Gündem
  • 15.3.2004 10:26

ERDOĞAN, SEÇİMDEN SONRA PARTİ ÖRGÜTÜNÜ ELE ALACAK...

Erdoğan, 28 Mart seçimlerinin siyasete ve AK Parti'ye yansımaları üzerine de açıklamalarda bulundu. AK Parti örgütlerinden gelen haberlerle ilgili rahatsızlığını gizlemeyen Başbakan, seçimden sonra tüm örgütü elden geçireceklerini söyledi. 3 Kasım siyasette belirli bir düzenleme yaptı. 28 Mart'tan sonra neler olacağını tahmin ediyorsunuz? Her açıdan bir siyasal tanzimat bekliyor musunuz? Her siyasi parti 28 Mart'tan sonra kendi içinde bir değerlendirmeye gidecektir. Biz bile bir değerlendirmeye gideceğiz. Özellikle örgütümüzü genel bir değerlendirmeye tâbi tutacağız. Nerede ne hatalar yapıldı; örgüt nerede ne gibi hatalar yaptı; ihtiraslar hangi safhada, ne noktada seçim üzerinde etkili oldu; kimler bu noktada daha samimi, kimler değil... Bunları göreceğiz. İl başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, belde başkanlarımız, yönetim kurulumuzdaki arkadaşlarımız, seçim sürecinde ne gibi çalışmalar yaptılar veya yapıyorlar; tüm bunlar seçim sonuçlarıyla birleştirildiğinde çok iyi bir şekilde ortaya çıkacak. Ondan sonra genel merkez olarak yapılması gerekeni yapacağız. Çünkü, kurumsallaşma sürecimizde 28 Mart'ın çok önemli bir yeri var. Yerel seçimleri partinizin iç dengeleri açısından nereye oturtuyorsunuz? Bir kere kurumsallaşma tamamlanmış olacak. Artık geleceğe çok daha farklı ve çok emin adımlarla yürüyen bir parti olacağız. Seçimin bu açıdan da çok önemsiyorum. Seçim barajı istikrar için lazım AK Parti'nin gücüyle ilgili endişeler Meclis grubunun büyük olmasına da bağlanıyor. Sizin oyunuzla milletvekili sayısı arasındaki makası nasıl değerlendiriyorsunuz? Kimsenin endişeye kapılmasına gerek yok. Bizim 3 Kasım'daki oyumuz yüzde 34,4. Parlamentodaki temsilimiz yüzde 65'tir. Ben oyu önemsemiyorum, benim için asıl önemli olan yüzde 34.4'tür. Yüzde 65 temsil sistemden gelen bir neticedir. O barajı koyanlar sandıkta yok olup gittiler. Şimdi de 'yüzde 10 barajını kaldıralım' diyorlar. Ama Türkiye'nin istikrarı yakalaması için bu baraja da şimdi ihtiyacı var. AK Parti ise o istikrarı yakalamanın mücadelesini veriyor. 28 Mart'ın siyasi partiler için gerçek bir ölçü olacağını düşünüyor musunuz? Öyle olacak. Kaldı ki mahalli seçimlerde baraj da yok. Barajın olmadığı bu seçimlerde maharetlerini göstersinler. Ne kadar belediye alacaklar, hepsi çıkacak ortaya. Biz bu seçimlerde yüzde 100 katılımla seçime girmeyi hedefliyorduk ama bazı yerlerde örgütümüzün ihmali yüzünden katılamadık. Ana muhalefet partisi ise 700-800 yerde katılamıyor. Cumhuriyetle birlikte kurulan bir partinin ne hale geldiğinin ayrıca bir göstergesidir. Bizden daha eski olan siyasi partilerin hali ortadadır. Hepsi dökülüyorlar. 'BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ'NİN FİGÜRANI OLMAYACAĞIZ' Türkiye'nin Irak politikası sonuçta gelip pastadan pay almak konusuna dayanıyor. Böyle mi düşünüyorsunuz? Bizim Irak'ta pastadan pay almak gibi bir derdimiz yok. Irak'ın şu anda derlenip toparlanmasıyla ilgili Irak halkına destek vermek istiyoruz. Irak'a en yakın ülke olarak oraya insani yardım noktasında devreye girdi. Gıda, LPG, enerji falan olarak devrede. Hiçbir ülke bunları bizim sağladığımız imkanlarda getiremez. Kaldı ki bizim bu gönderdiğimiz yardımlardan lojistik olarak ABD ve koalisyon ülkeleri istifade etmektedir. Bu süreçte bir de Büyük Ortadoğu Projesi gündeme geldi. ABD'nin Türkiye'ye biçtiği rol nedir? Şunu söyleyeyim. Türkiye'nin bu projede bir figüran olması söz konusu değildir. Türkiye burada İslam kültürüyle demokrasi kültürünü bir arada yaşatan bir ülke olması nedeniyle Ortadoğu'ya bir modeldir. Sadece Ortadoğu'da değil; Kafkaslar, Orta Asya'da birlikte düşünülmeli ki olay bir dini kimlikten çıkarılsın veya bir alternatif kimlik havasında oluşmasın. