AYSU : PETEK KISKANDIĞI İÇİN CAN BENİ PROGRAMA ÇIKARAMAZ

<ı>Hatırlarsınız, bir süre önce Aysu Baceoğlu kameralar karşısına geçip, kasetinin üç beş korsanını "Tarkan, Serdar Ortaç ben, hep bize, hep bize yapıyorlar bunu" diyerek ayakları altında çiğnemişti. Aman ne hoşuma gitmişti o hali. Tarkan, Serdar Ortaç ve Aysu Baceoğlu... Karnım ağrıncaya kadar güldüm. Bu kız ya çok matraktı, ya da çok saf. Test etmek için evine gittim. Sadece zeki olduğunu ben nereden bileyim?

- Henüz daha açılmadı ama Maksim Gazinosu'ndan teklif almışsınız?

Evet, Sacit Aslan bana, "Biraz, bekle; Maksim'i açacağım kadromda da sen olacaksın" dedi.

- Sahne için hazır olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Mankenlikten şarkıcılığa geçenler arasında en iyi benim. Lafımın arkasındayım. Çok çalışıyorum. İşkoliğim. Eleştiriler alıyorum ama bu da beni yıldırmıyor. Bir kere haftada 18 saat ders alıyorum. Onun haricinde devamlı müzik dinliyorum. Şarkı söylüyorum. Prova ekibim bile 11 kişilik. Sürekli onlarla birlikteyim. Haftada 8 saat İlyas Tetik'ten ders alıyorum. Kendisi müzik otoritesi. Ebru Gündeş'i, Hülya Avşar'ı şarkıcı yapan kişi odur.

-Sesinizi beğeniyor musunuz?

İlyas Tetik benim maistrom. O, "İyisin" diyorsa tamamdır. Bende ışık gördü. Her saniye bana, "Bir numara olacaksın" diyor. Sadece zaman... Sahnede pişmek gerekirmiş, öyle söylüyor. Farklı bir ses rengim var. Benim sesim buğulu. Çok büyük bir avantaj bu. Çünkü, Türkiye'de birbirine benzeyen sesler o kadar çok ki? Yeni çıkanlar eskileri taklit ediyorlar daha çok. Tabii bu yüzden de iş yapmıyorlar, sadece asıllarını yaşatıyorlar. Benim hiç sarı saçım olmayacak, hiç kırmızı ruj sürmeyeceğim. Dolasıyla ben olarak varolacağım. Ben tekim. Taklit etmem ama edileceğim kesin.

-Peki yorumunu beğendiğiniz bir assolist var mı?

Çok güzel bir sese sahip olman da gerekmiyor bu camiada tutunmak için. Var olan sesini kullanman, sahnede pişmen zaten seni bir yerlere getiriyor. Türkiye'nin en iyi sesi diye bir şey yok. Herkesin kendine göre sesi güzel. Assolist olmak için çok muhteşem bir sesin olması gerekmiyor yani. Duruşun, sahnen, fiziğin, çok çalışman önemlidir. Hülya Avşarlar, Seda Sayanlar, Sibel Canlar, Gülben Ergenler ilk kasetlerinde çok kötüydüler. Benden bile kötüydüler ama şu anda Türkiye'nin en iyi isimleri. Kimse annesinin karnından şarkıcı olarak doğmuyor. Ben müziğe alfabeyi öğrenerek başladım. Notalar, şarkı söyleme ve sahnede pişme durumu var.

-Neden canlı şarkı söylemiyorsunuz?

Çünkü daha pişmedim. Üstelik orkestram olmalı. Zamanla olacak şeyler bunlar. Katıldığım programlarda sürekli olarak, sanki ben pişmiş senelerin şarkıcısıymışım gibi önüme mikrofon uzatılıyor, sürekli "okusana okusana" diyorlar. Bunu yapan insanlar çok oldu. Art niyetliler. Amaçları beni kötü duruma düşürmek. Ben Seray Sever gibi bir single'lık şarkıcı değilim ki onların tuzağına düşeyim. Kaldı ki ben yılların şarkıcısı, profosyonel bir isim değilim ki.. Ayrıca profesyonel sanatçılar bile sahnede detone olabiliyor, yanlış tonda basabiliyorlar. İbrahim Tatlıses bile "Detone olmam" diyemez. Sahnede kimsenin garantisi yok. Gülben Ergen, Tatlıses'in programına katıldı, şarkı söyledi ve detone oldu. Tatlıses uyardı onu.
Böyle bir camiaydayken niye benim en ufak açığımı yakalayıp ipleri aşağıya çekmeye çalışıyorlar. Albümüm çıkalı 15 gün oldu. Ve güzel gidiyor. 20 bin adet basıldı, 15 bini satıldı. Hatta korsanı yapıldı. Bize gelen belgeler var. Demek ki ben seviliyorum, doğru iş yapıyorum. 40 yaşına geleceğimin farkındayım bir gün. O yaşa gelince bu camianın içindeysem eğer, mutlaka benden sonra gelenlerin ellerinden tutmak istiyorum.

