Gündem
  • 18.9.2002 00:41

ECEVİT : " MASUM TÜRKER, DERVİŞ'TEN DAHA BİLGİLİ "

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Hürriyet'in sorularını yanıtlayan Başbakan Ecevit, denize girmeyi özlediğini söyledi. Ecevit, ‘‘Bu özleminizi gidermeyi düşünmüyor musunuz?’’ sorusuna ise ‘‘Hayatımın her safhası gözler önünde. Onun için çok zor’’ karşılığını verdi. Başbakan Bülent Ecevit, Hürriyet'le yaptığı söyleşide, ‘‘Son yıllarda en çok yapmak isteyip de yapamadığınız, özlediğiniz şey nedir’’ sorusuna, ‘‘Denize girmeyi özledim’’ karşılığını verdi. Ecevit, ‘‘Peki denize girerek bu özlemi gidermeyi düşünüyor musunuz?’’ sorusu üzerine, ‘‘Hayır, o mümkün değil, çünkü hayatımızın her safhası gözler önünde, aşırı şekilde gözler önünde olduğu için zor’’ dedi. Ecevit dün Başbakanlık Konutu'nda yaptığımız mülakatta hastalığı süresince yaşadığı sıkıntılardan siyaset ve ekonomiye kadar geniş bir yelpazeye yayılan sorularımızı yanıtladı. Hastalığınız süresince sağlık sorunları ile değil, partinizden ayrılmalar nedeniyle de sıkıntılar yaşadınız. Bu süreçte neler hissetiniz? Tabii, bu bana son derece acı veren bir olaydır. Her insanda zaman zaman ufak tefek hastalıklar olur. Benim de yaklaşık üç ay bir rahatsızlık dönemim oldu. Bu kalıcı bir rahatsızlık değildi. O aşamada DSP grubundan ayrılan arkadaşların tavırları beni son derecede üzdü. Bu yalnızca grubumuzdaki üyelerden kaynaklanan bir tavır değildi. Aynı zamanda DSP'ye ve özellikle bana karşı yoğun bir kampanya açılmıştı. Gruptan bazı arkadaşlarımız da buna kapıldılar. Fakat beni mutlu kılan şey, bu oyunlara DSP örgütü kesinlikle gelmedi, kapılmadı. O bana teselli verdi. Ben politikada pek çok şeya alışığım ama böyle bir kampanyaya şimdiye kadar rasgelmemiştim. DSP'yi deyim yerindeyse yok etmek için yoğun bir kampanya vardı. Beni siyasetten dışlamak için yapılan bir kampanyaydı aynı zamanda. ERDOĞAN SIR KUTUSU AKP anketlerde birinci çıkıyor. Daha önce AKP ile ilgili rejim endişesi taşıdığınızı dile getirmiştiniz... Ben öteden beri anketlere fazla inanmam. Geçmişteki seçim dönemlerinde anketler hep DSP'yi aşağılarda gösterirdi. Fakat DSP, Türkiye'nin ve solun birinci partisi çıkmıştır. AKP'nin gelişme göstermiş olması beni tabii ki kaygılandırıyor. Biz laikliğe içtenlikle bağlı bir partiyiz. İnançlara saygılı bir laiklik anlayışımız var. Tabii ‘değiştim’ diyor AKP'nin Genel Başkanı. Fakat ne kadar değişmiştir, bu değişiklik ne kadar gerçektir, bunu zaman gösterecektir. Ben de hayret uyandıran bir şey aslında laikliğe karşı olmayan çağdaş düşünceli bildiğimiz bazı aydınların bile salt AKP'den kolay seçilebilir düşüncesiyle bu partiye yönelmeleri. Siz 1974 yılında MSP ile koalisyon kurdunuz. Necmettin Erbakan ile Tayyip Erdoğan'ı kıyaslayabilir misiniz? Erdoğan, çağdaş gelişmelere biraz daha yatkınmış gibi görünüyor. Fakat ne kadar gerçektir, ne kadar değildir, onu bilemiyorum. Önemli olan eski MSP'li, Milli Görüş'ü benimseyenlerin farklı bir tavır izler görünmeleri. Fakat dediğim gibi bu ne kadar gerçek bir ayrılıktır, onu bilemiyorum. AKP SIKINTI YARATIR Peki, kişisel bir kanaatınız oluştu mu bu konuda? Kişisel bir kanı oluşturmak çok zor. Sayın Tayyip Erdoğan, dikkat etmişsinizdir, partisinin nasıl bir tutum izleyeceği konusunda hiçbir şey söylemedi bugüne kadar. Tam bir sır kutusu gibi davranıyor. Bu da tabii insanda kuşkular uyandırıyor. İnşallah kuşkularım yanlıştır. AKP tek başına gelirse askerlerin tavrı ne olur? 28 Şubat gibi bir süreç yeniden yaşanabilir mi? Umarım buna gerek kalmaz. Buna gerek kalmadan kamuoyu gereken tavrı alır kanısındayım. Masum Türker Derviş’ten daha bilgili Kemal Derviş'in ayrılması ekonomiyi olumsuz