Yaşam
  • 4.8.2002 11:38

AYAKKABILARI UZAYDA DOLAŞIYOR...

KAYNAK : Haber Vitrini Ay'a ilk ayak basan astronot Neil Armstrong'un ''insanlık için büyük adım'' attığı ayakkabıları hala uzayda dolaşıyor. Tamer Korugan'ın yazdığı Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi'ne göre, Ay'a ilk ayak basan astronot Neil Armstrong'un ayakkabıları, dönüş yolculuğunda herhangi bir hastalık veya bilinmeyen bir kirlenme tehlikesine önlem olarak dünyaya getirilmedi ve uzaya bırakıldı. Armstrong'un ayakkabıları, o gün bu gündür uzayda dolaşıp duruyor. Birbirinden şık kıyafetler içindeki Avrupa sosyetesinin kadın-erkek aynı model ayakkabılarla dolaştığını hayal edebiliyor musunuz? Cenazelerde yas rengi olarak bilinen siyahın, ''hayaletlere'' karşı bir önlem olarak kullanılmış olabileceği hiç aklınıza gelir miydi? Bütün bu ''lüzumsuz ama ilginç'' bilgileri, Tamer Korugan'ın yazdığı ve Aykırı Yayınları'ndan piyasaya çıkan ''Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi''nin ikinci cildinde bulabilirsiniz. AYAKKABI TARİHİNİN İLGİNÇ BİLGİLERİ Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi, ayakkabının günümüzde kullanılan şekline gelene kadar hangi aşamalardan geçtiğini de gözler önüne seriyor. Buna göre, günümüzdeki anlamı ve şekli itibariyle ayakkabının ilk olarak sandalet şeklinde sıcak iklimli ülkelerde ortaya çıktığı sanılıyor. Avrupa'da 11'inci yüzyıldan 15'inci yüzyıla kadar sivri burunlu ayakkabılar kullanılırken, Ortadoğu bölgesinde ''ayağı kızgın kumlardan yüksekte tutabilmek amacı''yla ayakkabılara topuk ilave edildi. Avrupa'da 16 ve 17. yüzyıllarda ise bütün ayakkabıların topukları, kırmızı renge boyanıyordu. 18. yüzyıla kadar Avrupa'da kadın ve erkekler aynı tür ayakkabıları giyiyordu. 19. yüzyıla kadar ise tüm dünyada sağ ve sol farkı olmadan ''her iki ayak için eş ayakkabılar'' kullanılıyordu. Sağve sol ayaklar için ayrı ayrı ayakkabı üretimine, ilk olarak ABD'nin Philadelphia kentinde başlandı. Kadınlar için ilk bot ise 1840 yılında Kraliçe Victoria için dizayn edildi. YILDA 1 MİLYON DOLAR GELİR GETİREN ŞARKI Ansiklopediye göre, dünyada en çok söylenen şarkı, ''Happy Birth Day''... Türkiye'de ''İyi ki doğdun'' veya ''Mutlu yıllar sana'' olarak bilinen ve doğum günlerinde söylenen bu şarkının telif hakkı, Warner/Chappel Müzik şirketine ait. Ticari amaçla kullanıldığı her yerde şirkete ödeme yapma zorunluluğu bulunan bu şarkıdan şirketin, yılda yaklaşık 1 milyon dolar gelir elde ettiği tahmin ediliyor. Dünyanın en çok söylenen şarkısı, 1893'de ABD'nin Kentucky kentinde öğretmen iki kız kardeş tarafından, öğrencilerinin sabahları söylemeleri için bestelenmişti. CENAZEDE SİYAH GİYMEK Batı kültüründe görülen ''cenazede siyah giymek'' ise hayalet korkusundan kalma bir gelenek. Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi'ne göre, binlerce yıl önce cenaze töreninde bulunanlar, gömülecek ölünün hayaletinin orada bulunanlardan birinin bedenine girmek isteyeceğine inanıyorlardı ve hayaletten saklanmak için vücutlarını siyaha boyuyorlardı. Zamanla bu adet, siyah giysi olarak devam etti ve günümüze kadar geldi. TELEFONDAKİ SESİN HIZI Kitapta yer alan bilgilere göre, ses, telefonda ''ses hızı'' ile değil, ''ışık hızı'' ile gidiyor. Telefonun ağız kısmı denilen mikrofona konuşulduğunda, ses burada elektrik akımına çevriliyor. Karşı tarafın telefonunda tekrar sese çevrilene kadar yolculuğunu elektrik akımı olarak yapıyor. Elektriğin hızının, ışık hızı ile aynı olduğu belirtilen kitapta, sesin bu nedenle telefonda ışık hızı ile yol aldığı kaydediliyor. DÜNYANIN MAGNETİK ALANI DEĞİŞİYOR Çekirdeğindeki soğumamış kısımlarından dolayı dünya ''dev bir mıknatıs'' özelliği taşırken, bu büyük mıknatısın artı ve eksi uçları, kuzey ve güney kutuplarında bulunuyor. Ancak bunlar, bildiğimiz coğrafi kutuplar değil. Pusulanın minik ucu, tam kuzeyi değil, magnetik kutubu gösterir. Pusulanın gösterdiği kuzey yönünü devamlı takip ederseniz, Kuzey Kutbu'na hiçbir zaman ulaşamazsınız. O noktadan 7 derece yani kilometrelerce uzaklıktaki magnetik kutba varırsınız. Kitapta, magnetik kutupların yerlerinin de sabit olmadığı ve zamanla birbiriyle yer değiştirdiği kaydediliyor. Magnetik kutupların niçin ve nasıl yer değiştirdikleri henüz tam olarak bilinmiyor. Bilim adamları, magnetik kutupların yer değiştirmesinin 170 milyon yılda yaklaşık 300 defa tekrarlandığını, bugünkü konumuna ise 750 bin yıl önce geldiğini ileri sürüyorlar. ''Magsat'' uydusunun 3 yıla yakın görev yaptıktan sonra yanmadan önce gönderebildiği en önemli bilgi, ''magnetik alanın şiddetinin gittikçe azaldığı, her on yılda şiddetinden yaklaşık yüzde birini yitirdiği, böyle giderse muhtemelen bin yıl sonra magnetik kutupların yerlerinin tekrar değişebileceği'' şeklindeydi. KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ? Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi'nde, bugüne kadar yeryüzünden ne kadar insanın gelip geçtiğine ilişkin bilgiler de yer alıyor. Bilim adamları, bu sayının 60 milyar ile 110 milyar arasında olduğunu tahmin ediyor. Kesin sayı vermek isteyen araştırmacılar ise dünyada 200 bin yıldan bu yana 70 milyar insanın yaşadığını ileri sürüyorlar. (Hürriyet) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:35

İLGİLİ HABERLER