Gündem
  • 30.9.2002 08:41

İŞTE, SON KAMUOYU YOKLAMASI: AK PARTİ, CHP VE GENÇ PARTİ BARAJI GEÇİYOR...

KAYNAK : Haber Vitrini Milliyet'ten Derya Sazak, son kamuoyu yoklamasını Tarhan Erdem'le değerlendirdi: Seçimde de çözüm değil noktasına mı sürükleniyoruz? Seçim de çözüm olmayacak deniliyorsa benim düşüncem şu: Türkiye’nin yıllardır birikmiş sorunları var: Borç yönetimi problemi aşılamıyor, devletin gerçek harcamalarının yüzde 70’i personele ve emekli maaşına gidiyor, ne yatırıma ve istihdama pay ayrılıyor. Gelir dağılımında büyük adaletsizlik var. Genç nüfusun işsizliği had safhada. Her yıl 250 bin genci sokağa bırakıyoruz. Hukuk işlemiyor. Türkiye’nin çok büyük reformlara ihtiyacı var. Bugünkü reformların hiçbirini mevcut partiler yapamaz. Neden? Halka reformları söylemiyorlar ki, yapabilsinler. Bunun için ciddi bir partiye ihtiyaç var. Aranmakta olan reformist bir partidir. 3 Kasım’da seçim yapılsa bile mart ya da nisana geldiğimizde seçimin çözüm olmadığı görülecek ve daha sıcak bir arayışa geçilecek. Seçimin ömrü altı ay mı? Arayışa başlama açısından altı aydan fazla göremiyorum. İçtüzük diye bir problem var. Meclis içtüzüğü değiştirdi, Anayasa Mahkemesi pek çok maddesini iptal etti. Kim geliyor şimdi; AKP, CHP ve Genç Parti. Ne yaparsanız yapın bu Meclis’i çalıştıramazsınız. AKP yüzde 30’la tek başına mı gelir? 276’yı aşabilir. İki, üç parti daha barajı geçerse AKP yüzde 30 ile TBMM’deki sandalyelerin yüzde 40’ını alabilir. Oyların dağılımına bağlı; diyelim ki AKP yüzde 30, CHP yüzde 20 aldı ve öteki partiler Meclis’e giremedi o takdirde yarıdan fazlasını alır. BEN BARAJA KARŞIYIM O zaman da yüzde 40’ı dışarıda kalacak, meşruiyet krizi çıkacak. Temsil sorunu yıllardan beri var, her seçimde artarak geliyor, yüzde 14, yüzde 19. Bu defa her üç seçmenden birinin oyu dışarıda kalacak. Haydi diyelim en az dört seçmenden birinin oyu dışarıda kalacak. Bunu önlemeniz de mümkün değil. Türkiye’de zannediyoruz ki, ‘kanun zoruyla iktidar yaratırsak istikrar sağlanır. ‘Oysa Meclis’te temsil edilmeyen fikir akımlarının dışarıda kalması istikrarı bozuyor. TBMM’de baraj nedeniyle büyük görünen partiler, hiçbir fikirle uzlaşmayı denemiyorlar. Baraj düşürülsün mü? Ben hiç baraj olmasın istiyorum. Demokrasinin gelişmesini istiyorsak siyaset adamlarımız, kendi dışındaki fikirlerle de uyumu aramalı. Demokrasilerde seçimin özü partilerarası eşitliktir. Bugün haksız rekabet var. Bir partinin üç kanalı var. Su gibi para harcanıyor. REKLAM YASAK AMA... Genç Parti... Yüksek Seçim Kurulu’nun teyiden verdiği kararı var. Televizyonlarda parti reklamı yapılamaz. Hiçbir partinin reklamı yok, bir parti hariç. Fiilen yapıyor. Bir parti YSK’ya şikayet edecek ki, haksız rekabet önlensin. Örnek, Demokrat Parti 1957 seçiminde Toptan Mahallesi’nde ilçe seçim kurulunun gösterdiği yerin dışında afiş astı. Biz gittik itiraz ettik, o gece kaldırttık. Bakınız, Tayyip Erdoğan’ın adı... Oy pusulasında partinin amblemi, adı ve genel başkanın adı olacak. Erdoğan’ın adı konulabilir mi, konulamaz mı? Ben iddia ediyorum ki, konulamaz. Çünkü Siyasi Partiler Yasası’na göre Erdoğan’ın genel başkanlığı mualleldir. Anayasa Mahkemesi’nin kararı var. AY YILDIZLI AMBLEM OLMAZ Seçim kuralları ihlal mi ediliyor? Bence öyle ama bunu tespit edecek olan YSK’dır. Ayrıca ay yıldız, parti amblemi olarak kullanılabilir mi? Bence kullanılamaz, çünkü Türk bayrağıdır. 