Gündem
  • 2.2.2004 00:54

5 LEZBİYEN KADININ YAŞAMINI ANLATAN DİZİ ABD'DE REYTİNGLERİ ALT ÜST ETTİ

Uzun süredir, Türk televizyonlarında da yabancı dizileri ilemeye alıştık. Sayıları giderek artan bu dizilere bir yenisi ekleniyor. Ama Tükiye'de değil... Ülkemize gelip gelmeyeceğini bilemeyiz fakat Amerika'da oldukça ses getireceğe benziyor. Çünkü "The L Word", yani "L Kelimesi" iyi arkadaş olan lezbiyen kadınların öyküsünü anlatıyor. Los Angeles'ta yaşayan beş yakın arkadaşı konu alan dizi ilk bakışta New York'ta macera peşinde koşan kadınların hayatını aktaran "Sex and the City"ye benziyor gibi görünse de, yaşanan ilişkilerin tek bir cins etrafında dönmesi, onu farklılaştırıyor. Geçtiğimiz pazar gösterime giren dizide kadınlar Mini Cooper marka otomobiller, son model laptoplar kullanıyor, lüks evlerde yaşıyorlar. Çok zengin değiller ancak istediklerini karşılacak kadar kazanıyorlar. Hepsinin vücudu çok güzel. Bette ve Tina bazen ayrılmayı, bazen de bir çocuk sahibi olmanın zamanı geldiğini düşünüyor. Alice ise herkes gibi aşkı arayanlardan. Pek başarılı olduğu söylenemez çünkü sadece kendisine kötü davranan kadınlara aşık olabiliyor. Birlikte olduğu tüm kadınları bilgisayarına kaydediyor, hepsini karşılaştırıp iyi ve kötü yanlarını çıkarmaya çalışıyor. Shane ise kimseye bağlı kalamıyor. Öyle replikler var ki, onları yazmak çok güç. Örneğin bir sevişme sahnesinin ardından kadın kahramanlardan biri diğerine "Seninle olmak çok güzeldi, bir daha yapalım" diyor. Ancak bunu bu kadar kapalı şekilde değil, bizim burada aktaramayacağımız, aktarırsak da yüksek ihtimalle pişman olacağımız üç kelimeyle açıklıyor. Kahramanlardan biri de biseksüel. Bazen hayatına erkekler de giriyor ancak o mutluluğun anahtarının kadınlarda olduğuna inanıyor. İki cinsle seksin arasındaki farkı arkadaşlarına sansürsüz aktarıyor. Doğal olarak izleyiciye de... Dizi sadece onların çevresinde dönmüyor. Tim, Jenny, Marina ve Dana da diziye farklı maceralarıyla renk katıyor. Yine mükemmel aşkın ve kusursuz partnerin arandığı, bulunamadığı zaman da arkadaş tesellisinin ne kadar önemli olduğunun gösterildiği dizide, kahramanlar bazen mutlu oluyor, bazen de hüsrana uğruyor. Hatta "bir daha asla" cümleleri kurmalarına rağmen, yeni bir ışıkta yeniden maceraya atılıyor. Başrol oyuncuları Laurel Holloman, Jennifer Beals, Erin Daniels, Leisha Hailey ve Katherine Moenning "Kimse izlerken sıkılmayacak. Kahramanları lezbiyen değil, heteroseksüelmiş gibi bakacaklar. Yani erkekler ona ilk bakışta aşık olacak. Hepsi çok güzel görünüyor ve hepsi akıllı. İzleyici kendini hiyakeyinin ortasında bulacak. Öpüşme sahneleri ilk başlarda tepki toplayabilir" yorumunu yapıyor. Gerçek hayatta hiçbiri eşcinsel değil, kimi evlenmiş ayrılmış, kimi hiç evlenmemiş, kimi işe uzun süredir sevgilisiyle yaşıyor. Ancak o kadar iyi canlandırıyorlar ki, bazen kendileri bile rollerine inanamadıklarını belirtiyorlar. Adının neden "The L Word" olduğuna gelince... L, bazen "lezbiyenliği", bazen "lüksü" bazen ise îngilizcesi "large" olan büyüklüğü temsil ediyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:33

İLGİLİ HABERLER