Gündem
  • 9.11.2015 10:32

Abdullah Öcalan, Yunanistan'dan tazminat istiyor

Yunan hükümetinden ‘yanıltıcı vaatler’ aldığını iddia eden Öcalan’ın davasının kronolojisi ve ve gelişmeleri şöyle:

Ekim 2008’de açmıştı

Abdullah Öcalan Şubat 1999’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmesinden sorumlu tuttuğu Yunanistan’a Ekim 2008’de dava açmıştı. Bu tazminat davası, bugün Atina Üç Üyeli İdaresi Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak. Öcalan, Kenya ve muhtemelenABD makamlarıyla birlikte Türkiye’ye teslim edilmesini organize ettiğini ileri sürdüğü Yunanistan’ın sembolik olarak 20 bin 100 Euro tazminat ödemesini istiyor. Dava dilekçesinde 1999’da kendisine siyasi iltica hakkı tanınacağına ilişkin Yunanistan hükümetinden ‘dolaylı ancak yanıltıcı vaatler’ aldığını belirten Öcalan, Yunanistan hükümetinin kendisini Türkiye’ye teslim ettiğini ve bunun sonucunda ölüm cezasına çarptırıldığını ileri sürdü.

Dilekçedeki detay

Ekim 1998’de Suriye’den sınırdışı edilmesinden başlayarak yakalandığı 15 Şubat 1999 tarihine kadar yaşadıklarını anlatan Öcalan, dilekçesinde yakalanmasıyla ilgili şu detaya da yer verdi: “Kenya’daki BM binasında, 150 ülkenin dışişleri bakanlarının katıldığı toplantı vardı. Nairobi’deki Yunanistan Büyükelçiliği Atina’daki Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’na benim BM binasına teslim edilmemi önerdi. Atina’dan gelen cevapta bu öneri reddedildi ve ne pahasına olursa olsun büyükelçilik rezidansından uzaklaştırılmam istendi.”

‘PLANLARINI BOZUYORUM’

Öcalan’ın avukatları Cengiz Çiçek ve Ebru Günay ise şunları söylediler:

“Öcalan’ın teslim edilmesinden sadece Yunanistan sorumlu değildir. Bir tek Yunanistan suçlu diyemeyiz. Bu dava ile Öcalan’ın yakalanması ve Türkiye’ye götürülmesine başka ülkelerin de karıştığını kanıtlamak istiyoruz. Öcalan bize bir görüşmemizde, büyük güçlerin Ortadoğu’daki planları için kendisini engel gördüklerini söylemişti; ‘Planlarını bozuyorum. Bunun için de Kürtleri ortadan kaldırmak istiyorlar’ demişti. Büyük güçlerin planları, Türkiye ile Yunanistan’ın birbirlerine yaklaşmaları ve aralarındaki gerginliğin azalmasını da hedefliyordu.” Avukat Mahmut Şakar ise davayı kazanmaları halinde Öcalan’ın tazminatı bir Yunanistan hayır kurumuna bağışlayacağını söyledi.

Dayısına Desteğe gitti

ABDULLAH Öcalan’ın yeğeni HDP Milletvekili Dilek Öcalan, Atina’ya giderek dava öncesinde düzenlenen basın toplantısına katıldı. Dilek Öcalan “1998’de başlayıp 1999’da tamamlanan suikast bizzat Öcalan’ı değil, Kürt halkının tümünü hedef alıyordu. Yunan halkının bu uluslararası suikastta yer alan tüm Yunanlıların cezalandırılmaları için katkısını bekliyoruz. Yasaların uygulanmasını istiyoruz” dedi. Dilek Öcalan, Atina’da Halkın Birliği (LAE) partisini de ziyaret etti ve partinin lideri Panayotis Lafazanis’le görüştü. Lafazanis, iktidar partisi SYRİZA’nın ilk kabinesinde Enerji Bakanı’ydı.

DAVA ERTELENDİ

Abdullah Öcalan'ın, yakalanmasından sorumlu tuttuğu Yunan devletine karşı açtığı tazminat davasının ilk duruşması yapıldı. Atina İdari Mahkemesindeki duruşmada Öcalan'ı avukatı Cengiz Çiçek temsil etti. Mahkeme, dava dosyasındaki eksik belgelerin tamamlanabilmesi için ikinci duruşmanın 22 Şubat 2016 tarihinde yapılmasını kararlaştırdı.

Duruşmayı Öcalan'ın yeğeni olan HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek  Öcalan da izledi. 
 
Öcalan, 9 Aralık 2008 tarihinde avukatları aracılığıyla açtığı davada,  Yunan devletini "yasa dışı muamele yapmak ve temel insan haklarını ihlal etmekle"  suçlayarak  20 bin 100 avro tazminat talebinde bulunmuştu. 
 
Dava dilekçesinde, 1988'de Suriye'den kaçtıktan sonra yakalanıncaya  kadar olan süreci anlatan Öcalan, Yunan devletinin, "kendisini koruyacağı ve  siyasi iltica hakkı tanıyacağı" yönünde söz verdiğini ancak bu taahhüdünü yerine getirmediğini savunuyor. 
 
"İKİNCİ KEZ Yunanistan'A GELDİM ÇÜNKÜ..."
 
Yunan basınındaki haberlere göre Öcalan, dilekçesinde, Roma'da  bulunduğu sırada dönemin Dışişleri Bakanı Theodoros Pangalos'un bazı  milletvekilleri aracılığıyla hükümetin kendisine yardımcı olacağını iletmesi üzerine ikinci kez Yunanistan'a geldiğini belirterek, "Korfu Adası'na geldiğimde EYP (Yunan Gizli Servisi) Başkanı Stavrakakis beni güvenli şekilde Güney Afrika'ya götüreceklerini söyledi. Uçağa bindikten sonra Güney Afrika''dan önce  Kenya'ya gideceğimizi öğrendim. İtiraz etmemi engellemek için bunu bana uçağa bindikten sonra söylediler.
 
"KENYA'NIN AMERİKALI GİZLİ SERVİSLERİN..."
 
Kenya'nın Amerikalı gizli servislerin merkezi olduğu  herkesçe biliniyordu. Orada Yunan Büyükelçisi'nin konutunda kaldığım sürece bana siyasi iltica hakkı verilmesi konusunda Yunan ve Güney Afrika makamları arasında  hiçbir irtibat olmadığını öğrendim. Daha sonra Atina, büyükelçilik konutundan çıkarılmamı ve Kenya'daki bir çiftliğe götürülmemi istedi. Ben ise, BM Genel  Sekreteri'ne teslim edilmeyi istedim ancak, Yunan Dışişleri Bakanlığı bunu da  kabul etmedi" ifadelerine yer verdi. 
 
Haberlerde, Öcalan'ın 2 Şubat 1999'da Korfu Adası'ndan Kenya'ya, Yunan  makamlarının "Lazaros Mavros" sahte ismiyle kendisine tedarik ettiği C015918  numaralı Kıbrıs Rum pasaportu ile seyahat ettiği ileri sürüldü. 
 
Abdullah Öcalan 15 Şubat 1999'da Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye  getirilmişti. 

HÜRRİYET-MİLLİYET

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 17:41

İLGİLİ HABERLER