
'ALEVİLER'İN İKİ SEÇENEĞİ'
AHMET HAKAN'IN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:Aleviler için iki seçenek: Ya káfirsin ya Müslüman
MİLLİ Eğitim Bakanlığı yetkilileri, "zorunlu din dersi" meselesini bir çırpıda çözüverdi!
"Mesele" şöyle halledilecekmiş:
Zorunlu din dersine itiraz eden Aleviler, "Biz Müslüman değiliz kardeşim" diye dilekçe vereceklermiş.
Böylece "kafir" hükmüne geçecek olan bazı Aleviler, zorunlu din dersi uygulamasından yırtacaklarmış.
Vallahi bravo!
Bu fevkalade "dahiyane" çözüm önerisi için Milli Eğitim Bakanlığını tebrik etmek lazım.
Hem mevcut çarpık maslahatçı uygulamaya hiç mi hiç dokundurtmuyor, hem de Alevileri "Müslüman Aleviler" ve "Müslüman olmayan Aleviler" olarak ortadan ikiye bölüyor.
Sonuçta...
Kendilerini "Müslüman Alevi" olarak görenler, zorunlu din dersi adı altında "Sünni İslam" anlayışını öğrenmeye devam edecek.
Kendilerini "Müslüman olmayan Aleviler" olarak görenler ise, bu dersten muaf olacak.
Böylece ne şiş yanacak, ne kebap!
Avrupa’nın da bu konuda söyleyecek bir sözü kalmayacak.
* * *
İyi güzel ama...
Ya bazı Aleviler çıkıp da, "Kardeşim biz hem Müslümanlık içinde kalmayı tercih ediyoruz, hem de okullarda zorunlu din dersi adı altında okutulan dersleri almak istemiyoruz. O derslerde bizim anlayışımıza yer verilmiyor" diyecek olursa...
Bakanlığın böyle bir soru için hazırladığı bir yanıt yok.
Çünkü Bakan’a göre tartışmasız iki çeşit Alevi var:
BİR: Zorunlu din dersinden rahatsız olmayan ve o derslerde ne okutulursa razı olan Müslüman Aleviler.
İKİ: Zorunlu din dersinden rahatsız olan, Müslüman olmayan Aleviler.
Bu, kelimenin tam anlamıyla "kategorize edici" bir yaklaşımdır.
Ve meselenin özü şudur:
Başkaları tarafından tanımlanmaktan ve kategorize edilmekten nefret ettiğini bildiğimiz Çelik’in bakanlığı, başkalarını tanımlamaktan ve kategorize etmekten zerre kadar çekinmiyor.
* * *
Oysa... Bakan Çelik’ten beklentimiz şudur: "İdare-i maslahat" peşinde koşmak yerine "esaslı devrimci" atılımlar yapmak!
Mesela... "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" adı altında verilen şu kaçak "Zorunlu Din Eğitimi" dersine son vermek.
Ve onun yerine adına açıkça "Din Eğitimi" denilen bir ders koymak ve bu dersi de seçmeli yapmak.
Böylece hem bir anayasal hak doğru dürüst verilmiş olur, hem de istemeyene zorlama yapılmamış olur.
İşin doğrusu budur ama bunu yapmak zordur.
Çünkü bunu yapmak için "esaslı devrimci" olmak şartı vardır. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:30