-Meslektaşınız olan bazı büyükleriniz sizin elinizden tutmuyorlar mı?

Asla böyle bir şey olmuyor. Örneğin, Sibel Can, Hülya Avşar, Ebru Gündeş belli bir yaşa gelmişler, mesleklerinin zirvesine çıkmışlar. Yeni çıkanlara da imkan tanısınlar, yollarını tıkamasınlar, öyle değil mi? Türk halkı onları seviyor. Tabi ki devam etsinler. "Onlar bir kenarda otursunlar" demek haddim değil. Ama yeni gelen şarkıcıların da önünü tıkamasınlar. Gençlerin tutunmalarına yardımcı olsunlar. Çünkü dünyanın her yerinde genç insanlar, genç güzel, hoş bayanlar bu işi yapıyor. Kabul etmeleri gerekiyor, bazı şeyleri. Ama maalesef yapmıyorlar. Hatta ben, bir çok ünlü ismin bize köstek olduğunu düşünüyorum.

-Bir gün gerçekten star olacağınıza inanıyor musunuz?

Bu camiada herkesin ayağının altında bir sabun var. Ve bu sabuna basıp ne zaman düşeceği kimsenin belli olmuyor. Bugün bir Aysu Baceoğlu olarak bir albüm çıkarırım, beş sene sonra bakarsın Eurovision'a katılırım. Bu kadar hırslıyım. Bu meslek kimsenin tekelinde değil. Beni kimse yıldıramaz. Benim jenerasyonumun en güzel, en iyi ve en yardımsever assolisti ben olacağım. Çelme de taksalar düşüremeyecekler, göreceksiniz düşmeyeceğim.

-İlerisi için planlarınız nedir?

En zirvede olmak ve kim bilir bir beş sene sonra Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil etmek. Ben Boğa burcuyum, kafama koyduğumu yaparım.

Dinçöz, şimdi mide spazmı geçiriyor.

-Sizden önce mankenlikten şarkıcılığa geçip ünlü olan Petek Dinçöz var. Onun assolistliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Petek Dinçöz'ün assolistliği kendi başına bir buyruk. Ona o sıfatı halk vermedi. Halk taktir eder. Ama onun ki öyle olmadı. Sonra da komplekslerinin kurbanı oldu. Adı hiçbir yerde yok.

-Nasıl yani?

Sevgilisi son derece başarılı bir televizyoncu. Petek de onun sayesinde meşhur oldu. Örneğin ben 7 yıldır mankenlik yapıyorum, bunca yıldır bir kere bile Can Tanrıyar'ın programında çıkmadım. Neden? Petek beni hep kıskandı. Kompleksli. Geldiği yeri hazmedemiyor. Kendisinden başka kimsenin tırmanmasını istemiyor.

-Sizi neden kıskansın?

Çünkü popüler biriyim. Mankenlik yaparken de öyleydim, şimdi de öyleyim. Kendisi ortada yok. Herkes kendi işini yapsın, üretmeye çalışsın. Büyük bir pasta var ortada, bunu dilim dilim yesen ne olur? O ne yaptı, hepsini mideye indirmeye çalıştı ama hazımsızlık yaptı. Mide spazmı geçiriyor şimdi. Bir çok kişinin ekmeğiyle oynadı. Sineye çekti hepsi, bir şey söyleyemiyor. Benim utanılacak bir şeyim yok. Alnım açık. Şu anda bir çok sanatçının söyleyemediklerini dile getiriyorum. Bir Hülya Avşar, Gülben Ergen, Seda Sayan bile dobralığı tanınmıştır, ama onun karşısında sustular.

-Bu söylediklerinizi okuyan sanatçılar acaba hakkınızda ne diyecek dersiniz?

Aferin kıza deyip alnımdan öpecekler, eminim.

- Örnek aldığınız bir isim var mı?

Ban akıllı kadınım, her ne kadar gençlerin önünü tıkadıklarını söylesem de benden önce zirveye ulaşan sanatçıları yıllardır gözlemliyorum. Ve herbirinin iyi yönlerini kendime örnek alıyorum. Örneğin Seda Sayan'ın dobralığı hoşuma gidiyor. Gülben Ergen'in hırsını ve azmini beğeniyorum. Ve sahnelerde Sibel Can gibi kıvrak olabilmek için elimden geleni yapıyorum. Bütün bunlardan sonra en büyük amacım ise Hülya Avşar gibi uzun yıllar zirvede kalabilmek.