Medya
  • 2.3.2017 00:13

Soner Yalçın Enis Berberoğlu için tükürdüğünü yaladı

Soner Yalçın daha önce hakkında çok ağır bir yazı kaleme alarak FETO'nun CHP imamı olduğunu iddia ettiği Enis Berberoğlu'nu kartarabilmek için mahkemede tütükrdüğünü yaladı..

FETÖ’nün MİT TIR’ları ihaneti nedeniyle Fetullahçı teröröristlerle işbirliği suçundan yargılanan Cumhuriyet Gazetesi eski Yayın Yönetmeni Can Dündar, Ankara Temsilcisi Erdem Gül ve CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun yargılandığı davada, Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın tanık olarak dinlendi.

Mahkeme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın duruşmaya katılma (müdahillik) talebini, iddia olunan suçların devlet aleyhine suçlar olması, Cumhurbaşkanının devletin başı ve temsilcisi sıfatının bulunması göz önüne alarak oy çokluğu ile kabul etti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanıklardan Enis Berberoğlu ve Erdem Gül katılırken, yurtdışında bulunan sanık Can Dündar duruşmaya gelmedi. Duruşmada, müşteki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatları ile katılan Başbakanlık Milli İstihbarat Teşkilatı Müşteşarlığı avukatları da hazır bulundu. Dosya hakkındaki kapalılık kararı nedeniyle duruşma basına kapalı olarak yapıldı.

SONER YALÇIN’DAN FETÖ’CÜ BERBEROĞLU’NA KORUMA

Duruşma çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Soner Yalçın, FETÖ’nün Hürriyet ve CHP imamı olduğunu iddia ettiği ve çok ağır yazılar yazdığı Enis Berberoğlu’nu çark edip korumaya aldı.

Enis Berberoğlu için “FETÖ’cü” ifadesini kullanmadığını iddia eden Yalçın tükürdüğünü de yaladı.

“Ben Berberoğlu’na, ‘Hürriyet ve CHP’deki FETÖ imamının kim olduğunu açıkla’diye soru sordum. ‘Berberoğlu FETÖ imamıdır’ demedim, yazmadım, öyle olduğunu da sanmıyorum” diye konuştu. Ancak yazısı Berberoğlu’nun nasıl bir FETÖ’cü olduğunu çok ağır sözlerle anlatıyordu.

Sahibi olduğu Odatv de Soner Yalçın’ın dönekliğini şöyle manşet yaptı:

İŞTE SONER YALÇIN'IN TÜKÜRDÜĞÜ ENİS BERBEROĞLU YAZISI

Soner Yalçın Sözcü gazetesinde “Cemaat’in CHP imamı” başlıklı yazısıyla CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun FETÖ bağlantısını bir bir ortaya döktü. Normal şartlarda bir suç duyurusu sayılıp Berberoğlu’na FETÖ operasyonu yapılması gereken yazı şöyle:

Can Dündar açıklama yaptı:
“Yazıda tırnak içinde alıntılanan cümle benim değil. Ne yazılı ne sözlü öyle bir cümle kurmadım. Hiç!”
Konu dünkü “Cemaatçi CHP’liler” makalem.
MİT TIR’ları görüntüsü hakkında şöyle yazdım: Can Dündar bilgileri-görüntüleri Enis Berberoğlu’ndan aldığını yazdı.
Tırnak içinde yazmadım. Tırnak içinde yazsaydım “solcu milletvekilinden aldığını yazdı” derdim.
Can Dündar gazetecilik namusuyla hareket ediyor; ve haber kaynağını bu kadar söylüyor.
Peki… Kim bu “solcu milletvekili?”
Herkes biliyor. Ama önce şunu belirtmeliyim:
Bu nasıl solculuk?..
Bu ülkenin solcuları darağaçlarında, işkence tezgahlarında, kör karanlık kuytularda can vermelerine rağmen hep hakikati savundular.
Bu sözümüz ona “solcu milletvekili” ise korkak; Can Dündar’ın tek başına hedef yapılmasını sessizce seyrediyor. O görüntüler büyük bir gerçeği ortaya çıkarmasına rağmen “Ben verdim hodri meydan” diyemiyor!
Bu nedenle “işin içinde iş var” diyorum.
“Solcu milletvekili” basın toplantısı düzenleyip gerçekleri kamuoyuna anlatacakken, görüntüleri neden sadece Can Dündar’a verdi? Amacı, Batı’da tanınan Can Dündar’ı hapse attırarak cezaevindeki Cemaatçi gazeteciler konusunu dünyaya duyurmak mıydı?
Bu sorunun yanıtı için, bu yüreksiz “solcu milletvekilinin” ortaya çıkıp görüntüleri kimden aldığını açıklaması gerekmiyor mu?
Susuyor.
Peki…
Kim bu korkak “solcu milletvekili”?