etkiledi mi? Olumsuz yönde etkilemedi. Masum Türker arkadaşımızın ekonomi konusunda ne kadar bilgili olduğu, ne kadar öngörülü olduğu ortaya çıkmış oldu. Sayın Derviş de kendisini aşırı ölçüde siyasete verdi. Siyasal açıdan meydana gelen olumsuzluklarda onun büyük etkisi var. Bildiğiniz gibi moral bozucu bazı ifadeler kullandı. Erken seçimi savundu. Bunlar ekonomide bir sarsıntı meydana getirdi. Ayrıca DSP grubunun çözülmesinde rolü oldu. O çözülmeden doğmuş olan partiye üye olacakmış gibi davrandı. Fakat ondan sonra onları da dışladı. Hem DSP'ye hem de kendi oluşturduğu YTP'ye karşı olumsuz anlamda bir siyasetçilik gösterdi. Ekonomiye yeteri kadar da vakit ayırmadı. Buna karşılık Masum Türker arkadaşımız çok daha yoğun bir biçimde ekonomiyle ilgileniyor. Türk ekonomisini ve Türkiye'yi çok daha yakından biliyor ve izliyor. O bakımdan bir kaygım yok. O zaman Derviş'in ayrılmasını büyük bir kayıp olarak görmüyorsunuz? Tabii, evet... Hüsamettin’in gidişine üzüldüm Sağ kolunuz olan Hüsamettin Özkan'ın ayrılması sizde nasıl duygular uyandırdı. Hiç size ihanet edildiğini düşündünüz mü? Tabii üzüldüm, ama çok ağır tabirler kullanmak istemiyorum. Bu olay artık geride kaldı. Grubumuzun yarısının partiyi terk etmesi bana son derece acı verdi. Ama bunun fazla üstünde durmak istemiyorum. Rahşan Hanım mert bir insandır O dönemde eşiniz Rahşan Hanım'a dönük ağır eleştiriler geldi? Bunları nasıl karşıladınız? Eşinizin tepkisi ne oldu? En çok Rahşan Ecevit'e yönelik hücumlar beni üzdü. Rahşan Ecevit bu partinin kuruluşunda etken oldu. Kendisi için birşey beklemeden inandığı siyasal dava uğruna canla başla çalıştı. Ona yönelik hücumlar bana özellikle acı geldi. Fakat o da mert insandır, bunlara katlandı. Kendisi haksız ve yersiz iddialardan çok üzüntü duydu ama gerginliğe kapılmadı. Algılama sorunum olmadığı anlaşıldı Sizce Mesut Yılmaz seçimlerin ertelenmesini partisinin baraj kaygısı yüzünden mi gündeme getirdi, yoksa AB hedefi için mi? Şu kesin ki, Sayın Mesut Yılmaz, kendi partisiyle ilgili karamsar beklentiler ortaya çıkmadan önce erken seçimlerle AB konusu arasında bağlantı kurmamıştı. Kendi siyasal beklentileriyle ilgili olumsuzluklar ortaya çıktıkça AB konusunu gündeme getirdi. Görüşmeniz sonrasında sizde ‘algılama sorunu’ olduğunu söylemişti... Bir algılama sorunum olmadığı bir kaç gün sonra ortaya çıktı. Yani Sayın Mesut Yılmaz'ın erken seçim ister duruma geldiği açıkça ifade edilir duruma geldi. O bakımdan algılama yanlıştır iddiasının doğru olmadığı da ortaya çıktı. Üstünde durma gereğini bile duymadım. Baraj % 5’e inmeli ama zamanı değil Barajın yüzde beşlere indirilmesine ilişkin tartışmalara nasıl bakıyorsunuz? Bir seçim sürecine girildikten sonra, seçim sisteminde böyle bir değişiklik yapılması zamansız bir girişimdir. Ben öteden beri barajın yüzde 5'in üstüne çıkmaması gerektiğine inanıyorum. Batının sosyal demokrat ülkelerinde genellikle yüzde 5'in üstünde baraj yoktur. Bizim de buna uyum sağlamamız gereki. Fakat şu aşamada seçimlerle ilgili bütün hazırlıklar yapılmışken ve daha önce barajın düşürülmesi konusunda görüş belirtmemiş olan çevrelerin düşük baraj isteğine kapılmaları zamanlama açısından uygun değildir. Sonuç ne olacak bilemiyorum. Küskünlerin şu aşamada konuyu gündeme getirmiş olmaları pek inandırıcı görünmüyor. Konut’un camları mor Başbakan Ecevit'in, Hürriyet Gazetesi Politika Muhabiri Hakan Akpınar'ı kabul ettiği Başbakanlık Konutu'nun bahçeye açılan pencerelerinin camlarının mor olması dikkat çekti. Ecevit, söyleşinin ardından, güneş ışınlarını süzen mor camların ardındaki bahçesini seyretti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:09

İLGİLİ HABERLER