Gündem
  • 10.10.2004 15:51

SEDAT PEKER NİYE GÜLÜYOR?

SAYGI ÖZTÜRK “Organize Suç Örgütü Lideri” olmakla suçlanan Sedat Peker ve adamlarına yönelik operasyonun sonucu hayal kırıklığı yarattı. Sadece “telefon dinlemeye” dayalı, kimin kiminle ne konuştuğuna ilişkin bant çözümleri, bu kişilerin tutuklanmalarına yetmedi. Sanıkların gözaltına alınışı, mahkemeye çıkarılış gününde de inanılmaz bir acemilik yapıldı ve Cumhuriyet Savcısının karara itirazı da o yüzden pazartesi gününe kaldı. Sedat Peker ve adamlarına yönelik operasyon başladığı gün, “operasyonu bizzat Hanefi Avcı’nın yürüttüğü” öne sürüldü. Oysa Hanefi Avcı o günlerde yurtdışındaydı. İnanıyorum ki Avcı burada olmuş olsaydı böyle hatalar yapılmasına da fırsat vermezdi. Ya, “Emniyet Genel Müdürlüğıü’nün üst düzey yetkilisinin” basına yansıyan “Sedat Peker’i ön kapıdan al, arka kapıdan sal devri bitti” sözlerine ne buyurulur? “RÜŞVETLE SUÇLANIP, UZAKLAŞTIRILDI” Suçlananlar kim? Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesi Başkanlarından Atilla Aytek, Kamil Tecirlioğlu, Emin Aslan, Tuncay Yılmaz, Coşkun Hayal, nice büyük operasyonlara imza atan İsmail Çalışkan, Şevket Taşdelen ve daha niceleri. Hiç değilse onların arasında, hakkındaki rüşvet iddiaları yüzünden “İstanbul’da görev yapamaz” diye raporu olan yoktu. Hemen her ülkede, mahkeme kararıyla telefonların dinlemesi yapılıyor. Bu konuda karışıklık ve kargaşa Organize Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası ile sisteme kavuşturulmuştu. Ancak görüyoruz ki, bu düzenleme bir işe yaramamış. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şubesi’nin telefon dinleme çözümleri daha Cumhuriyet Savcılığı’na ulaşmadan, basına sızdırılıyor. Özellikle de Korkut Eken’in telefon konuşması. Korkut Eken, hakkındaki suçlamalar nedeniyle hüküm giydi, cezaevinde yattı. Bugün sessiz-sedasız bir kenarda oturuyor. Ne kimseye çamur atıyor, ne birilberi hakkında suçlamalarda bulunuyor, ne kahramanlıklarından söz ediyor. İstanbul Valisi Muammer Güler’in, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın “bu konuşmalar nasıl sızdırıldı?” diye bir araştırma yaptıracağını sanıyorum. Dün bu köşede Korkut Eken “Atilla Peker’le yaptığım telefon konuşmasını kim tarafından, ne amaçla basına sızdırıldığını biliyorum” diyordu. Böyle bir araştırmada Eken’in de bilgisine başvurulmalı. “GÜN SEÇİMİ DE YANLIŞ” Konuştuğum deneyimli Emniyet mensupları, İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nün, operasyonu başlattığı günün doğru seçilmediği görüşünde. Araya hafta sonu tatilinin girmesi yüzünden, Cumhuriyet Savcısı karara itiraz edebilmek için pazartesi gününü bekleyecek. Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilen “kelebekli dosya” da operasyonu tam anlamıyla medyatik hale getirdi. Konuştuğum yetkililer operasyonun iyi planlandığını, eş zamanlı olarak başlatılarak “hedef kişiler”in zamanında yakalandığını belirttiler. Ancak, Emniyet’in elinde “telefon kayıtları” dışında önemli bir kayıt olmadığı sonucu çıktı. Telefon konuşmaları da kişilerin tutuklanmasına yetmiyor. Operasyonun sonucu için, eskileri “Peker’i ön kapıdan alıp, arka kapıdan almak”la suçlayanlar bu sonuç için ne diyecek? Oysa aynı kişi daha önce gözaltına alındığında iki kez tutuklanmış ve uzun süre cezaevinde kalmıştı. Emniyet’in telefon dinleyerek her şeye ulaşamadığı bu operasyonla ortaya çıktı. Telefonlar da dinlenmezse demek ki icraat tam anlamıyla “sıfır” olacak. “ACI ÇEKİYOR DİYEMEYECEKLER” Sedat Peker, Emniyet’ten Cumhuriyet Savcılığı’na götürülürken kameralara karşı gülümsüyor. Bu yalnız bugün değil, önceki gözaltına alınışlarında da böyleydi. Sedat Peker’in, kameralara karşı gülmesi de açıkçası Emniyet yetkililerinin canını sıkıyor. Sedat Peker’in kameralara karşı gülümsemesinin bir anlamı olsa gerek. Kendisine bunu sormuştum. Aynen şunları söylemişti: “Ben problemli bir insanım. Bana Organize Suçlar Şubesindeki yetkililerin söylediği şu: sakın dışarıda gülme. Cehenneme gidersem de orada zebaniye güleceğim. Kimse beni ağlarken görüp o zevki yaşayamayacak. Hani bu kadar acı çektirdiler ya bana. Diyemeyecekler ‘bak acı çekiyor’. Bunu dedirttirmem. Derimi yüzün, tuza basın denemesi bedava. O halimle bile yine gülerim yine gülerim. Bu benim hayat felsefem. Mahkemede yargılayan hakime söylemiştim. ‘Efendim ben cezaevinden keyif alıyorum falan zannetmeyin. Televizyonlarda belki denk geliyorsunuz, mahkemelere girip çıkarken hep gülüyorum. Benim niyetim sadece benim acı çekmemi isteyen hiç kimsenin, bundan keyif almaması, beni seven insanların da ben gülüyorum, bak neşesi yerinde deyip, akşam eve gittiğinde üzülmemesi. Bunun sebebi budur.” YENİ OPERASYONLAR Sedat Peker ve adamlarına yönelik operasyonda, gözaltına alınanların tamamının serbest kalması, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde de şok etkisi yarattı. Günlerdir basına “çok büyük operasyon, büyük suç kanıtları elde edildi” yolunda bilgi verilmesine rağmen, sonuç hiç de denildiği gibi olmadı. Mahkeme kararına itiraz edildikten sonra ne olur bilemeyiz. Bunun altından kalkmak ve bozulan imajlarını yenilemek için operasyonlar devam edecektir. Geçmişi kötüleyerek bir yere gidilemediği son olayda görüldü. Bildiğimiz, son olayın en büyük mağduru, yine Korkut Eken oldu. Sahi ne istiyorlar Korkut Eken’den? Çamur yine onun üzerinde kaldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürü Ayhan Buran’ı tebrik etmek gerekmez mi? Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:04

İLGİLİ HABERLER