Gündem
  • 31.10.2008 00:52

İŞTE MUSTAFA FİLMİNİN ÇOK TARTIŞILAN 4 SAHNESİ!..

Bir Atatürk anlatısı olan Mustafa, tabuları sarsmaya çalışması açısından önemli bir adım. Bugüne kadar kafalarda oluşturulan Atatürk imajı, ulaşılmaz, dokunulmaz, insani zaafları olmayan bir Atatürk'tü. Filmde işlenen ve oldukça tartışma yaratan bildiğimizi zannettiğimiz bilinmeyenler arasında; Atatürk'ün ölmeden önce bizzat kendi direktifleriyle heykellerinin dikilmesini istediği, Kürtlere muhtariyet hakkı tanınması da var.
Can Dündar’ı Sarı Zeybek belgeseli ile hatırlarız hep. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü alışılmış kalıpların dışına çıkararak, ömrünün son üç yüz günü çerçevesinde değerlendirdiği, kafalardaki ulaşılmaz Atatürk ikonunu yıkan oldukça güzel bir belgeseldi. Dündar’ın yaptığı açıklamalarda dikkat çektiği nokta genellikle aynı oluyordu:
“Biz, ‘insan’ olan Atatürk’ü anlatıyoruz.” Aynı Can Dündar, Cumhuriyet’in seksen beşinci yılında bu sefer, “Mustafa” isimli bir Atatürk belgeseliyle tabuları sarsmaya başladı. Film, Selânik’ten Dolmabahçe’ye kadar Mustafa Kemal’in hayatını başından sonuna mercek altına alan, onu şablonlardan uzak olarak askeri, siyasi, insani boyutlarıyla anlatmaya çalışan bir belgesel. Vizyona girmeden önce oldukça yankı uyandıran filmin genel ayrıntıları şöyle:
Yeni nesli keşfe çağırıyor
“Mustafa”, seyirciyi, özellikle de yeni nesli Atatürk’ü yeniden keşfe davet ediyor. Film için Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı arşivleri başta olmak üzere, yerli ve yabancı pek çok arşiv özel izinle açıldı. Atatürk’ün daha önce görülmemiş fotoğraflarına, hatıralarını yazdığı not defterlerine, yakınlarına yolladığı çok özel mektuplarına, günlüğüne, elyazmalarına ulaşıldı.
Samimi bir dil
Çekim ekibi Atatürk’ün ayak bastığı Selanik’ten Manastır’a, Şam’dan Berlin’e, Sofya’dan Karlsbad’a kadar her coğrafyaya giderek, doğduğu odadan, öldüğü odaya dek her mekana girerek onun hayatını yerinde görüntüledi. Ondan kalan eşyalar, onu anlatan anılar, çalıştığı karargahlar, yaşadığı evler, geride bıraktığı belgeler, sevdiği müzikler, söylediği sözler titizlikle derlendi. Yeni kuşağın okulda öğrendiği klasik bilgilerden ve eski, siyah beyaz görüntülerden sıkılmış olacakları varsayımıyla filmde samimi bir dil ve modern animasyon teknikleri kullanıldı. Ve tabii ki müzikler...
Balkan müziğini dünyaya tanıtan adam, Goran Bregoviç, muhteşem tınıları ile Mustafa filmine adeta hayat veriyor. Bir Atatürk anlatısı olan Mustafa, tabuları sarsmaya çalışması açısından önemli bir adım. Bugüne kadar kafalarda oluşturulan Atatürk imajı, ulaşılmaz, dokunulmaz, insani zaafları olmayan bir Atatürk’tü. Her şeye ve herkese muhalefet olmayı kendisine bir misyon edinen CHP lideri Deniz Baykal, tabulara dokunan filme de şöyle muhalefet ediyor: “Atatürk’ün sofrası, içki içilen, coşkusuz yalnız ve yaşlı bir adamın sofrası gibi lanse ediliyor. Sanki Cumhuriyet kadrolarını yemiş, onlara ihanet etmiş gibi gösterilmesi doğru değildir”
Bildiğimizi zannettiklerimiz!
Filmde işlenen ve oldukça tartışma yaratan bazı bildiğimizi zannettiğimiz bilinmeyenler ise şunlar:
1) Ölmeden önce bizzat kendi direktifleriyle heykellerinin dikilmesini istediği,
2) Kürtlere muhtariyet hakkı tanınmasını istediği,
3) Bildiğimizin aksine, aslında İzmir Suikasti’nden sonra başlayan süreçte gittikçe yalnızlaştığı,
4) Günde bir büyük rakıyı ve üç paket sigarayı tükettiği,
5) Devrimlerle alakalı olarak, öğrencilik yıllarına ait günlüğünde gerçekleştireceği devrimlerle ilgili ipuçlar verdiği ve şu satırlarla bunları belirttiği, "Elime kudret geçerse, bir günde darbeyle sosyal hayatı değiştiririm. Neden ben bu kadar yıllık bir yükseköğrenim gördükten, uygar yaşamı, toplumu inceledikten ve özgürlüğü elde etmek için hayatımı harcadıktan sonra cahillerin seviyesine ineyim. Onları kendi seviyeme çıkarırım. Ben onlara değil onlar bana benzesin."
Atatürk merkezli resmi tarih
Heykel Atatürk’ten, İnsan Atatürk’e geçiş süreci bu kadar sancılı oluyor demek. Ancak, toplumdaki Mustafa Kemal anlayışını daha insanı bir zemine çekmek açısından oldukça başarılı bir yapım “Mustafa.” Ancak yeterli değil. Gazeteci- yazar İpek Çalışlar’ın şu ifadeleri, aslında konunun özeti gibi: "Bugün Atatürk merkezli resmi tarih öylesine dayatmacı ki, gerçekçi bir Atatürk filmini galiba bizden sonraki kuşaklar yapacak". (bugün)

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 04:48

İLGİLİ HABERLER