Gündem
  • 12.9.2002 08:32

ECEVİT: BEN DOĞRU ANLADIM...

KAYNAK : Haber Vitrini Herkesin 11 Eylül'ü kendine. Geçen yıl New York ikiz kulelerine saldırı gerçekleştiği sırada, Oran'da, Rahşan Ecevit'le ropörtaj yapıyordum. Cep telefonumu kapatmıştım. Başbakan Ecevit'in Rahşan hanıma telefon açması sayesinde saldırıdan haberdar olmuştum. 11 Eylül saldırılarının birinci yılı ABD ve müttefiki ülkelerde terörist saldırıların acısı paylaşılarak anıldı. Örneğin Irak'ta da devlet kontrolündeki gazeteler Usame bin Ladin posterleri dağıtarak saldırıyı adeta kutladılar. Türkiye'de ise 11 Eylül'ün bambaşka bir anlamı oldu. 3 Kasım seçimleri öncesinde milletvekili aday listelerini teslim etme saati yaklaştıkça siyasi gerilim yükseldi. Siyasi düzey de düşebildiği kadar düştü. Bu gerilimin merkezinde Yılmaz-Ecevit söz düellosu vardı. Ecevit, sabah saatlerinde dünkü Radikal'in manşetinde okuduğunuz sözlerini kameralar önünde tekrar etti: Yılmaz'ın sorunu Avrupa Birliği değil, seçimi erteletmekti. Önceki günkü görüşmelerinde de seçimin ertelenmesi konusunu gündeme getirmişti. Bir süre sonra Mesut Yılmaz, ANAP Genel Merkezi'nde sert tepki gösterdi: Hayır, kendisi erken seçimin iptalini istemiyordu. Ecevit yanlış algılamıştı. Yılmaz, Ecevit'in AB konusundaki sözlerini de algılayamadığını söylüyordu. Bu konuyu, aday listelerinin 17.00'de teslimi ardından telefonla görüşme fırsatı bulduğumuz Ecevit'e sorduk: l Mesut Yılmaz, seçimi erteleme konusunun kendisi tarafından değil, sizin tarafınızdan açıldığını, sizin bunu yanlış anladığınızı söyledi. Konuyu açan kim oldu? Doğrusu şu: İki önerisi var sayın Yılmaz'ın, iki seçenek öneriyor. Birinden biri mutlaka yapılmalı diyor. Birincisi, 'MHP hükümetten çekilsin' diyor. İkincisi, o olmazsa, AB'ye destek olacak geniş tabanlı bir hükümet, adeta bir milli hükümet olsun diyor. İkisinden biri de kabul edilecek olursa, yapılması gereken şey, seçim tarihini değiştirmek. Nasıl yapılacak başka türlü? Bir buçuk ay kalmış seçime. Yılmaz'ın önerilerinin doğal sonucu erken seçimden vazgeçmektir. Ben bunu anlattım. Yılmaz, 'Konuyu ben açmadım, ben aslında seçimim yapılmasını istiyorum, Başbakan yanlış algılamış' diyor. Doğru mu? Yok. Öyle bir durum yok. Kendisi konuyu gündeme getirdi aslında. 'Seçim ertelensin' sözünü belki kullanmadı, ama söylediği her şey onu işaret ediyordu. · Yılmaz bir başka şey daha söyledi. Türkiye'nin önünde biri seçim, diğeri AB olmak üzere iki takvim bulunduğunu anlattığını, ancak AB takvimi konusundaki hassasiyeti de sizin tam algılamadığınızdan söz etti. Şimdi MHP, Anayasa Mahkemesi'ne münasebetsiz bir önerge verdi diye AB ile iplerimiz mi kopacak? Verir önergesini Anayasa Mahkemesi'ne, o da gereğini yapar. Öteden beri de olumsuz bir bakışları var AB'ye. Ayrıca AB ülkelerinde de AB karşıtı akımlar olabiliyor. Yani bu yüzden kıyamet kopmaz. İşler bu kadar karıştığı, aceleye geldiği için bir zaman açısından birtakım sıkıntılar olur belki ama, kıyamet kopmaz. O yüzden yanlış algılama yok. Söylediklerinden başka ne mana çıkar? Mesut Yılmaz'ın dedikleri yapılabilse 3 Kasım'da seçim olabilir mi? Mümkün değil. · Seçim sürecini nasıl görüyorsunuz? DSP rahat, ama onun dışında kaynıyor ortalık. Bu kadar kaypak bir zeminde siyaset olmamıştı. Bu kadar kaypak bir zeminde soldakiler sağa, sağdakiler sola gitmemişti. Çok garip şeyler oluyor. Ecevit'in garip olarak tanımladığı şeylerin başında aslında hükümetin ta kendisi geliyor. Ecevit'in halen başında bulunduğu hükümete ilişkin sözleri de bunu göstermeye yetiyor zaten: "Aslında biz fiilen bir azınlık hükümeti gibi çalışıyoruz şimdi. Diğer iki ortağımız birbirine yan bakıyor. Fakat her şeye rağmen ekonomide iyi gelişmeler var. Ama sayın Yılmaz'ın dünkü açıklamalarından beri, borsa yine düştü, dolar yine yükseldi. Yani başta atılan erken seçim adımı yanlış bir adımdı. Ama artık dönüş çok zor." (Murat Yetkin/ Radikal) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:06

İLGİLİ HABERLER