
AVRUPA BASININDA BUGÜN...
KAYNAK : ihaLONDRA - Avrupa basınında bugün; Irak'taki İngiliz askerlerine yönelik suçlamalar, Irak'ta bulunan çok uluslu güçlerin çekilmesi, Lübnan eski başbakanı Refik Hariri'nın öldürülmesi, Çin'e uygulanan silah ambargosu, Kyoto Protokolü, 2012 Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapma yarışı, BM yetkilileri ve çalışanlarına suçlamalar, Svaziland Kralı'nın 11 eşine hediye ettiği BMW, tartışmalı Mitterand filmi konuları öne çıkıyor.
Independent'ın manşetindeki haberde, Iraklı sivillerin cesetlerinin toplu mezarlardan çıkarılmasıyla, İngiliz askerlerine yönelik suçlamaların arttığı bildiriliyor. Manşetin altında, öldürülen altı Iraklı sivilden beş erkeğin resimleri ve bir kadının nüfus cüzdanı var.
Bu kişilerin aileleri, yakınlarının İngiliz askerlerince öldürüldüğünü iddia etmişti. Gazetenin Basra'daki muhabiri Kim Sengupta, ölümlerin ikisiyle ilgili olarak, İngiliz askerlerinin resmen suçlanmalarının beklendiğini yazmış. 17 yaşındaki oğlunu kaybeden baba Kattan Hacim ise şunları söylemiş:
"Oğlum kötü hiçbir şey yapmıyordu. Silah taşımıyordu, kimseyi tehdit etmiyordu. Niye vuruldu, bilmiyorum."
Times'ta ise Irak'ta başbakan arayışında adı ön plana çıkan Dava Partisi lideri İbrahim El-Caferi'yle yapılmış bir mülakat var. El-Caferi, Irak'taki yabancı askerlerin ülkeden ayrılmalarının, 'doğru bir karar olmayabileceğini' söylüyor:
"Bence bu konu, herhangi bir zaman dilimine bağlanamaz. Konu, tamamen ülkedeki güvenlik durumuyla alakalı. Çok uluslu güç buradayken bile çok sayıda Iraklı hala tehlikeyle yüzyüze. Irak güvenlik güçleri kontrolü tamamen devralmadan, çok uluslu gücün geri çekilmesi, ülkeyi daha büyük tehlikelere karşı korunmasız bırakacaktır."
Independent, önceki gün öldürülen Lübnan'nın eski başbakanı Refik Hariri'nin, Lübnan'ın bağımsızlığını istedikleri gerekçesiyle 1915 ve 1916'da Osmanlılarca asılanlar için inşa edilen anıtın karşısına gömüleceğini yazmış.
Financial Times ise başyazısında, Birleşmiş Milletler'e çağrıda bulunuyor:
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın çağrısını kabul etmeli ve Hariri suikastiyle ilgili olarak, uluslararası bir soruşturma başlatmalıdır. Bu kez kimse cinayetten sıyrılmamalıdır."
Financial Times'ın manşetinde ise Fransa Savunma Bakanı Michelle Alliot-Marie'yle yapılmış bir mülakat var. Fransız bakan, Avrupa Birliği'nin Çin'e yönelik silah ambargosunun kaldırılmasından yana olduklarını söylüyor. Michelle Alliot-Marie, bu durumun gerekçesini şöyle açıklamış:
"Çin, hızla kendi sanayisini geliştiriyor. Uzmanlarımız bugün Çin'in beş yılda bizle aynı silahlara sahip olabileceğini söylüyor. Bu nedenle belki de eğer onlara silah satarsak, silah üretmeyecekler. Ve beş yıl içinde, bu düzeyde silah üretecek teknolojiye sahip olmayacaklar."
Uluslararası İklim Değişimi Görev Gücü'nün eş başkanı Stephen Byers, Independent'taki makalesinde, bugün yürürlüğe girecek Kyoto Protokolü'nü ele almış.
