Medya
  • 4.3.2007 08:15

AHMET HAKAN'DAN KANALTÜRK'E : VAY ALÇAKLAR VAY

Başörtüyü çıkarmak


MADEM "başını örtme kararı alan bir kadın"a saygı gösterilmesini talep ediyoruz...

O halde "başı örtülüyken başını açma kararı alan bir kadın"a da saygı gösterilmesini talep etmeliyiz. Yani lafı eğip bükmeye hiç gerek yok:

Ali Müfit Gürtuna’nın eşi Reyhan Gürtuna’nın, başındaki örtüyü çıkarma kararına hepimiz saygılı olmak zorundayız.

Reyhan Gürtuna’nın başını açma kararının altında birtakım "siyasal nedenler" aramak da, tek kelimeyle ayıptır.

Hele bunu yapanlar, "Benim eşim kendi özgür iradesiyle örtünmüştür" cümlesini, son dönem başörtüsü tartışmalarının başat cümlesi haline getirenler ise iki kere ayıptır.

Çünkü o zaman adama sorarlar:

Senin eşin özgür iradesiyle başını örtüyorsa, Reyhan Hanım neden özgür iradesiyle başını açmasın?

Senin elinde niyet ölçer mi var?

Hem kim demiş, "Reyhan Hanım’ın başını açması, Ali Müfit Gürtuna’nın işini kolaylaştırır" diye.

"Baş açma" olayı belki Gürtuna’nın bazı çevrelere şirin gözükmesine neden olabilir ama seçmen nezdinde siyasi hayatını bitirir.

Bu hükmün doğru olup olmadığını anlamak için Gürtuna’nın siyaset yaptığı zemini az buçuk tanımak yeterlidir.

Yani demem o ki:

Reyhan Hanım, eşinin siyasi geleceği için değil, eşinin siyasi hayatını bitirme pahasına bu kararı almıştır.

Mazlum değil alçak

"BİZİ denetliyorlar! Bize baskı yapıyorlar!" falan diye ortalığı ayağa kaldıran bu adamların, ellerindeki medya imkánını iftira atmak için kullanmaktan çekinmeyecek tıynette olduklarını biliyordum da, bu kadar alçalacaklarını tahmin etmiyordum.

Adam, "Ahmet Hakan uluslararası terörist destekçisi Yasin El Kadı’nın para trafiğinde... Hesaplarına Yasin El Kadı’dan para girmiş" diye ima ediyor.

Evet, ima ediyor... Çünkü açıkça yazacak yüreğe sahip değil. Bu yüzden "mertçe" yazacağına, "kahpece" ima etmeyi tercih ediyor.

Tek harfi bile doğru olmayan bir iftirayı o kadar dallandırıp budaklandırıyor ki, bu beceri karşısında sadece "Vay alçak vay!" diyebiliyorum.

Ve bu alçaklara son kez şöyle seslenmek istiyorum:

Bakın alçaklar!

Ben hırsızsam, hortumcuysam, "bir araba ve ucuz bir apartman dairesi"nden ibaret mal varlığım ortada...

Siz dürüstseniz, temizseniz, 5 yıl içinde elde ettiğiniz malınız mülkünüz ortada...

Bırakın lagalugayı da yanıt verin:

Ben hırsızsam, "çaldıklarım" nerede?

Siz tertemizseniz, "trilyonlarca vergi ödeyen" şu çok malınız nereden geldi?

Hepimiz Kenan Evren’iz

BİR: Bu memlekette darbe yaparsın, parti kapatırsın, silah zoruyla yönetime el koyarsın, okumuş yazmış ne kadar adam varsa süründürürsün... Başına hiçbir şey gelmez! Ama "resmi görüş"ün biraz dışına çıkıp aykırı laflar ettin mi "Paşa" falan dinlemeyip "Gel bakalım" derler. Kıssadan hisse şudur: Darbe yap, as kes hiç mühim değildir. Yeter ki aykırı gitme. Yeter ki akıllı ol.

İKİ: Demek ki neymiş? "Söz hürriyeti", bir gün gelir, söz hürriyetini kısıtlamakla meşhur olmuş bir darbe lideri için de gerekirmiş. Benim merak ettiğim şudur: Aykırı fikirler ileri sürdükleri için yıllarca hapishanelerde süründürülen adamlar, bugün Kenan Evren’e, "Aramıza hoş geldin Paşa" deseler, acaba Kenan Evren "Hoş bulduk" diye mukabele eder mi? Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 21:20

İLGİLİ HABERLER