) diyorum, Kandıralı dostlarım alınmasın... (Bölük dur, Kandıralı sen de dur) derler. Herkes eşittir, kadın-erkek de eşittir. Bunun böyle olduğunu biliyoruz. Bu ne bu, oraya niye (Alevi ile Sünni de eşittir) diye yazmıyorsun, onu da yaz madem... Bu malumun ilanıdır, bilinenin tekrarıdır.'' ''ANAYASA'DA HAŞİV'' Buna hukukta ''Hiçbirşey katmayan, gereksiz fazlalık'' anlamına gelen ''Haşiv'' denildiğini kaydeden Baykal, Anayasa'da haşivin yeri olamayacağını söyledi. Baykal, bunun ''İktidarın mahçubiyetinin, utancının ifadesi'' olduğunu bildirerek, ''Hükümet diyor ki (AB ile ilişkimiz kadın-erkek ilişkisine kadar). Bu sınav AB ile ilişkinizdeki samimiyetsizliğin iç yüzünü ortaya koydu'' dedi. CHP Genel Başkanı Baykal, bu düzenlemenin iktidarın ''Gerçekte ne kadar demokrat, ne kadar çağdaş, ne kadar özgürlükçü, AB ile ilişkisinin sınırını'' ortaya koyması bakımından aydınlatıcı olduğunu kaydetti. ''CHP NE YAPACAK?'' Bütün bu çekinceleri ortaya koyduklarında ''CHP ne yapacak?'' diye sorulduğunu belirten Baykal, ''Pakete (Evet) derken paketin yetersiz, baştan savma, aldatmaca niteliğini değiştirmek için katkıda bulunmaya çalışacaklarını'' bildirdi. Baykal, Türkiye'nin çağdaş bir demokrasiye dönüşmesini sağlayacak düzenlemeleri engelleyici bir tutum takınmayacaklarını ifade ederek, ''Dokunulmazlık, yargı bağımsızlığı'' konularındaki ısrarlarını da sürdüreceklerini söyledi. Paketi bu şekliyle kabul etmeleri durumunda ''Görevlerini yapmış sayılamayacaklarını'' bildiren Baykal, ''O zaman bize (Siz lastik mühür basar gibi paketi kabul ediyorsunuz, niye katkıda bulunmuyorsunuz?) denilebilirdi. Biz paketi daha iyi bir noktaya taşımak için katkıda bulunacağız'' diye konuştu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:08

İLGİLİ HABERLER