Gündem
  • 8.9.2002 10:49

BÜLENT AKARCALI, NEDEN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLMADIĞINI YAZDI...

KAYNAK : Haber Vitrini Neden artık milletvekili adayı değilim? 1983'den bu yana 5 kez Milletvekili seçilmenin onurunu ve partim sayesinde ülkeme ve milletime aralıksız 20 yıl kadar hizmet etme gururunu yaşadım. Her dakikasını çalışarak geçirmeye uğraştığım bazen çok yorucu, bazen üzüntülü ama her anı ayrı bir zevk veren dolu dolu bir siyasi hayatım oldu. Bir Parlamenter olarak yeteri kadar hizmet ettiğime inanıyor ve tekrar adaylığımı koymuyorum. Artık siyasi hayatıma partimin MKYK üyesi olarak devam etmeye karar verdim. Siyasete bilerek ve inanarak girdim. Lise çağlarından beri hazırlandım desem abartma olmaz. Şans her insanın yüzüne güler yeter ki siz o an hazır olun ve şansın size güldüğünü anlayın. Siyasette benim de şansım Haziran 1983'de Turgut Özal'ı tanımamla gerçekleşti. Böylece Türkiye'de bir siyasetçinin yaşayabileceği en doyurucu, güzel ve yararlı yıllarımı başım dik, alnım açık siyaseti şahsi çıkarlardan uzak tutarak yaşadım. Uzun iktidar yıllarımızda halkımıza her konuda hizmet etmek için çalıştık. 1983'de yolsuz, susuz, elektriksiz, telefonsuz onbinlerce köyden ve kasaba irisi şehirlerden başlayıp 1991 sonlarında dünya ile yarışan bir Türkiye yarattık. Bugün Türkiye kimi sorunları yaşasa da gerçekleştirdiği temel ve köklü değişiklikler sayesinde geleceğine güven ve inançla bakabilir; zira her uygar toplumun olmazsa olmaz ölçüsü olan Vicdan, Fikir ve Teşebbüs Hürriyetleri artık bu toplumun malı olmuş ve ülkemiz AB'ye üyelik yoluna geri dönüşü olmayacak şekilde girmiştir. Kim ne derse desin Anavatan Partisi Türk siyasetinin en temel unsurlarından biridir. Belki de bu nedenledir ki sağda olsun solda olsun her siyasi parti Anavatan'dan ayrılan bir milletvekilini bünyesine katmayı çok büyük olay olarak görmektedir. Anavatan'ın siyasi hayattaki etkisi oy oranından çok yüksektir; 'Yeni' diye ortaya çıkanlar denendikçe ANAP'ın kıymeti daha da anlaşılacaktır. 3 Kasım seçimleri için bu olguyu partim adına Türk kamuoyu adına bütün heyecan ve azmimle anlatmaya çalışacağım. Elde ettiğim her başarıda, geldiğim her mevkide parti Teşkilatına inanarak ve ona sahip çıkarak siyaset yaptım. Sesim gür çıkarken, hep arkamda güçlü, sağduyu sahibi ve beni destekleyen bir Teşkilatımız olduğunu biliyor ve hissediyordum. Hiç bir hizip, grup listelerine girmeden hep Teşkilatın desteğiyle Büyük Kongrelerde MKYK'ye seçildim. Siyasi hayatım boyunca şeffaflığı, yalnız ve yalnız doğruyu söyleyip savunmayı Basın Mensubu arkadaşlarımla olan ilişkilerimde kural edinmeye çalıştım. Partimize veya Hükümetimize yönelik yanlış sandığımız veya memnun olmadığımız bir haber gazete veya TV'lerde yayınlandığında kızmak, sinirlenmek yerine yanlış sandığımızın doğrusunun ne olduğunu, memnun olmayışımızın varsa haklı nedenlerini Basın mensuplarına açıklamaya hep özen gösterdim. Makale kabul eden gazetelere yüzlerce yazı yazma imkanım oldu, yüzlerce defa televizyonlara çıktım. Adımın geçtiği binlerce haber oldu. Ama 20 yıllık siyasi yaşantımda (Akit Gazetesi hariç) hiç bir Basın Kuruluşu veya mensubuyla ihtilaflı ya da davalı olmadım. Siyasete girenin, siyaset yapanın hür ve bağımsız Basın'a inanması gerektiğini bilerek davrandım. (Akşam) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:04

İLGİLİ HABERLER