50 BİN DOLARLIK SEMBOLİK ÇEK ERTUĞRUL ÖZKÖK'Ü KIZDIRDI
Ertuğrul ÖZKÖK
50 bin dolarlık çek
SÖZ konusu derneğin adı, ‘‘İnsan Hakları Derneği’’ olmasaydı bu yazıyı asla yazmazdım. Çünkü hayatım boyunca, iftira ve hakaret düzeyine çıkmadıkça, başkalarının eleştiri hakkına saygı duydum.Dün iki derneğe üye 20 kadar kişi Hürriyet Gazetesi önünde gösteri yaptı.SEMBOLİK ÇEKAmaçları, Hürriyet Gazetesi'nin ve özellikle de benim Irak konusundaki tutumumu eleştirmek.İş burada kalsa mesele yok.Ama gösteriye gelen kişilerin elindeki bir pankart dikkat çekici.Güya benim adıma yazılmış, 50 bin dolarlık sembolik bir çek.Akıllarınca, bizim bu görüşleri menfaat karşılığı savunduğumuzu anlatmak istiyorlar.Bunu elinde taşıyan kişiler güya ‘‘İnsan Hakları Derneği’’ üyeleri.Hani şu, Güneydoğu'da öğretmenler, çocuklar, korumasız genç kızlar ve kadınlar PKK tarafından katledilirken, gıkı çıkmayan dernek.İnsan haklarını, ‘‘PKK haklarından’’ ibaret sayan teşkilat.Tabelasının üzerine ‘‘İnsan Hakları’’ ibaresini yazmış, ama insanlara iftira atmakta hiç sakınca görmüyor. Onun gözündeki tek insan, ‘‘kendisi gibi düşünenler’’.Başka türlü düşünenlerin başına ne gelirse gelsin onun umurunda değil.Demokrasiyi de, insan haklarını da sadece kendisi için istiyor.Bana gösterilen o pankartlar arasında, hiç olmazsa bir tanesinde de, Kuzey Iraklı Kürtlerin üzerine kimyasal gaz atan Saddam'ı eleştiren bir cümle görmek isterdim.Ama yok. Acaba neden?Yoksa eskinin düşmanları, şimdinin müttefiki mi oldu?Ama benim asıl meselem bu değil.Bugün Türkiye'de inanılmaz bir terör estiriliyor.Sanki bu olayda herkes aynı düşünmek zorundaymış gibi insanların üzerine geliniyor.GÖRMEK İSTEMEDİKLERİÜstelik bunu Hürriyet gibi bir gazeteye karşı yapıyorlar.Son 20 günün Hürriyet'ini dikkatle okuyun.Yazarlarının bir bölümü Türkiye'nin bu işe bulaşmasına karşı yazılar yazıyor.Daha az sayıda bir bölümü de, Türkiye'nin bu olayların dışında kalamayacağı düşüncesini savunuyor.Birinci grupta Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun gibi yazarlar var.İkinci grupta ben ve Cüneyt Ülsever varız.NE DİYORUMBaşyazarımız Oktay Ekşi, Yazı İşleri Müdürümüz Tufan Türenç, Ankara Temsilcimiz Sedat Ergin de olayın her iki tarafına bakan yazılar yazıyorlar.Yani bu konuda Türkiye'de hangi düşünceler varsa, Hürriyet'in üzerine yansıyor.Aynı durum başka gazetelerde de var.Hatta Nazlı Ilıcak ile eşi Emin Şirin arasındaki görüş ayrılıkları televiyon ekranlarına kadar yansıyor.Bütün bunlar son derece normal. Çünkü ülkemizin kaderini tayin edecek tarihi bir olayı yaşıyoruz.Herkes öteki gibi düşünmek zorunda değil.Israrla anlamak istemeyenlere, endişelerimi bir kere daha anlatayım.Ben Amerika'da veya Irak'ta yaşasaydım, savaş karşıtı gösterilere katılırdım.Çünkü savaşa Amerika ve Irak karar verecek.Ama Türkiye'de yaşayan bir gazeteci olarak, bize rağmen savaş çıktığı takdirde, ülkemizin bu işin dışında kalamayacağına inanıyorum.Eğer kalmak istiyorsa, Kuzey Irak politikasını değiştirmesi gerektiğini söylüyorum.Ayrıca Saddam Hüseyin'in bu bölgeye 20 yıldan beri huzursuzluk, terör ve istikrarsızlık getirdiğine inanıyorum.Savaşı istemiyorum, ama ABD savaşta ısrar ettiği takdirde, ona kolaylık sağlamamız gerektiğine inanıyorum.Yani Genelkurmay Başkanımızın söylediklerine benzer şeyler söylüyorum. Yazılarım ortada. Bunlar benim endişelerim. İsteyen paylaşır, isteyen paylaşmaz.Bu düşündüklerimi yazmaya da devam edeceğim.Ama bütün bunlara bakınca, içimden şöyle yakarıyorum.Allahım, bu olaylarda beni haksız çıkar.YETER Kİ HAKSIZ ÇIKAYIMAmerika ve İngiltere savaşa girmesin.Biz bu işlere hiç bulaşmayalım.Kuzey Irak'ta başımıza bir felaket gelmesin.Ben haksız çıkayım, yeter ki bütün bunların hiçbiri olmasın.Ben bütün yazdıklarımın mesuliyetini taşımaya hazırım.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:33