Gündem
  • 9.8.2003 13:58

CEMİL İPEKÇİ : BEN ERKEĞİN KADINLA EVLENMESİNE KARŞIYIM

ANKARA/Bekir isimli bir erkekle evlendiği idda edilen ünlü modacı Cemil İpekçi çarpıcı açıklamalar yaptı.Hürriyet Gazetesi'nden Ayşe Arman'a konuşan İpekçi, "Ben bir erkeğin bir erkekle evlenmesine karşıyım. Ama ben, bir erkeğin bir kadınla evlenmesine de karşıyım" dedi. İŞTE AYŞE ARMAN'IN RÖPORTAJI Bu, dumanı üzerinde tüten bir röportaj. Fırından yeni çıktı yani. Esti Bodrum'a gittim. Gece 12'de uçaktan indiğimde kendi kendime, deli misin burada işin ne dedim. Ama üç saat sonra farklı düşünüyordum, iyi ki gelmişim dedim. Bunca yıldır röportaj yapıyorum, bu denli açık, içinden geldiği gibi konuşan, cesur ve dürüst az insana rastladım. Cemil İpekçi özel biri. Zaten benim size onu uzun uzun anlatmama gerek yok. O bugün ve yarın kendini benden çok daha iyi ifade edecek size... Bir gazetede çıkan ‘‘Hollanda'da evlendi’’ haberi sizi neden rahatsız etti? - Çünkü yapmadığım bir şey. Yalan haber yani. Ben bir erkeğin bir erkekle evlenmesine karşıyım. Ama ben, bir erkeğin bir kadınla evlenmesine de karşıyım. Çünkü evlilik müessesesine sıcak bakanlardan değilim. Ama bu benim fikrim. Hem iki erkek çocuk mu yapacaklar, niye evleniyorlar? E belki aşıklar... - İyi de kontrat mı imzalamaları gerekiyor? Bana kompleks gibi geliyor. ‘‘Kadınla erkek yapıyorsa, bizim neyimiz eksik? Biz de erkek erkeğe evleniriz!’’ Evlensinler de, ben evlenmedim! Peki gerçekten evlenmiş olsaydınız... Saklar mıydınız? - Tabii ki hayır. Bugüne kadar neyimi sakladım ki? Evet, cinsel tercihimi ortalıkta bağırmadım, altını fosforlu kalemlerle çizmedim ama gizlemedim de. Ortadayım. Cemil İpekçi olmuşsam, bence bu sadece tasarladığım elbiselerle değil, kişiliğimle de ilgili. Numara çekmiyorum ben. Olmadığım gibi davranmıyorum. Ama hayatımda çok aşık olduğum kadınlar da oldu. Bir evliliğim de oldu. E bunları da gizlemiyorum. Ben hayata bıraktım kendimi. Hayatın herhangi bir yerinde aşk beni biriyle tanıştırmışsa, kuralları, tabuları dinlemedim. Kadın-erkek ne fark eder dedim, bu benim duygularım. Karşımdakiyle paylaşacağımız bir şeyler vardı, paylaştık. Demek istiyorum ki, gözümde sürme, kulağımda küpe, ayağımda da 15 pound'luk topuklu ayakkabılar bir kadını beğenmişsem, asıldım, flört ettim. ‘‘Ben böyle giyinmeyi seviyorum, buna hakkım yok!’’ demedim. Ama kadınlarla beraberken sürmemi de silmedim. Tıpkı bıyığım gibi o da benim bir parçamdı. E böyle bir adam hakkında bu kadar pespaye bir haber yapılması üzücü tabii! Size özel olarak kötülük olsun diye mi yapıldığını düşünüyorsunuz? - İyilik olmadığı açık! Bir sebebi var mı? - 56'ıma girdim, hálá enerjiğim. En çok defile yapan tasarımcılardan biriyim. Belden yukarı vuramadıkları için belden aşağı vuruyorlar. Bir de cesur yaşayan insanlara karşı hep bir düşmanlık vardır. Kolay değil tabii korkak olmak! Siz bir aşk mı yaşıyorsunuz şu anda? - Henüz karar veremedim. Bilmiyorum yani. Çünkü ben aşığım diyebilmek zor. Bir de hakikaten aşık olacak bir yaşta değilim. Akıllı bir yaştayım. Özel bir sevgi yaşıyorum galiba ben. Huzurlu bir beraberlik, güzel bir dostluk. Ve tabii iş arkadaşlığı. Çünkü Bekir aynı zamanda benim