O korkak sensin

Soruyu yanıtlamadan önce şunu yazmalıyım:
CHP milletvekili Enis Berberoğlu da dünkü yazımla ilgili açıklama yaptı. Konuyla hiç ilgisi yok ama laf cambazlığıyla, “Madem gazeteci geçiniyorsun bana tek bir haberini söyler misin” dedi!
Konuyla ilgisi yok ama yazayım: Ve çok gerilere gitmeyeyim sondan başlayayım; sen Fethullah Gülen’e yaltaklanırken, ben Cemaat’in darbe yapacağını yazıyordum ısrarla.
Al sana haber!
Ayrıca…
Pensilvanya’ya gidip Fethullah Gülen’in önünde diz çöken sen mi gazetecilik dersi vereceksin bana?
Fethullah Gülen rahatsızlık geçirdi diye telefona sarılıp ağlak bir ifadeyle “geçmiş olsun” dileklerini ileten sen mi gazetecilik dersi vereceksin bana?
Fethullah Gülen’in uzaktan-yakından her yakını vefat ettiğinde başsağlığı mesajları gönderen sen mi gazetecilik dersi vereceksin bana?
Geç bu ucuz gazetecilik numaralarını; 30 yıllık gazetecilik hayatımızda ne yaptığımızı/yazdığımızı herkes biliyor. Hangimiz güç odakları ve hangimiz halk için haber-makale yazmışız bilen biliyor.
Meselem bu çocukça tartışma değil; ben bir hakikat peşindeyim.
Can Dündar’ı anlıyorum, “haber kaynağını” koruyor.
Sen neden çıkıp yiğitçe “solcu milletvekilinin” kendin olduğunu açıklamıyorsun? Oysa…
31 Mart 2016 tarihinde; “Eski bir gazeteci ve yeni siyasetçi sıfatıyla bu haberin tüm sorumluluğunu üstlenmeye hazırım” demiştin!
Hakkında iddianame yazılınca, 23 Ağustos 2016 tarihinde; “Can Dündar’ın kitabındaki tek satırla suçlandığıma göre ben de tek satırla cevap veriyorum: Suçlamaları kabul etmiyorum” dedin!
Enis Berberoğlu sen bir korkaksın!
Hakikati bile savunamayan bir zavallı!
Ama meselem senin kişilik zafiyetin değil.
Aradığım başka…

Hürriyet’in imamı

Bak Enis Berberoğlu!
Sen Hürriyet’in Ankara Temsilcisi olduğun günlerde -şimdi çoğu tutuklu olan Cemaatçilerle- genel yayın yönetmeni olmak için lobi yaparken (Cemaat’in Aksiyon gibi dergilerine, Ergenekon-Balyoz 2004’te darbe yapacaktı, diye demeçler verirken), Odatv’ye/bize bir haber geldi:
Ergenekon davası başlamadan önce, Cemaat organizasyonuyla soruşturmayı/kumpası yapan polisler, savcılar ile mahkemeye bakacak hakimler bir iftar yemeğinde bir araya getirilmişlerdi. Davanın tarafsızlığına gölge düşüren bu olayın bilgisi ve fotoğrafları önce Hürriyet gazetesine gitmiş ama yayınlamamıştınız. Biz korkmadık yayınladık ve beklediğimiz gibi benzeri haberlerimiz yüzünden Silivri zindanına atıldık.
O karanlık günlerde biz, hakikat yolundan hiç ayrılmadık; ısrarla gazetecilik yaptık.
Sen Enis Berberoğlu! Sen o dönem ne yaptın:
Cemaat lobisinin gücüyle Hürriyet’e genel yayın yönetmeni oldun! Ve…
17-25 Aralık 2013 Cemaat operasyonundan sonra, Hürriyet Cemaatle arasına mesafe koyunca 10 Ağustos 2014’te gazeteden kovuldun! Ve…
CHP’nin Tutuklu Gazeteciler Raporu’nda sertçe eleştirilen sen, CHP genel başkan yardımcılığına getirildin!
Herkes önseçime girerken sen kontenjandan milletvekili yapıldın!
Tüm bu koltuklara oturmak için darbeci Cemaatçilerle nasıl işbirliği yaptın, açıklamalısın?
Hem gazeteci…
Hem de siyasi kimliğin lekeli…
Uyduruk bir kumpas belgesinde adın geçince hapis korkusu seni teslim aldı.
Bu ruh halinden kurtulamadığın için gazeteciliği bırakıp Fethullah Gülen’in kanatları altına girdin. Bir de utanmadan; kendisini hâkim ve savcı yerine koyan polisleri şikâyet için Pensilvanya’ya gittiğini söyledin!
Korktuğun için Cemaat’in sana önerdiği sözde muhabirleri Hürriyet’e doldurdun!
Bir dönem Türkiye’yi sarsan kumpas ürünü “İrtica Eylem Planı” belgesini yayınlayan Taraf gazetesinin “bavulcu” muhabiri Mehmet Baransu, 16 Haziran 2009 tarihinde Habertürk tv’nin canlı yayınında şöyle dedi:
“Beni askerler ile Enis Berberoğlu tanıştırdı!”
Açıkla Enis Berberoğlu!
Açıkla… Hürriyet gazetesinin “Cemaat imamı” kim?
Açıkla… CHP’nin “Cemaat imamı” kim?
Mesele kişisel değildir.
CHP’deki Cemaatçiler kimler?
Kimler Cemaat ile örtülü işlere girdi?
Israrla aradığım bu…

Güncellenme Tarihi : 1.3.2017 23:45

İLGİLİ HABERLER