LONDRA - Avrupa gazetelerinde bugün, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in Kongre konuşmasına tepkiler, Fransa ile Almanya'dan haberler yer aldı.
Bugün siyasi ağırlıklı İngiliz gazetelerin manşetinde tek bir konu var. Gazeteler, Blair'in Washington'da Amerikan Kongresi'ne hitaben yaptığı konuşma ve burada sarf ettiği ''Tarih bizi affedecek'' şeklindeki cümlesine yer verdi.
İngiltere Başbakanı, Irak'ta toplu imha silahları bulunmasa bile savaşın doğru olduğunu savunuyor. Independent gazetesi baş makalesinde, ''Blair, Kongre'deki konuşmasında önemli bir fırsat kaçırdı'' dedi. Winston Churcill'den bu yana bir İngiliz Başbakanı'nın Amerikan kamuoyunun dikkatini ilk kez bu kadar çektiğini belirten gazete, ''Blair dün gece karşısına bir daha çıkmayacak bir fırsat elde etti. Blair konuşmasını daha vurucu yapmalıydı. Hakkını teslim edelim, Blair, İsrail'e baskı uygulamaya yanaşmayan bir dinleyici kitlesi karşısında, İsrail-Filistin barışı için yol haritası konusunda bastırdı. Ama büyük resim hakkında daha açık sözlü olabilirdi. Amerikanın istisnacı yaklaşımını eleştirebilirdi örneğin. Amerikanın kurucu bildirgesinde 'bütün insanlar eşit yaratıldı' denirken, öbür ülkeler söz konusu olduğunda buna sadık kalınmadığını söyleyebilirdi. 'Amerikan ulusu iyi değerler üzerine kurulu ama korktuğu zaman bunları tutarlı olarak uygulamaktan kaçınıyor' da diyebilirdi'' dedi.
Daily Telegraph gazetesi ise daha önce sadece 3 İngiliz başbakanının kongrenin ortak toplantısına hitap ettiğini hatırlatarak, Amerika'ya gittiği için Blair'i eleştiren sol kesimi iğneledi.
Gazete, ''Başka hangi ülkede kamuoyunun önemli bir bölümü, Kongre'nin ortak oturumuna seslenme şerefini sağlayan bu ziyareti hakir görürdü acaba? Washington ile ilişkisi nasıl olursa olsun, her ülke, böyle önemli bir platformda görüşlerini iletme fırsatının üstüne atlardı. Ama Amerikan karşıtlığı solun bazı kesimlerinde öyle bir körlüğe yol açtı ki, bu kişiler Blair'in Washington'a gitmeyip evde oturmasını tercih ederlerdi'' dedi.
''150 BİN ABD ASKERİNİ IRAK'TA TUTMANIN MALİYETİ 4 MİLYAR DOLAR''
Guardian gazetesi ise baş makalesinde savaşın maliyetini değerlendirerek, ''Irak'ı yeniden ayağa kaldırmanın maliyetinin yüksek olduğu ve endişe verici hızla arttığı artık apaçık ortada. 150 bin Amerikan askerini Irak'ta tutmanın aylık bedeli 4 milyar dolar. İngiltere'de Hazine rakamları, tek bir kurşun bile atılmadan 1 milyar sterlin harcandığını gösteriyor ve 11 bin İngiliz askerini Irak'ta tutmanın vergi mükelleflerine bedeli ayda 150 milyon sterlin. Irak'taki savaş ve sonrasındaki karışık durum Amerika'ya bugüne kadar 48 milyar dolara mal oldu. Bu harcama hızıyla, General Tommy Franks'in dediği gibi, eğer işgal dört yıl sürerse, sadece Amerikan birliklerinin oradaki varlığı için 200 milyar dolar harcanacak. Irak'ı bir demokrasiye dönüştürme konusundaki iddialı planlar göz önüne alındığında Irak'ın bir Marshall planına ihtiyacı var. Son tahminlere göre yeniden imar 90 milyar dolara mal olacak. Amerika'da halihazırda artan bir bütçe açığı var. Irak savaşının artan maliyeti, İngiltere bütçesinde de delik açacak. İngiltere'de kamu hizmetlerini geliştirmek isteyen hükümet bu durumda vergi artışı, harcama kısıntısı veya faiz artışı seçenekleri ile karşı karşıya kalacak. Seçimin yaklaştığı dönem, savaşın ucuz ama barışın pahalı olduğunu keşfetmek için kötü bir zaman olur'' dedi.
