Medya
  • 10.12.2004 12:30

SİMAVİ AİLESİNİN BİLİNMEYEN YÖNLERİ...


Türkiye basın tarihine damgasını vuran Simavi ailesinin yaşamı, gazeteci İrem Barutçu tarafından kaleme alınarak kitap oldu. Angorakitaplığı tarafından yayımlanan, "Babıâli Tanrıları - Simavi Ailesi" adlı kitapta, Sedat Simavi, oğulları Erol ve Haldun Simavi'nin yaşamlarından kesitlerle, basın camiasının bilinmeyen yönleri yer alıyor. Kitaptan bölümler şöyle:
Simavi ailesinin fertleri, 'Yahudi sermayesi' söylentilerinin dayanağını Ankara'ya yapılan bir seyahatte yaşanan tatsız bir olayda aradı. Sedat Simavi ile yakın dostu Cihat Baban arasında geçen bir konuşmada...
... Tasvir gazetesinin başyazarı Cihat Baban da vagonun restoranındaydı. Yakın dostuydu Cihat Baban...
"Ne haber Sedat? Ne zaman çıkıyor gazete?"
Simavi'nin cevap vermesine fırsat tanımadan atılmıştı:
"Bizden de bir şeyler yürütüyor musun?"
Teknik işleri oğlu Haldun'a bırakmıştı Sedat Simavi... Yine de olanca içtenliğiyle cevap vermişti:
"Vallahi, ben teknik kısımlarla ilgilenmiyorum ya, galiba bizim Haldun senin mürettiphaneye göz dikmiş." Cihat Baban'ın yüzü birdenbire kıpkırmızı kesilmişti. Sesinin tonunu yükselterek tehditkâr bir ifadeyle, "Sedat!.. Sedat!..." diye bağırmıştı:
"Bunu senin yanına bırakmam, bilesin... Sana öyle bir b.. atarım ki, hayatta temizleyemezsin."

Erol klişehaneye kapandı
Akis'in gündeme getirdiği fotoğrafta, Namık Gedik (1960 darbesi öncesi Menderes hükümeti İçişleri Bakanı), Erol Simavi'ye, Erol Simavi ise doğrudan objektife gülümsüyordu. Ceketinin önü açık olan Hürriyet'in genç patronu, İçişleri Bakanı'nın bir adım önündeydi. Deklanşöre basarak, Gedik ve Simavi'nin o anını görüntüleyen foto muhabiri, iki düğmeli ceketinin üst düğmesi iliklenmiş bir halde yürümekte olan İçişleri Bakanı'nın yüzündeki kendinden emin ifadeyi yakalamayı başarmıştı. İşte Akis'in, darbeden birkaç ay sonra, bu fotoğrafı Erol Simavi'yi hedef gösterircesine yayımlaması, Hürriyet'in küçük patronunu hayli bunalttı. Akis'in yayınının Erol Simavi üzerindeki etkisinin boyutlarını, gelin dönemin tanıklarından Bedii Faik'ten dinleyelim: "Erol'un çok korktuğunu bilirim. Erol, intihar edecek derecelere gelmiştir. Kendini klişehaneye filan kapattı. Zor çıkarttık. Jurnal edilmesi böyle tesir etti."

Hürriyet'te yollar ayrılıyor
Haldun Simavi, Hürriyet'in yirminci yaşını doldurduğu yıl, kardeşi Erol'a yollarını ayırdı. Ayrılık protokolünü hazırlayan ve hakemlik görevi yapan Profesör Memduh Yaşa, "Haldun Simavi niçin kardeşinden ayrılmak istedi?" sorusuna, "Erol Bey biraz daha dışa açıktı... O ihtilalin havası Haldun Bey'i rahatsız etti," cevabını verecekti. Necati Zincirkıran ise, "İleri görüşlü Haldun Simavi'nin bana göre ayrılma nedenleri başında özel hayat gelmeliydi," diyecek ve Erol Simavi'nin içinde bulunduğu ilişkiler ağına anılarında şöyle değinecekti:
"Ağabey, kardeşinin özel hayatından rahatsızdı. Kimseye bir şey söylemiyordu, fakat huzursuz oluyordu. Yarın karşısına kimi çıkaracağını kestiremiyordu. Haldun Simavi tip ve yaradılış olarak bunlara tahammül edecek bir kimse değildi..."

 Aydemir'le ilişkisi mi vardı?

