Gündem
  • 31.5.2004 13:21

ERDOĞAN: ''MEDYANIN KÜRESEL SORUMLULUĞU VAR''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin basın özgürlüğü açısından sicilinin son yıllara kadar yeterinde parlak olmadığına dikkat çekerken, yasa değişikliğiyle basın ve iletişimin önündeki kısıtlamaların, antidemokratik yasalar ve uygulamaların ortadan kaldırılacağını kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Gazeteler Birliği'nin Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılan 57'inci Genel Kurul toplantısında katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, toplantının dünyanın barışa sevgiye, dostluğa ve kardeşliğe daha çok özlem uyduğu bir dönemde İstanbul'da yapılıyor olmasını anlamlı bulduğunu ifade etti. İstanbul'un insanlığın medeniyet yolculuğuna önemli kesişme noktası olarak bu toplantıya evsahipliği yaptığını söyleyen Erdoğan, İstanbul'da ve Türkiye'de dün olduğu gibi bugün de farklı inanç dil ve kültürlerden insanların doğal bir uyum, özgürlük, hoşgörü ve barış ortamında yaşama fırsatı bulduklarını kaydetti. Aynı gökkubbenin altında yaşayan insanların barış için nedenlerinin daha çok savaş için ileri sürülenlerden çok daha fazla olduğuna inandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Biz kültürel geleneğimizden ve inancımızdan aldığımız fezle insana saygıyı esas alıyoruz. Bizim kültürümüzde insan, evrenin özü ve özetidir. İnsan varlığığıyla en yüce değerdir. İnanç ve kültürel farkılılıkları insanlar arasında kin ve şiddet için gerekçe olamaz. Birey ve toplum olarak mutluluğumuz başkalarının mutluluğuna dayalıdır. Ne yazık ki insanın medeniyet yolundaki kazanımları hayatı kolaşlaştırmış, dünyayı küçültmüştür, bu kazanımlara paralel olarak insanın yüreği büyümemiştir. İnsanlar ne yazık ki kendi mutluluklarını bir başkasının mutluluğundan eksilterek, artırmaya çalışmaktadırlar.'' Mevlana'nın ''Ne olursan ol gene gel'' sözlerini hatırlatarak konuşmasını sürdüren Başbakan Erodoğan, Mevlana'nın insanlığa yüzyıllar önce yaptığı hoşgörü çağrısının bölgede yaşanan insanlık tradejisinde daha anlamlı hale geldiğini vurguladı. Erdoğan, evrensel çağrıları tüm dünyaya iletmenin gazetelerin, dünya yazılı ve görsel medyasının küresel sorumluluğu olduğunu belirterek, dünya iletişim sayesinde küçülürken, insani sorumluluğun büyümesi gerektiğini kaydetti. Gazetelerin traj kaygısıyla, kategorik olarak savaş ve çatışmalarını kışkırtıcı olduğu önyargısına verilecek yanıtın ''barışı savunmak'' olduğunun altını çizen Erdoğan, dünya medyasının çatışmaların insani boyutunu daha çok gündeme getirmesiyle birlikte savaşın ve terörün hiç kimse için çözüm değil, insanlık ideallerinin yok edilmesinin aracı olduğunun netleşmeye başladığını söyledi. ''Burada bütün dünya medyası, eğer insanlığın 'aklı ve vicdanı' olmayı başarabilirse, inanıyorum ki yeryüzündeki en hayırlı işi yapmış olacaklardır'' diyen Erdoğan, 1980'li yılından itibaren dünyada iletişim sektörünün öncülüğünde başlayan küreselleşme süreciyle birlikte, parametreleri, özgürlük, insan hakları evrenselliği, hukukun üstünlüğü, liberal ekonomi olan çoğulcu demokrasiyelere bir yöneliş olduğunu anlattı. Erdoğan, bilginin ve düşüncenin önündeki sınırların teknolojideki yeni buluşlarla ortadan kalkması, internetin çift yönlü iletişime imkan vermesiyle birlikte şikayet konusu olan gelişmiş ülkelerden, gelişmekte olan ülkelere doğru haber ve