Gündem
  • 16.9.2013 13:31

"Karım gayrimeşru ilişki yaşıyordu"

İzmir'de annelerini öldüren iki genç kıza babaları sahip çıktı. Aydın'ın Köşk ilçesinde çiftçilik yapan Rüstem P., kızlarının annesi ile kendisini aldattığı için boşandıklarını söyledi.

'ESKİ EŞİM GAYRIMEŞRU HAYAT YAŞIYORDU'
Eski eşi ile boşandıklarında kızlarından birinin dört birinin de altı yaşında olduğunu belirten Rüstem P., 'İhanet yüzünden ayrıldık. Kızlarım anneye verildi. Birkaç yıl sonra Sosyal Hizmetler Kurumu'ndan bana telefon geldi. Eski eşimin gayrimeşru hayat yaşadığı, çocukları kurumdan aldığı ve istersem bana verebileceklerini söylediler.' dedi. Bu telefonun ardından Rüstem P. tüm belgeleri toplayıp kızlarını almaya gitmiş. İki kız kardeşi Aydın'da yaşayan halalarının yanına yerleştirmiş ancak anneleri kızları orada da rahat bırakmamış.

'KIZLARIM TÜKENMİŞLERDİ'Gülseren Süngü kızlarını alıp Aliağa'daki evine getirmiş. Baba Rüstem P. kızlarını tekrar almak için bir girişimde bulunmuş ama başarılı olmamış. Kızlarıyla uzaktan uzağa da olsa iletişimi kopuk kopuk sürdürdüğünü anlatan Rüstem P. "En son geçen haziranda okullar kapanınca geldiler. Yaşadıkları hayatı anlattılar. Yorulmuşlar ve tükenmişlerdi. Kaçmak istiyorlardı. Büyük kızım üniversiteye gitmek istediğini, kardeşini de alıp benim yanıma geleceklerini ve bundan sonra hep beraber yaşayacağımızı söyledi. Çok mutluyduk. 'Üniversiteyi kazanın, kendimize yeni bir hayat kurarız' dedim. Sonra ayrıldık. Ama eve gittiklerinde planlarını annelerine anlatınca kavga çıkmış. Anneleri onları ölümle tehdit etmiş." dedi.

'ARTIK KIZLARIMIN YANINDAYIM'
Cinayetin ardından eski eşinin komşularıyla konuştuğunu söyleyen Rüstem P., ''Eve giren çıkan belli değildi diyorlar. Ben de böyle bir şey yapacaklarını beklemiyordum. Demek ki anneleri çok kötü davranmış. Çocukların hayatını mahvetti. Ben onlar için ölürüm. Başta onlara sahip çıkamadım ama şimdi kızlarımın yanındayım. Cezaevinde yaşayamazlar. Yargıya güveniyorum ve onları kurtarmak için her şeyi yapacağım." diye konuştu.

'GAZİNODA ÇALIŞIN DEMİŞ'
Rüstem P. kızları Şeyda ve Beyza'nın kendisine annelerinin 'Okumanızı istemiyorum' dediğini söyleyerek, "Onları da kendi hayatının içine çekmeye çalışıyormuş. Gazinolarda çalışıp hayat kadını olmalarını istiyormuş. Sürekli, 'Bakın bu işte çok para var. Aklınızı kullanın. Hayatınızı buradan kazanın. Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda. Siz de bu hayatı yaşayın' diyormuş. Cinayet gecesi kızlarım anneleriyle yeniden konuşmuşlar ve 'Bu hayatı istemiyoruz. Sen de bırak. Hem hayatımızı karartıyorsun hem de çevreye rezil oluyoruz' demişler. İkna olmuş. Ama gece yarısı yataktan kalkıp kızlarıma bıçakla saldırmış. Onlar da şoka girip cinayeti işlemiş. Anne nasıl böyle bir şey yapar. Nasıl kızlarını pazarlamak ister" şeklinde konuştu.

ÇİFTE ACI YAŞAYAN TEYZE: YEĞENLERİM ANNELERİNİ PLANLAYARAK ÖLDÜRMEMİŞTİR

İZMİR'in Aliağa İlçesi'nde Ş.P. (19) ve B.P.'nin (17) anneleri Gülseren Süngü'yü (39), elekroşok cihazıyla bayılttıktan sonra 26 yerinden bıçaklayarak öldürmesinin acısını yaşayan teyze Ş.E., "Ablam canavar gibi gösteriliyor ama öyle değil. Büyük kızına ev, küçük kızına işyeri satın aldı. İkisini de dershaneye gönderecekti. Elbette aralarında sorun vardı ama bu dereceye varmasını anlamadım. Olayı bana mesajla bildiren yeğenlerim karakolda beni görünce 'pişmanız' deyip ağladı. Acım büyük ama, yeğenlerim artık benim çocuklarım" dedi. Bu arada diğer mahkumlarla aynı koğuşa konulan kız kardeşlerin, cezaevindeki ilk günlerinde büyük şok yaşadıkları, kimseyle gözgöze gelemedikleri öğrenildi.

