Medya
  • 15.2.2004 11:34

ERTUĞRUL ÖZKÖK: SELAHATTİN DUMAN METROSEKSÜELSE O LİSTEYE GÖZÜ KAPALI GİRERİM

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök Vatan Gazetesi'nin kendisini Türkiye'nin 10 metroseksüel erkeği içerisine almasına ne dedi? İşte Özkök'ün metroseksüellikle ilgili yazısı... VATAN Gazetesi iki hafta önceki Pazar ekinde Türkiye'nin 10 metroseksüel erkeğini belirlemiş. Metroseksüellik ‘‘Top Ten’’inin dokuzuncu sırasında da ben varım. Liste şöyle: İlhan Mansız, Kenan Doğulu, Cemil İpekçi, Mustafa Sandal, Beyaz, Okan Bayülgen, Özcan Deniz, Haşmet Babaoğlu, Ertuğrul Özkök, Murat Birsel. Anlayacağınız, listenin tek metroseksüel genel yayın yönetmeni benim. Jüri üyelerinin hepsi de kadın ve benim takdir ettiğim kadınlar. Ama aralarında benim adım üzerinde bir görüşbirliği yok. Mesela İclal Aydın, ‘‘Yüzde yüz metroseksüel’’ derken, Duygu Asena ve Dilek Hanif, ‘‘Metroseksüel değil’’ diyor. ‘‘Kötü Kız’’ Ramize (Erer)'nin cevabı ise şu: ‘‘Metroseksüelliğini çaktırmayanlardan.’’ Yani ‘‘gizli metroseksüel’’. Veya ‘‘latan metroseksüel’’. * * * Bugüne kadar metroseksüelliğin ne olduğunu bir türlü çıkaramadığım için bunları okuyunca ilk tepkim şu oldu: ‘‘Şimdi bu iyi bir şey mi, yoksa kötü bir şey mi?’’ Listedeki öteki isimlere bakınca, ‘‘Korkulacak bir şey yok’’ diye düşündüm. Eşimin tepkisi ise farklıydı: ‘‘Sen hayatın boyunca manikür, pedikür yaptırtmadın. Nasıl metroseksüel olursun?’’ * * * Düşündüm, haklı. Takı takmam. Hatta evlilik yüzüğü bile takamıyorum. Çünkü elim her saniye yüzüğüme gidiyor. Kedilerin boynuna takılan şeyler gibi, ruhum takıyı reddediyor. Organ reddi gibi bir şey. Küçükken İzmir'de ‘‘Rightguard’’ koku kullanan büyüklerime çok imrenirdim. Ama param olmadığı için Amerikan Pazarı'ndan alamazdım. Param olduğu dönemde ise alerji belirdi. Ne deodorant, ne after shave, ne de losyon kullanabiliyorum. O yüzden müthiş bir sabun uzmanı oldum. Bir de talk pudraları. Kullanabildiğim tek şey talk pudrası. Her banyodan sonra arkamda beyaz tozlardan oluşan ayak izleri bırakıyorum. Peki bana, ‘‘Siz metroseksüel misiniz’’ diye sorarlarsa ne cevap vereceğim? Mustafa Sarıgül, kendisinin metroseksüel olduğunu söyleyenlere şu cevabı vermişti: ‘‘Ne metroseksüeli, ben Erzincanlıyım.’’ Şimdi ben de kalkıp ‘‘Ne metroseksüeli, ben İzmirliyim’’ desem aynı etkiyi yapar mı? Yapmaz... * * * Görüyor musunuz, daha heteroseksüelliğin, homoseksüellik olmadığını bile anlatamazken, şimdi başımıza bir de metroseksüellik çıktı. Ama kendimi rahat hissediyorum. Çünkü ‘‘10 Türk metroseksüel büyüğü’’ arasında Selahattin Duman da var. Üstelik o benim gibi jüri tarafından değil, direkt olarak halk tarafından seçilmiş. Yani tabandan geliyor. Dolayısıyla tabanın sesini yansıtan bir metroseksüel. Gerçek bir halk metroseksüeli. Selahattin Duman da metroseksüelse, bu kelimeden korkulacak bir şey yok demektir. Bir şey sorarlarsa, ‘‘Referansım Selahattin Duman’’ der işin içinden çıkarım. Onun girdiği her listeye gözüm kapalı girerim. * * * Bunlar işin şaka yanı. Ancak metroseksüel kavramının ifade ettiği çok önemli çağdaş bir gerçek var. Yaşadığımız dünya, kadın ve erkek arasındaki sınırları giderek flulaştırıyor. Bir zamanlar sadece kadınlara ait sayılan ekonomik pazarlar, şimdi erkekler dünyasını da içine alıyor. Mesela, cilt ve yüz bakımı ürünleri. Mesela, estetik ameliyatlar. Mesela, üniseks giysilerin giderek yayılması. Hatta makyaj... Bütün bunlar ister istemez duygu ve davranışlar arasındaki alanı da flulaştırıyor. * * * Burada tartışmamız gereken soru şudur: Erkekler için ‘‘metroseksüellik’’ denilen bir ‘‘davranış üçüncü cinsi’’ doğuyorsa, bunun bir kadın karşılığının da olması gerekmez mi? Ben gerekmez diyorum. Ertuğrul Özkök Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:38

İLGİLİ HABERLER