enformasyon akışının dengeleneceği ümidi doğduğuna dikkat çekti. ''İLETİŞİM SEVGİ VE GÜVENİ GÜÇLENDİRMELİDİR'' İletişimin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar belirleyici olmasının mesafeleri kısalttığını, insanları ve toplumları birbirlerinin gerçekliğinin bir parçası haline getirdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: ''Kalkınmanın da bir parçası olan iletişim, insanlar ve toplumlar arasında nefret ve düşmanlıkları değil, sevgi, karşılıklı güven ve saygıyı, özellikle özdeğerlere saygıyı güçlendirmelidir. Modern dünyanın saygın bir üyesi olabilmek, bu noktada, ahlaki değerlere bağlı özgür medya gazeteleri ülkemizin kazancı olarak değerlendiriyoruz.'' ''TİRAJLARIN DÜŞÜKLÜĞÜNÜ DÜŞÜNDÜRÜCÜ BULUYORUM'' Türkiye'de günlük satışı 5 bin ile 530 bin arasında değişen 38 ulusal, 2 binin üzerinde yerel; 35 ulusal, 2 bin 500 üzerinde yerel dergi bulunduğunu kaydeden Erdoğan, 20 ulusal, 176 bölgesel, 218 yerel televizyon, 102 bölgesel, 957 yerel radyo yayın yaptığını kaydetti. Erdoğan,''Rakamlar büyük bir iletişim potansiyeline işaret etmekle birlikte, özellikle kişi başına düşen gazete sayısına açısından bakıldığında arzu edilen düzeyde olmadığı açıkça ortadadır'' dedi. Yaş ortalaması 25'in altında genç nüfusa sahip 70 milyonluk ulusal gazetelerin günlük traj toplamlarının 4.5-5 milyon civarında olmasını düşündürücü bulduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasında basın özgürlüğü konusunda da değindi. ''TÜRKİYE'NİN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SİCİLİ PARLAK DEĞİLDİ'' Erdoğan, basının şimdi içinde bulunduğu durum hakkındaki görüşlerini de şöyle dile getirdi: ''Türkiye'nin Basın özgürlüğü açısından sicili son yıllara kadar yeterince parlak değildi. Türkiye, uluslararası gazetecilik meslek örgütleri tarafından sürekli tenkit edilen bir ülke konumundaydı. Hatta bu eleştirilerin zaman zaman dozunu ve amacını aşarak bizi incitici hal aldığını itifar etmeliyim. Bir buçuk yıllık icraatıyla en büyük yatırımı hükümetimiz, Türkiye'nin imajını zedeleyen, uluslararası toplumda saygınlığına gölge düşüren, iletişimde geldiğimiz noktaya yakışmayan antidemokratik yasaları ve uygulamaları ortadan kaldırmak için demokratikleşme hamlesinde basın ile ilgili düzenlemelere öncelik ve ağırlık vermiştir.'' ''KISITLAMALARI KALDIRIYORUZ'' Hükümetin çoğulcu ve demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü, daha çok sorumluluk üstelenen bir iletişim dünyası anlayışını esas aldıklarını anlatan Erdoğan, hedeflerinin demokratik standartları yüksek modern hukuki üst yapı oluşturarak, halkın haber alma hakkını ve bilgilenme hakkını teminat altına alarak iletişim özgürlüğünün sınırlarını genişletmek olduğunu söyledi. Erdoğan, gazetecilikle ilgili tüm meslek örgütlerinin, bilim adamlarının, sendakaların katılım ve katkılarıyla, saydam ve demokratik bir süreçte hazırlanan Basın Yasası tasarısının önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu gündemine alınacağını bildirdi. AB standartları AİHM içtihatları, evrensel değerler ve türkiye'nin içtihatları gözönünde bulundurularak hazırlanan bu tasarıyla iletişim özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaların kaldırılacağını söyleyen Erdoğan, tasarının yasalaşmasıyla iletişim özgürlüğü önündeki kısıtlamanın kaldırılacağını belirtti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:18

İLGİLİ HABERLER