Erol Simavi'nin, 22 Şubat Talat Aydemir İsyan Olayı'nda işin içinde olduğu iddia edildi! İddiayı dile getiren kişi, Necati Zincirkıran'dı.
İsyan hareketinin anlaşmaya dönüşebileceği yolundaki haberlerin akmaya başladığı dakikalarda, Hürriyet nüshalarını Ankara'ya taşıyan kamyonlar süratle şehre girmiş ve Hürriyet gazetesi, 'Demokrasi tehlikede Ankara'da isyan' manşetiyle satışa çıkmıştı.
O gün, öğle saatlerinde Cüneyt Arcayürek kırmızı telefondan arayıp, 'Baba, durum karmakarışık... Talat Aydemir Albaylar Cuntası bugün bir şeyler yapacak' dediğinde, karar vermek tek başına Zincirkıran'a düşmüştü. Haldun Simavi yurtdışındaydı. Erol Simavi, ortalıkta yoktu. Bir kez telefonla aramış, nerede olduğunu söylemediği gibi, bir telefon numarası da bırakmamıştı. Yıllar geçecek ve Zincirkıran, Hürriyet'in küçük patronunun o gün gazetede bulunmama nedenini anılarında şöyle yorumlayacaktı:
"Saat 21.30'da Dünya gazetesinin müdürlerinden Hayri Alpar gazeteye geldi. Bana, 'Yanlış bir iş yapıyorsun, hem kendini hem de gazeteyi tehlikeye sokuyorsun. Değiştir bu manşeti' dedi. Tepem atmıştı. 'Sen kimden yanasın?' diye bağırdım herkesin içinde. 'Bunun için geldinse çık buradan dışarı. İhtilalin sivil uzantılarından talimat alacak kadar şerefsiz bir gazeteci değilim ben.'
Hayri Alpar aslında beyefendi bir insandı. Ağabeyimizdi, ama hiçbir zaman iyi bir gazeteci olamamıştı. Üstelik kalp hastasıydı da. Salondan çıkarken kulağıma eğilerek, 'Erol Bey de bu işin içinde' demez mi?

 Belma Simavi, Yazar'ın kızını koynunda uyuttu

1981 yılı önemli değişikliklere gebeydi... Belma Simavi, eşinin Gönül Yazar'dan dünyaya gelen kızına kucak açtı! Yıllardır birbirlerinden özenle uzak duran iki kadın, Belma Simavi ile Gönül Yazar bir araya geldiler!
1981 yılının bir kış günü, Hürriyet'in imparatoriçesi ile sahnelerin Taşbebek'inin yolları Etiler'de bir gece klübünde kesişti. Belma Simavi, akrabası ve yakın dostu Mete Has'tan Taşbebek'i masasına çağırmasını rica etti.
Gerisini Gönül Yazar'dan dinleyelim:
... "Çocuk nasıl?" diye sordu:
"İyi, ama aramız bozuk. Çok atışıyoruz."
"Niçin?"
"Kendine oda istiyor. Eve yeni taşındık, odasını alamadım diye bozuk. O yüzden bana kızıyor."
Bunun üzerine Belma Hanım, "Ben hemen adamımı yolluyorum. Sen karışma. Ben yapacağım kızımın odasını," dedi. Marangozunu yolladı ve güzel bir kız çocuğu odası yaptırdı. "Ben de annesiyim. Yasemin benim de kızım," dedi. Ardından Yasemin'i istedi, biz de Polonezköy'deki evine götürdük. Yasemin'e, "Ben senin annenim," dedi. Ben onayladım. "Bak, o seni sadece doğurdu," dedi. Ben yine Belma Hanım mutlu olsun diye, "Doğru!" dedim.
Ben o dönemde Vural Öger'le birlikteydim. Sanırım biz o gece misafir kaldık ve Belma Hanım, Yasemin'i koynunda yatırdı...

 'Büyüdün artık'

Erol Simavi, Nükhet Duru'yla 1974 yılında genç şarkıcıya çiçek yollayarak tanışmıştı. Hürriyet'in patronunun, onda gelecek gördüğünü vurgulayarak bir gün iyi bir sanatçı olacağını söylemesi şüphe yok ki göğsünü kabartmıştı. Duru, bu tanışmadan birkaç yıl sonra, Hürriyet bünyesinde çıkmakta olan gazete ve dergilerde niçin sürekli olarak aleyhinde haber yapıldığını sormak üzere başvurduğu Hürriyet'in patronundan, şaşırtıcı bir cevap alacaktı. Nükhet Duru anlatıyor: "İyi bir sanatçı olacağımı söylediniz... Peki niçin bu olumsuz haberler? Erol Bey, o gün bana, artık büyüdüğümü, kendisiyle birlikte olabileceğimi ve eğer bu teklifi kabul edersem bu tür dertlerimin kalmayacağını söyledi."
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:26

İLGİLİ HABERLER