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokratik açıdan daha mutlu bir ortam hazırlansın. Biz bunun içn elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Ama asla burada bir piyon olmamız düşünülemez. 2004'TE DÜNYAYA HEYECAN VERECEĞİZ Seçimden sonra yeni bir sayfa açılacak. Bu nasıl bir sayfa olacak? Hedeflerimiz var ve bunları duruma göre sürekli revize ediyoruz. Acil eylem planımız var; bu aynen devam ediyor. 2004 yılı içerisinde yatırımları sürdürmek istiyorum ama tabiî bunun mali yönü var. Özelleştirmede atılan adımlar bizi biraz rahatlacak. Biraz da TMSF'nin yönetimine el konulan bankaların çalışmalarından inşallah tahsilat olacak. Bu bizim adım atmamızı kolaylaştıracak. Faizde yüzde 20'nin altına düşmek, enflasyonda tek haneli rakamı korumak, büyüme hızını yüzde 5'in üzerinde tutmak, faiz dışı fazladaki yüzde 6.5 hedefine hâlâ dikkat ediyoruz. İnşallah bu hedefleri 2004'te de yakaladığımız takdirde 2005 kolay olacak. 2005'e zaten paradan 6 sıfır atarak giriyoruz. Bu da ayrı bir heyecan katacak. Doğrudan yabancı sermayenin Türkiye'de yatırımları başlaması için seferberliğimiz var. Pazartesi günü dünyanın en önemli 20 yatırımcısıyla İstanbul'da toplanıyoruz. Bir de dış politikada ilişkiler gelişiyor. AB'nin bugüne kadar hiç gelmeyen en süt düzeydeki temsilcileri geldiler; geliyorlar. Ben de gideceğim ve AB üyelik sürecimiz için çalışacağım. NATO, OECD, İKÖ-AB zirveleri İstanbul'da olacak. İKÖ'nün ayrıca Dışişleri Bakanları toplantısı yine burada yapılacak. Türkiye, dünyaya heyecan verecek, dünyanın gündemine oturacak. Bu, 2005 ve 2006'yı da sürükleyecek. MUSTAFA KARAALİOĞLU '72 milyonun her ferdi benim canım ciğerimdir' Başbakan Tayyip Erdoğan, hafta sonu mitinglerini Şanlıurfa ve Diyarbakır'da yaptı. Konuşmalarında ''birlik beraberlik'' mesajları veren Erdoğan, AK Parti'nin üç kırmızı çizgisinin, ''bölgesel milliyetçilik'', ''ırka dayalı milliyetçilik'' ve ''dine dayalı milliyetçilik'' olduğunu; bunları kabul etmediklerini yineleyerek, ''Dün Suriye Kamışlı'da olayları gördünüz. Niye bu Arap, bu Kürt diye insanlar birbirini öldürsün? Türkiye'deki 72 milyon benim canım ciğerimdir, başımın üstünde yeri vardır. Bu Hristiyan, bu Müslüman, bu Sünni, bu Alevi diye de ayırmıyoruz. Birlik ve beraberlik neredeyse dirlik de oradadır. Artık cahiliye devri adetlerini ayaklar altına almalıyız'' dedi. Daha sonra Diyarbakır'a geçen Erdoğan, burada, 576 konutun temel atma törenine katıldı. Törende yaptığı konuşmada, geçen yıl 20 bin konutun temelini attıklarını belirten Erdoğan, ''Hedefimiz bu rakamı yıl sonuna kadar 100 bine çıkarmaktır.''dedi. 'Fişlemek suçtur' Kanal D'de yayınlanan TekeTek programına Diyarbakır'da konuk olan ve Fatih Altaylı'nın sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin insanları fişlemek gibi bir görevinin bulunmadığını ve bunun suç olduğunu söyledi. AK Parti'yi cumhuriyete karşı gösterme gibi bir gayretin içine girmenin anlamı olmadığını kaydeden Erdoğan, CHP ile ilgili olarak, ''Bunların kökü bereketsiz'' sözü ile de Atatürk'ü kastetmediğini dile getirdi. (yeni şafak) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:49

İLGİLİ HABERLER