Protokolün, iklim değişiminin durdurulması için yeterli olmadığını savunan Byers, 'Siyasi risk' tehlikesine dikkat çekiyor, iklim değişimiyle mücadelenin önünde iki temel tehlike olduğunu belirtiyor:
"Birincisi, bu mücadele için pek de popüler olmayan kararlar almaya ihtiyaç var. Bunların yararı ise belki 10-20 sene görülmeyecek. Seçim dezavantajıyla, çevre avantajı arasında bir uyumsuzluk var. İkincisi de, hiçbir devlet tek başına iklim değişimi sorununu çözemez. Bu konuda, tüm ülkelerin üzerlerine düşeni yerine getireceği uyumlu bir uluslararası çalışmaya ihtiyaç var. Özellikle de, dünyada zararlı gazların çeyreğini yayan Amerika Birleşik Devletleri, bu sürece dahil edilmeli."
2012 Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapma yarışı, İngiliz gazetelerinin sayfalarında en çok yer verdikleri gelişmelerden biri.
Olimpiyat Komitesi üyeleri bugünlerde, aday kentlerden Londra'da. Daily Telegraph, 'Olimpiyat İdeali' başlıklı başyazısında, Londra'nın rakibi Paris'e göre çok daha cazip bir seçim olacağını savunuyor:
"Olimpiyat Komitesi üyeleri bugün Canary Wharf'ı ziyaret edecekler. Burası, sadece son 20 yılda ıssız bir rıhtımdan, minyatür bir Manhattan haline geldi. Turistler Paris'e, geçmişinin hatırına giderler. Londra'ya ise geleceğinin hatırına geliyorlar."
Ancak Daily Telegraph'ın bu iddialı yorumuna karşın, Belediye Başkanı Ken Livingstone'ın, Yahudi bir gazeteciye söylediği sözlerin, Londra'nın şansını azaltabileceği belirtiliyor.
Livingstone, Evening Standard gazetesinden Oliver Finegold'u şakayla karışık, 'toplama kampının koruma görevlisine' benzetmişti.
Guardian bugünkü başyazısında 'Özür dileme zamanı' diyor ve ekliyor:
"Livingstone'ın sözleri tatsız ve tamamen biçimsiz. Londra Belediye Başkanı, sözlerinden dolayı özür dilemelidir. Çünkü doğru olan budur."
Daily Telegraph'daki Francis Harris imzalı iki haberin ilki, Amerikan Senatosu'nun, Birleşmiş Milletler'in 'gıda karşılığı petrol' programına yönelik soruşturmasıyla ilgili. Harris, programdan sorumlu yetkili Benon Sevan'ın, diplomatik dokunulmazlığının kaldırılmasının istendiğini yazmış.
Diğer yazıda ise Irak'taki Birleşmiş Milletler denetçilerinin, günlerini 'votka içerek geçirdikleri' yönündeki iddialara yer verilmiş. Habere göre, geçmişte Irak ve komşusu bazı ülkelerde BM adına çalışan Avustralyalı Arthur Ventham, İskenderun'daki bazı Birleşmiş Milletler görevlilerinin çalışmayı reddettiklerini söylüyor.
Yine Daily Telegraph'ın iç sayfalarındaki bir haberin başlığı, "Kral, 11 eşine, 450 bin sterlin değerinde BMW filosu alıyor" şeklinde. Haberde sözü edilen kişi, dünyanın en fakir ülkelerinden Svaziland'ın Kralı Üçüncü Mswati.
Gazete, otomobillerin değerinin, ülkenin sağlık bütçesinin yüzde 1,5'ine eşit olduğunu yazmış. Svaziland'ın içinde bulunduğu durum ise şöyle anlatılıyor:
"Ülkede halkın yüzde 70'i, tam anlamıyla yoksulluk içinde yaşıyor. Yetişkinlerin yüzde 39'u ya AIDS hastası ya da HIV virüsü taşıyor. Svaziland, dünyada HIV/AIDS oranının en yüksek olduğu ülke."
Fransa'nın ölen eski cumhurbaşkanı Francois Mitterand'ın hayatını anlatan ilk film, bugün Fransa'da gösterime giriyor.
Times'taki bir haberde filmin, tartışmaya neden olduğu belirtilmiş. Çalkantılı özel hayatıyla da bilinen eski cumhurbaşkanı filmde bir gazeteciye şunları söylüyor:
"Yaşlı kadınları seç, muhtemelen Kuzey'den. Ben aktristleri seviyorum, elbette modelleri değil. Onları takdir edersin ama onlara dokunamazsın. Kadınlar esmer olmalı. Sarışınlar ise yok sayılmalı."