Times gazetesi ise konuşmayı olumlu değerlendirerek, ''Blair iç politikadaki eleştirilere karşı, Avrupa'nın önem verdiği konuları dinlemesi için, Bush yönetimine kafa tutabildiğini göstermek istedi. Bunlar, iklim değişikliği, Ortadoğu barış anlaşması, Birleşmiş Milletler'in üstünlüğü ve uluslararası ticaret görüşmelerinin önemi. Blair, 'Amerika komuta anlayışına değil, iknaya dayalı bir ortaklık kurmalıdır' dedi. Blair, cesaretiyle, bu konuları gündeme getirebilmek için olağandışı önemde bir rol elde etti. Her iki kıtaya da savaş verdikleri ortak değerleri hatırlatmak için iyi bir konuma sahip'' diye yazdı.
''BLAIR'E KAÇIK DEMEK ÇOK KAÇIKÇA''
Daily Telegraph İngiltere'de yayınlanan bir derginin, Başbakan'ın akli dengesinin yerinde olmadığına dair iddialara yer vermesi ardından, Dawning Street'in yalanlama yapmak zorunda kaldığını bildirdi. New Statesmen Dergisi'ndeki makaleyi kaleme alan gazeteci konuştuğu psikolog ve psikiyatristlerin, Blair'e ''muhtemel psikopat'' teşhisi koyduklarını, Başbaka'nın bir aktör gibi kendisini her seferinde büyük bir hünerle yeniden tanımlama yeteneğine sahip olduğunu yazmıştı.
Daily Telegraph, derginin Maliye Bakanı Gordon Brown'a yakınlığı ile bilindiğini ancak, Blair'e karşı eleştirinin bu derece şiddetli olmasının Başbakanlığı endişelendirdiğini yazdı. Habere göre Başbakan'ın sözcüsü, ''Birilerinin çıkıp Blair'in aklı-selimliğini sorgulaması çok garip. Açıkçası Blair'e kaçık demek çok kaçıkça'' dedi.
Avusturya'da yayınlanan Der Standart, Irak ile ilgili olarak ''Eğer Bush krizle baş etmek istiyorsa, İngiltere'nin ve belki de Fransa'nın Almanya'nın ve diğerlerinin yardımına ihtiyaç duyacak. Bunun dostlukla bir ilgisi yok, bu çok açık bir şekilde Bush'un kendi çıkarınadır'' dedi.
Almanya, Afganistan'daki barış gücü komutanlığını Kanada'ya devrederken Die Welt gazetesi, Alman askerlerinin Herat şehrine gönderilmesine karşı çıktı ve bunun yerine siyasi krizin çözümü yolunda adımlar atılması çağrısı yaptı.
Korsika'da milliyetçi milletvekillerinin yerel parlamentoyu terk etmesi, Fransa'da Le Figaro'nun manşetinde yeraldı. Gazete, Korsika Ulusu partisinden milletvekillerinin istifa etmediklerini ama 2004 yılındaki seçimden önce bir daha geri dönmeyebileceklerini yazdı. Eylemin, Paris'in atadığı valinin öldürülmesi olayı ile bağlantılı bir tutuklama ve Korsikalıların geçenlerdeki bir referandumda daha fazla özerkliği reddetmesiyle ilgili öfkeyi sergilemek niyetiyle yapıldığını yazan Le Figaro, bunun adada şiddetin yeniden başlayacağının habercisi olabileceğini belirtti.
Le Monde yorum sütununda Fransa'daki cezaevi koşullarını eleştirdi. Cezaevlerinin aşırı kalabalık, harab durumda, yeterli özel alandan yoksun ve son derece pis olduğunu belirten Le Monde, bunun insan haklarını el üstünde tutan bir ülkeye yakışmadığını yazdı.
Almanya'da Frankfurter Rundschau, Dışişleri Bakanı Fischer'in Washington ziyareti ardından iki ülke arasındaki ilişkileri onarmak için büyük fırsat doğduğunu yazdı. Haberi manşetten veren gazete, Irak'taki durumun iki ülke ilişkilerinde yakınlaşma sağlamak için gerekli ortamı sağladığını savundu ve ''Eğer Irak'ı kargaşadan çıkarmakta başarısız olunursa, sonuçlar sadece körfez bölgesi ve Ortadoğu için değil, Amerika ve Avrupa için de yıkıcı olur'' dedi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:21