Gündem
  • 31.10.2023 10:44

Anayasa Mahkemesi Başkanı Hükümete parmak salladı.. Kararlarımızı uygulayın

Anayasa Mahkemesi Başkanı’ndan ‘kararları uygulayın’ mesajı

Anayasa Mahkemesi'nin “hak ihlali” kararlarının tartışıldığı ve TİP Milletvekili Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararına rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden hala karar çıkmaması gündemdeki yerini korurken Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'dan dikkat çeken mesajlar geldi.

Zühtü Arslan buradaki konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Yorum farklılığı demokratik hukuk devletleri için bir zenginliktir, demokratik hukuk devletlerinde buna yer vardır. Ama bir şeye yer yoktur; yorum kakofonisine yer yoktur. Yorum kakofonisi, yorum karmaşası demokratik hukuk devletlerinin kabul edebileceği bir şey değildir çünkü ortaya çıktığında farklı kişilere farklı hukukun uygulanması gibi bir sorunla karşı karşıya kalırız. Bu durumda anayasa hükümlerinin yeknesak şekilde yorumlanması sorunu karşımıza çıkıyor, bu sorunu çözecek organ da AYM’dir. Bireysel başvurunun amacı tek tek herkesin temel hak ve özgürlüklerle ilgili hak ihlali iddialarını ele alıp çözüm bulmak değildir olamaz da. Bireysel başvurunun amacı hukuk sistemini, düzenini, yargının işleyişini hak ihlali üretmeyecek bir noktaya getirmektir. Bu da ancak objektif etkiyle mümkündür.” 

‘HUKUK DEVLETLERİNDE YORUM KAKOFONİSİNE YER YOKTUR’

Anayasal hükümlerin yorumlanmasının hukuk devleti açısından zenginlik olacağının altını çizen Arslan, şöyle devam etti:

“Bireysel başvuruyla birlikte sadece AYM değil; tüm hukuk sistemi bir değişim yaşamıştır. Bu sebeple bireysel başvurunun devletçi bir özelliği vardır. Hukuk sisteminde devrim yaşatmıştır. Bireysel başvurunun beraberinde getirdiği en büyük dönüşümlerden biri, hukukun anayasallaşması olmuştur. İdare hukukundan iş hukukuna, ceza hukukundan aile hukukuna kadar tüm alanlarda anayasa artık çok daha fazla kullanılan bir üst norm haline gelmiştir. Bu da beraberinde anayasa hükümlerinin yeknesak bir şekilde yorumlanmasını getirmiştir. Çünkü mahkemeler, Anayasa’nın 138’inci maddesine göre; hakimler, anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak karar verirler. Anayasa’ya uygun karar vermek kaçınılmaz olarak anayasal hükümlerin yorumlanmasını gerektirmektedir. Birden fazla yorumcunun olduğu yerde, birden fazla yorum vardır. Yorum farklılığı, demokratik hukuk devleti bakımından bir zenginliktir. Her kurum, Anayasa’yı yorumlayabilir. Demokratik hukuk devletlerinde buna yer vardır. Ancak yorum kakofonisine yer yoktur. Bunu kontrol edecek ve anayasal hükümlerin yorumlanması ve uygulanmasındaki yeknesaklığı sağlayacak olan da kuşkusuz Anayasa Mahkemesi’dir.”

‘SADECE AYM’NİN GÖREVİ DEĞİL’

Bireysel başvurunun amacının hukuk sistemini, yargının işleyişini hak ihlali ortaya çıkarmayacak bir noktaya getirmek olduğuna vurgu yapan Arslan şöyle konuştu:

“Objektif etkiyi bu çerçevede tartışmamız gerekiyor. Bireysel başvuru, 11’inci yılını yeni tamamladı. Bu süre, hukuk sistemini değiştiren bir kurumun, bir anda kabul edilmesi bakımından yeterli bir süre değil. Objektif etkiyi bireysel başvuru amacı bağlamında tartışmalıyız. O amaç; ihlallerin önlenmesi, yeni ihlallerin engellenmesi ve ihlalin kaynağının kurutulmasıdır. Bireysel başvurunun amacı; tek tek herkesin temel hak ve özgürlüklerle ilgili hak ihlali iddialarını ele alıp, çözüm bulmak değildir; olamaz da. Bireysel başvurunun amacı; hukuk sistemini, yargının işleyişini hak ihlali ortaya çıkarmayacak bir noktaya getirmektir. Bu da objektif etkiyle mümkündür. Anayasa koyucu, bireysel başvuruyu getirirken Anayasa Mahkemesi verdiği kararlarla ‘Bataklığı kurutsun, ihlal üreten nedenleri ortadan kaldırsın’ diye getirdi. Başka türlüsü de düşünülemez. O nedenle objektif etki konusunda AYM’nin verdiği kararların ilke ve esasların dikkate alınması konusunda çok daha hassas olmamız gerekiyor. Çünkü bu hepimizin ortak sorunu. Cumhuriyetin 2’nci yüzyılına adım attığımız şu günlerde bireysel başvuruyu etkili şekilde uygulamak sadece AYM’nin görevi değil. AYM ile tüm anayasal kurum ve kuruluşların görevidir. Aslında ülkede yaşayan herkesin görevidir. Çünkü bireysel başvuru, 100 yıllık cumhuriyetin en önemli kazanımlarından biridir. Bu kazanımı korumak, geliştirmek ve gelecek nesillere aktarmak; hepimizin görevidir. AYM, bu görevi yerine getirmek için gece-gündüz, canla-başla çalışıyor. Sonucu olarak da temel hak ve özgürlüklerin korunmasının standardının yükseltilmesinde çok önemli mesafeler aldık ve almaya devam ediyoruz. Bu kazanımı korumak ve geliştirerek Cumhuriyet’in ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ gelecek nesillerine aktarmak; hepimizin ortak görevidir. Dahası bu aynı zamanda Cumhuriyet’in kuruluşuna giden süreçte kanları ve canlarıyla kurtuluş mücadelesi verenlere karşı da bir vicdan borcumuzdur.” 

 

Güncellenme Tarihi : 31.10.2023 12:27

İLGİLİ HABERLER