298 sayılı kanun böyle yazıyor. Adam yemek dağıtıyor. Böyle seçim olmaz! Adalet Partisi, 1968 seçimlerinde İstanbul il yönetimini görevden aldı ve yerine üç tane genel yönetim kurulu üyesi gönderdi. O muamele kanunsuzdu ona rağmen aday oldular. Biz itiraz ettik ve 120 belediye, 110 il genel meclisinin üyelikleri seçimden sonra iptal edildi. Kanun neyse o. Türk bayrağı kullanılamaz deniyor... Tayyip Bey parti üyesi olamaz bugünkü kanuna göre, değiştirin efendim. O pusula geçersiz olur. TABLO HİÇ PARLAK DEĞİL Seçimin iptaline kadar girer mi? Her şey olur. Kanunsuz bir adamı genel başkan diye pusulaya koyuyorsun. SPK’nın 11’inci maddesine göre 312’den hüküm giymiş birisi partinin üyesi olamaz. Düşüncelerinden dolayı bir insan ömür boyu siyasetten yasaklanır mı? Yanlış. O ayrı bir şey. Meclis bunu düzeltecek. Ama partiye üye olamayan genel başkan olur mu? Tayyip Erdoğan’ın adı oy pusulasına yazılamaz. Bunlar yanlış şeyler. Seçime gölge düşürür. Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz edilmesi gerekiyor. Kurallara uyulmadığı zaman seçimin eşitliği ve güvenliği ortadan kalkar. 4 Kasım sabahı ne bekliyorsunuz? Parlak bir tablo görmüyorum. Seçim olmasın manasında değil, karar verilmiş, gidilecek. 3 Kasım’ı varsaymak lazım. 4 Kasım’ı da düşünmek lazım! CHP farkı kapatabilir "3 Kasım’da sandıktan AKP, CHP ve Genç Parti çıkacak" diyen Tarhan Erdem, AKP ve CHP’nin arasındaki farkın kapanmasının imkânsız olmadığını söylüyor 3 Kasım seçimlerine bir ay kala anketlerin gösterdiği siyasi manzara nasıl? 4 Kasım sabahı AKP ile bugün Meclis’te olmayan iki parti CHP ve Genç Parti’nin temsil edileceği bir seçim sonucuyla karşılaşacağız. Bu aslında son on yılın yönetimlerine tepkidir. Türkiye 1990’lardan itibaren arayışa girdi. 1991, 1995 ve 1999’da değişik partilere oy verdi. DYP, Refah, DSP. Ve her defasında en fazla oy verdiği partiyi değiştirdi. Seçmen yine tepki oyu kullanacak. Bu defa eğilim AKP ve CHP’ye. AKP yüzde 30 bandında, CHP yüzde 20 dolayında (artı eksi 3) ve yüzde 10 barajında birkaç parti var: Genç Parti barajı aşmış gözüküyor. DYP kritik noktada. Ciddi risk var. DEHAP Meclis’e girebilir. MHP düşüyor. ÇOK ŞEY DEĞİŞEBİLİR AKP ile CHP arasındaki yüzde 10 - 11’lik fark kapanabilir mi? Kapanabilir. Ancak bu AKP’nin büyük bir hata yapmasına, CHP’nin de kalan dört haftayı etkili bir kampanya ile tamamlamasına bağlı. KONDA, 1999 seçimlerinde MHP’nin yükselişini ve DSP’nin iktidara gelişini gören tek araştırma kuruluşuydu. Anketlere genellikle kuşkuyla bakılmasına karşın size güven duyuluyor. Bu tahminler hangi tarih itibariyle geçerli? 15 - 21 Eylül. Tabii 3 Kasım’a daha zaman var ve çok şey değişebilir. Nitekim geriye doğru baktığımızda durum çok farklıydı. Temmuzda AKP birinci, MHP ikinciydi. Genç Parti yüzde 2 - 3’tü. İki ay içinde barajı geçecek düzeye geldi. GENÇ PARTİ YÜKSELİYOR Genç Parti’deki tırmanışı neye bağlıyorsunuz? Çok iyi propaganda yapıyor, halkın anlayacağı kısa sloganlarla kampanya yürütüyor. Ve her yerde aynı formatta tekrarlanıyor. Bir konser, konserden sonra parti lideri konuşuyor. AKP, GP’ye göre sisteme daha mı entegre? Evet. Sizin hükümete gelme durumunuz yoksa ağzınıza geleni söylüyorsunuz. 