Geçen cuma saat 07.00 sıralarında, Aliağa'ya bağlı Yeni Mahalle 525 Sokak'ta meydana gelen olayda, bir süre önce üçüncü eşinden boşandıktan sonra iki kızıyla birlikte yaşayan ve birahanede garson olarak çalışan Gülseren Süngü'nün cesedi, minibüs şoförü olan erkek arkadaşı Erhan Ş. (27) tarafından bulundu. Bunun üzerine bilgilerine başvurulan kadının kızları kızları Ş.P. ve B.P., annelerinin sabah saatlerinde para verip "İzmir'e gezmeye gidin" dediğini ve evde bulunmadıklarını dile getirdi. Çelişkili ifade veren kız kardeşlerden birinin ayaklarındaki kan izinden de şüphelenen polisin ayrı ayrı yaptığı sorgu sonrasında, gerçek ortaya çıktı ve annelerini öldürdükleri belirlendi.

Muğla Üniversitesi'nde 2 yıllık muhasebe bölümünü kazanan Ş.P. ile kız kardeşinin, saat 06.00'da çalar saatin alarmanın çalmasıyla uyandıktan sonra annesinin odasına giderek cinayeti gerçekleştirdikleri belirlendi.

EN BÜYÜK ACIYI TEYZE Ş.E. YAŞADI

Çok sevdiği ve yaz tatillerinin büyük bir bölümünü birlikte geçirdiği yeğenlerinin, ablası Gülseren Süngü'yü öldürmesiyle en büyük acısı ise, teyze Ş.E. yaşadı. Olayı yeğenlerinden gelen "Teyze çabuk gelin, annemizi öldürmüşler" cep mesajıyla öğrendiğini ve o andan itibaren de kendinde olmadığını dile getiren Ş.E., acı olayın öncesini ve sonrasını telefonda DHA muhabirine anlattı. Anlatılanların büyük bir bölümünün yanlış olduğunu söyleyen Ş.E., "Olayı hangi bir yerinden anlatayım bilmiyorum. Ablam olayın ardından canavar gibi gösterildi ama öyle değildi. Tamam birahanelerde çalışıyordu, ama melek gibiydi. Bunu komşuları da, tanıdıkları da söyler. O kızlarıyla ortada kaldı. Ne yapsın onlar için böyle bir yola girmek zorunda kaldı. Kısa süre önce oturdukları evi büyük kızının üzerine yaptı. Küçük kızı için de Çandarlı'da işyeri satın aldı. Hesaplarına paralar yatırdı. Bunları, bu hayatı sadece kızları için yıllarca çekti. Yoksa hangi kadın yaşamak ister bu alemi" dedi.

İKİSİ DERSANEYE GİDECEKTİ

Yeğenlerinin okuma güçlüğü çektiği iddiaları da kabul etmeyen Ş.E., "Büyük yeğenim kaydını Muğla Dalaman'a yaptırdıktan sonra yanıma geldiler. Yeğenim okulun ve çevresinin kendisini cezbetmediğini söyledi. Biz de iki yıl okumanın artık değerli olmadığını söyledik. O da gitti kaydını dondurdu. Kız kardeşi de bu yıl sınava hazırlanıyordu. Hatta ikisin de dershaneye gitmesine anneleriyle birlikte karar verdik. Ya bizim yanımızda ya da Aliağa'daki bir dershaneye gideceklerdi. Eve gidip bakıldığında hazırlık kitaplarını görürler zaten" dedi.

OLAY BİRANLIK ERGENLİK SIKINTISINDAN KAYNAKLANMIŞTIR

Yeğenlerinin anneleriyle zaman zaman kavga ettikleri de kabul edip, olayın ergenlik sıkıntısından kaynaklandığını ifade eden Ş.E., "Elbette kavga ediyorlardı. Yeğenlerim bana annelerinden baskı gördüklerini, birahanede çalışmasından da rahatsız olduklarını söylüyorlardı. Ben de onlara annelerinin bu işi yapmak istemediğini, ancak onlar için katlandığını anlatıyordum. Ablam da kızların derslerine çalışmadığını, sözünü dinlemediği ve yaşları erken olmasına rağmen erkek arkadaş edinip gezdiklerinden yakınıyordu. Ama hiç bir zaman bu acı olayın yaşanacağına ihtimal vermedim. Ben olayın bir anlık ergenlik sıkıntısından kaynaklandığına inanıyorum. Yeğenlerim böyle bir olayı planlayarak yapamazlar. Zaten yeğenlerimle karakolda gözgöze geldiğim anda ağlayıp pişman aldıklarını söylüyorlar. İfadelerinde annelerini suçluyorlar doğru ama ben onların, cezadan dolayı yönlendirme amaçlı söylendiğini biliyorum. Bunu da anlayışla karşılıyorum. Yeğenlerime elbette sahip çıkacağım, acım büyük ama onları tekrar topluma kazandırmak için çabalayacağım."

KIZ KARDEŞLERİN, CEZAEVİNDE KİMSEYLE GÖZ GÖZE GELEMEDİ

Bu arada, tutuklanan kız kardeşlerden büyük olan Ş.P., normal mahkumlarla aynı koğuşa, yaşı küçük olan B.P. ise, yaşı 18'den küçük mahkumların bulunduğu koğuşlara konuldu. Kız kardeşlerin ziyaretine giden avukatları ve bazı yakınları, onların cezaevinde, büyük korku, belirsizlik ve olayın şokunu yaşadıklarını, yaşananları tam olarak ayırt edemediklerini söyledi. Ayrıca kız kardeşlerin kimseyle gözgöze gelemediklerini, sadece Ş.P.'nin yaş olarak yaşananları daha iyi idrak ettiğini, neden oldukları vehameti anlamaya başladığı, küçük olan B.P.'nin de, hala şokta olduğunu öğrenildi.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 12:01

İLGİLİ HABERLER