Aşağılık kompleksi
TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, önceki gün yaptığı konuşmada hükümetin Türkiye'nin önümüzdeki 50 yılını kaybetmesine neden olduğunu söyledi.
İddialı bir söylem.
Türkiye'de 50 yıl değil, 50 gün sonrasını göremeyenler için fazla iddialı.
Türkiye'nin en zor, en krizli ve en karamsar günlerinde ülkenin en ‘‘etkin’’ işveren örgütünün başkanı çıkıyor ve karamsarlığı ve krizi misli misli artıracak bir demeç veriyor.
Neden?
Çünkü önümüzdeki 6 ayı rahat geçirmelerini sağlayacak olan bir 6 milyar dolar ‘‘uçmuş’’.
Uçtuysa uçtu...
O 6 milyar dolar mı Türkiye'yi kurtaracaktı!
Türkiye bu kadar ucuz mu?
Madem Tuncay Bey Türkiye'nin kayıpları konusunda bu kadar hassas, üyelerinin sahip olduğu bankalar birbiri ardına kara delikler açıp batarken ve Türkiye'nin 6 değil, 6 kere 6 milyar doları bunlara pompalanırken neredeydi?
Bu sert çıkışlarını o zaman niye yapmıyordu.
Tuncay Özilhan'ın sözlerinin arkasındaki mana aslında farklı.
Sosyal sorumluluk sahibi bir başkan olarak çıkıp, ‘‘Hatalar yapılmış olabilir ama Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Tehditlere boyun eğmez. Biz işadamları olarak ülkenin sorunlarını göğüslemekte kararlıyız. Kimse karamsarlığa kapılmasın, çalışıp bu zorluğu aşarız’’ demiyor da, Türkiye'yi Beyaz Saray'dan yönetmek isteyenlere destek veriyor.
Kendini, ülkesini, üyelerini, çalışanlarını küçük görüyor.
Amerika vermezse Türkiye yok diyor.
Durum bu ise bile yapılması gereken bunu kabullenmek değil, buna karşı koymak olduğu halde, Türkiye'nin en zenginlerinin örgütü tam tersini yapıyor.
Biri Tuncay Bey'e çıkıp, ‘‘Senin şirketin beş para etmez’’ dese öfkelenir ama kendisi çıkıp ‘‘Arkasında Amerika olmasa benim ülkem beş para etmez’’ diyebiliyor..
Ama Allah'tan Türkiye Tuncay Özilhan'lardan ibaret değil.
Çünkü pırıl pırıl gençler var.
Yılların sanayicisi Özilhan'a karşın TGSD'nin pırıl pırıl gencecik Başkanı Umut Oran çıkıp ‘‘Bu yıl giyim saniyicileri olarak hedefimiz 35 milyar dolar ihracat’’ diyor..
Türkiye'nin Umut'lara ihtiyacı var.
İlişkiler yansıtıldığı kadar kötü değil
ABD yönetimi içindeki bazı çevrelerin Irak'taki başarısızlığın sorumlusu olarak Türkiye'yi gösterme yolundaki dezenformasyon süreci en fazla Türkiye'de etkili oluyor.
Oysa durum tam bu değil.
ABD'deki ‘‘şahinlerin’’ gözünde Türkiye'nin bir miktar değer yitirdiği gerçek ama ABD kamuoyunda ‘‘şahinlerin’’ kaybettiği değer karşısında Türkiye'nin yitirdikleri solda sıfır.
Hiç kimse ABD'nin bundan böyle Türkiye'yi gözden çıkardığını düşünmesin.
Biliyorum ki, Dışişleri Bakanı Gül ile Amerikalı meslektaşı Powell hálá günde en az iki kez görüşüyorlar.
Doğrudur, ABD'de Türkiye tartışılıyor ama ABD yönetimindeki stratejik hatalar daha çok tartışılıyor.
Bu nedenle karamsar olmaya gerek yok..
Tam aksine, ABD bundan böyle Türkiye ile ‘‘dikte eden’’ değil, ‘‘paylaşan’’ partner olarak çalışmak zorunda kalacağını görüyor.
Türkiye açısından eğrisi doğrusuna geliyor.
Fatih Altaylı
Hürriyet
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:40