defilelerimin ayakkabılarını ve çizmelerini yapıyor. Cemil İpekçi Ayakkabı Atölyesi ona ait. O rahatsız oldu mu? - Olmaz mı? Böyle bir şeye karar verip hayata geçirmiş olsaydık, ikimiz de rahatsız olmazdık, dahası düğünümüze basını da çağırırdık. Evliliğiniz bir yana sizin sıkı bir playboy olduğunuz zamanları hatırlayanlar da var. Hayatınızın dönüm noktalarını öğrenebilir miyiz? Tamamen cehaletimden soruyorum, insan nasıl oluyor da, günün birinde kendi cinsini tercih ediyor? - Şimdi de fena değilim ama gençliğimde çok güzel bir adamdım. Birlikte olduğu kadına da çok veren bir adamım ben. Ama bir zaman geldi fark ettim ki, ben kadınlardan yoruldum. Çünkü her seferinde üzülen taraf ben oluyordum. Hoş beraberlikler değildi yani. Nişanlandım. Nişanlım beni 40 yaşında abuk sabuk bir adam için terk etti. Daha sonra bir evlilik geçirdim, eşim benden daha büyüktü, bir öğrendim ki, kadın beni her gün bir başkasıyla aldatıyor. Kendimi çok değersiz hissettim. Ama bir de ne göreyim, başkaları var benimle ilgilenen, ilgi gösteren, pastalar, hediyeler, çiçekler gönderen. Demek ki, bir sürü şeye değiyormuşum ben dedim. Kadınlar sizi üzdüğü için yani! - Tam olarak da bilmiyorum. Ama şunu biliyorum: Ben her güzel şeye açıktım. Ve iyi bir hayat yaşadım. Dolu dolu. O gelen güzel şeyleri, tabudur, aman ha diye elimin tersiyle itmedim. Hálá sorarlar bana, bir gün bir kadınla evlenebilir misin diye. Evlenebilirim. Asla diyemiyorum. İki yıl evvel az kalsın evleniyordum. Bundan 6 yıl evvel de bir kadınla beraberdim. Yani bu öyle bir şey ki, yarın karşıma öyle bir kadın çıkabilir ki, dünyamı değiştirebilir ve bana erkek olduğumu hissettirebilir. Ama bir kadın bunu hissettiremiyorsa, dünyanın en güzel kadını da olsa, ilgi duymuyorum. Bu anlattıklarınızdan sizin biseksüel olduğunuzu mu çıkarmam gerekiyor? - Ben kadın kılığına giren erkekler tanıdım, bir kadınla yaşıyorlardı. Kadın gibi görünmekten hoşlanıyor ama bir kadınla sevişiyor. Hayatında hiç erkeklerle ilişkisi olmayan travestiler, transseksüeller de tanıdım. Yani insan denilen muammayı binlerce yıldır kimse çözememiş, ben bu konuda kendimi çözmeye hiç çalışmadım. Siz bir gay olup olmadığınızı da mı bilmiyorsunuz... - Hayır bilmiyorum. Buna karar vermedim yani. Ama şimdilik kendi cinsimden hoşlanıyorum. Heteroseksüel aşkla eşcinsel aşk arasında belirgin bir fark var mı? - Bence hiç yok. İnsanla insan birlikte olduğu müddetçe sorunlar aynı. Değişen bir şey olmuyor. Aşklar, sevgiler, kıskançlıklar, bıkkınlıklar, problemler hep aynı. Bir tanesi televizyona ayağını dikip oturuyor, bir müddet sonra öbürü sinirleniyor. Biri futbol izliyor, öbürü ‘‘Niye sürekli bu abuk sabuk şeyi izliyorsun?’’ diyor. Bir tanesi alışveriş seviyor, diğeri ‘‘Bıktım her gördüğün vitrine burnunu dayamandan’’ diyor. Bir erkekle kadının ilişkisinde yaşanan sorunlar, zorluklar neyse, bir erkekle erkek de benzer şeyler yaşıyor. Ama tabii nasıl Türkiye'deki kadınlarla İsveç'teki kadınların sorunları aynı değilse, Türkiye'de yaşayan eşcinsellerle Amerika'da yaşayanların da aynı değil. Bu anlamda bir farklılık olabilir...Hürriyet Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:28

İLGİLİ HABERLER