251 il diyorsunuz. IMF’yi kovacağım diyorsunuz. TKP de, ‘IMF’ye hayır’ diyor. Ama Türk siyasal kültüründe komünizm, Rusya ile bağlantılı değerlendirildiği için TKP’ye daha mesafeli duruluyor. Eğitimliler Derviş’in peşinde Anketler, bu seçimde ‘iki turlu’ işlevi görüyor. Tabii güvenilir olanları. Sonuçlara inanmayan da çok kişi var, en başta barajın altında görünen parti liderleri. Araştırmayı ben yapıyor değilim. Adil Gür Bey var. Eskiden beri birlikte yapıyoruz. Titizlikle çalışıyoruz. Örneklem değiştiriyoruz sık sık. Kaç ilde yapıyorsunuz? Son örneklemde 42 il var. 2400 denekle çalışıyoruz. Bir araştırmanın maliyeti nedir? 15 - 20 bin dolar arasında değişiyor. Genç bir insanı örneklemde ne çıkarsa oraya gönderiyorsunuz bir cumartesi, pazar günü onun masrafını karşılıyorsunuz. Diyelim ki Ağrı’nın bir köyü çıktı. Erzurum Üniversitesi’nden bir talebeyi oraya gönderiyorsunuz. Bizim anket formumuz var, onları soruyor. VATANDAŞ ÇARESİZ Anahtar soru nedir? Yarın seçim olsa kime oy verirsiniz? Niçin bu partiye oy veriyorsunuz? Deneklerin yüzde 30’dan fazlası ‘Bir kere de bunu deneyeyim’ diyor. Çaresiz insanlar. Bir gruba, mesela iktidara kızmış ve yeni partiler var karşısında. Tayyip Erdoğan’ı kendine yakın buluyor. Genç Parti liderini televizyonda seyrediyor, ileri geri konuşuyor diye sempatik geliyor. Kırsal kesimde AKP, DYP var. Büyük şehirlerin varoşlarını Genç Parti alıyor. Kentli, eğitimli seçmen Derviş’li CHP’ye yöneliyor. Şu anda AKP - CHP’ye oy verecek seçmenin toplamı yüzde 50’yi bulacak. Seçmenin yarısı iki partiye yönelmiş durumda. Seçmen yeniden harmanlandı AKP dışındaki partilerde erime olduğunu vurgulayan Erdem’e göre, MHP’nin oyları GP’ye, ANAP’ınkiler CHP ve AKP’ye kaydı, DYP’nin de birkaç puanı gitti 3 Kasım’da seçim olursa Meclis’teki 5 büyük partiden 4’ünün barajın altında kalma riski var, 12 Eylül darbesi bir yana bırakılırsa bu ölçüde değişim görülmemiş bir şey. Bu Meclis adeta ‘tasfiye oluyor’! 12 Eylül’den sonra oluşan Meclis’te bile yenilenme oranı yüzde 83. 1950’den bu yanaki tüm seçimlerde yüzde 51’dir. Bu sefer herhalde 400 - 450’si gelemeyecek. Bu da yüzde 73 - 81 oranında yenilenme demektir. Doğal bir şey değil. Devletin devamlılığı var. Bu durumda 1 Ekim’de toplanacak TBMM seçim kararını erteleyebilir mi? Başbakan ‘Kesin bir şey söyleyemem’ diyor. Haklı. Sokağa çıkın bu tepkiyi anlarsınız. Keşke daha fazla kuruluş anket yayımlasa da bizim de kendimizi kontrol imkanımız olsa. Halk iki büyük parti var diye seziyor ve ona göre yönleniyor. Temmuzdan beri her defasında Genç Parti’nin ilerlemesini bir yana bırakırsanız - orada 10 puan kaydı - AKP dışındaki partilerde erime var. MHP oylarından üçte birini AKP, üçte birini Genç Parti aldı. ANAP’ın yarısından fazlasını AKP ile CHP paylaştı. DYP’nin birkaç puanı gitti. Yeniden harmanlandı seçmen. Meclis bundan nasıl etkilenecek? MHP’nin de parlamento dışına sürükleniyor olması, seçimin iptalini gündeme getirir mi? ERTELEME FİKRİ YANLIŞ Her milletvekilinin yeniden seçilmek istemesi doğal. Anadolu’dan gelmiş bir hükümet doktoru, bir avukat, mühendis eski mesleğine kolay dönemez. Emek vermiştir. Tekrar seçilmek ister. 1 Ekim’de seçimi ertelemeyi düşünebilirler. Ancak bana göre bu yanlış olur. Memleket için doğru değil, onu da görüyorlar. İkilem içindeler. Ankara’daki hava parlak değil. (DERYA SAZAK/MİLLİYET) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:15

İLGİLİ HABERLER