Medya
  • 18.2.2004 12:25

ENGİN ARDIÇ, NEDEN ''ANANIN ÖREKESİNE TEĞET GEÇTİM'' DEDİĞİNİ AÇIKLADI

Star Gazetesi yazarı Engin Ardıç'ın yazısı: Basın Konseyi’nden istifamdır Sayın Oktay Ekşi, Basın Konseyi’nin başkanı, Aydın Doğan’ın başyazarı, Türk basınının ‘kerameti kendinden menkul’ şeyh-ül muharririn’i, yani ‘duayeni’ olduğu ileri sürülen kişi, Vesaire vesaire... Dünkü yazınızda şöyle bir bölüm vardı: ‘(...) kızdığı insanlara ‘ananın örekesine teğet geçtim’ diyerek saldıran gazeteci, bunları yapmakta özgür olsun demiyoruz. Çünkü bunları ‘özgür’ olmakla değil, ‘aşağılık’ olmakla açıklıyoruz.’ Sözünü ettiğiniz gazeteci, okurların da hatırlayacakları gibi, benim. Okur da siz de gayet iyi biliyorsunuz ki, o başlık bir ‘nazireydi’. En kaba ve geniş anlamıyla memleket meselelerine eğilecek, yani gazetecilik yapacak yerde ‘gördüğü artistleri’ yazan, köşelerini ‘artist fotoğrafı biriktiren yatılı kız mektebi öğrencisi’ düzeyine düşürenlere karşı... Kişiye karşı da değil, zihniyete karşı. Sayın Ekşi, benim hakkımda kullandığınız o kelimeyi size aynen iade ediyorum. Mahkemeye gitmeyeceğim, çünkü bu tür davalardan para kazanmak isteyecek kadar küçük bir insan değilim, birçok tazminat davacısının olduğu gibi... Sizin paranıza tenezzül etmem. Ancak, takdir edersiniz ki, bundan böyle sizinle herhangi bir çatı altında birlikte bulunmam da mümkün olamayacaktır. Öncelikle, başkanı olduğunuz Basın Konseyi’nden istifa ediyorum. ‘Aşağılık’ olmakla suçladığınız bir üyeyi orada niçin ve nasıl tuttuğunuzu da anlayabilmiş değilim ya... Şunu da itiraf edeyim: Basın Konseyi’ne, kurulduğu zaman, birçok arkadaşım gibi ben de ‘laf olsun diye’ girmiştim. Başta rahmetli Uğur Mumcu olmak üzere birçok kişi de bu kuruluşa karşı çıkmışlar, uzak durmuşlardı. Ne kadar haklı olduklarını sonradan gördük; çünkü sözkonusu konseyin, ona buna ara sıra ‘kınama cezası’ yağdırmaktan öte ne iş gördüğünü, ne işe yaradığını anlayabilmiş değiliz! Başkanına ara sıra bu sıfatla demeçler verme olanağı sağlamaktan başka! Cezaların yanısıra kimseye ödül de verdiğinizi bugüne kadar hiç duymadım. Sayın Ekşi, sizin de pek iyi bildiğiniz gibi, bu sözde cezaların da hiçbir ‘müeyyidesi’ yoktur. Konseyin gücü, yalnızca üyelerinden aidat istemeye yetmektedir... Bu ‘Karakuşi’ cezaların hiçbir arkadaşımızın meslek hayatını olumlu ya da olumsuz şekilde etkilediğini de görebilmiş değiliz. Konsey sizin yönetiminizde maşallah o kadar ‘baştan kara’ gitmektedir ki, üyesi olmayan gazetecilere bile ceza vermekten kendini alamamaktadır (örneğin Murat Bardakçı). Eh, Türk basınında sarı basın kartı bile olmayan adamların köşe yazarlığı yaptıkları bir dönemde, bunda da şaşılacak bir şey yoktur. Umumun okumasına açık işbu yazımı lütfen bir istifa dilekçesi olarak kabul ediniz ve gereksiz konseyinizin kayıtlarından düşülmem için gerekli direktifleri veriniz. Sizinle olan ‘düzeyli birlikteliğimiz’ burada sona eriyor. Kızdığım insanlara değil ama, Türk basınını bir soytarılar panayırı haline getirmeye çalışan insanlara karşı verdiğim mücadele ise sürecek. Şimdi lütfen bu yazımı alınız, uygun bir yere sokunuz, örneğin dosyanıza. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:39

İLGİLİ HABERLER