Gündem
  • 16.3.2003 11:29

BAŞARILI OLMAK İSTEYEN SİYASİ PARTİLERE NASİHATLAR

MUAMMER TAN ANKARA - Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen, ''CHP'den AKP'ye Siyasi Alan Belirlemeleri'' adlı yeni kitabında, Türk siyaset tarihi, dünden bugüne farklı bakış açısıyla değerlendiriyor. Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen, kaleme aldığı yeni kitabında, Türk siyasi tarihinde yer alan siyasi partiler, elde ettiği başarılar, oy oranları ve bu partilerin gelecek seçimlerdeki durumu farklı bir bakış açısıyla ortaya konuluyor. Kitabında, 3 Kasım seçiminin en ilginç yanının Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yapılmış olan 14 milletvekili genel seçimi içinde, sağ cephenin en yüksek, sol cephenin ise en düşük oy aldığını bir seçim olduğunu belirten Şen, kitabında, 1950 yılından, 2002 yılına kadarki dönemde yapılmış olan, 13 milletvekili genel seçimin sonuçlarını analiz ediyor. Kitapta, sağ ve sol cephelerin bir sonraki milletvekili genel seçimlerinde alabilecekleri oy oranlarını içeren raporlara da yer veriliyor. ADALET VE KALKINMA PARTİSİ Kitabında, AK Parti'yi özgün halk hareketi olarak değerlendiren Şen, AK Parti hareketinin, 1950'lerde tek parti zulmüne karşı çıkan DP hareketinden, 1970 öncesinin AP'sinden, 1980 askeri darbesi sonrasında her türlü baskıya rağmen, milletin teveccühünü kazanan Turgut Özal'ın dört eğitilimi bünyesinde barındıran ANAP'ından, Milli Görüş hareketini 1995 seçimlerinde zirve noktasına çıkan RP'den önemli bir farkı olmadığını belirtiyor. AK Parti'nin elde ettiği seçim başarısıyla, sahip olduğu avantajı korumak için, iç meseleri çözmesi gerektiğini vurgulayan Şen, iç sorunların çözülmesiyle dış sorunun da ortadan kalkacağını savunuyor. Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen, AK Parti'nin ülke sorunlarını çözmesi halinde önümüzdeki seçimlerde SP, ANAP, MHP, BBP, LDP ve MP'den alacağı oylarla oy oranının daha artırarak yüzde 39.7'lere çıkacağını belirtiyor. Kendisine oy verenlerin beklentilerini karşılamaması halinde AK Parti'nin yüzde 15'lere ineceğini öne süren Şen, bunun da AK Parti için sonun başlangıçı anlamına geldiğini kaydediyor. DOĞRU YOL PARTİSİ Kitabında, DYP'nin mevcut durumundan aşağı veya yukarı çıkmasının AK Parti'nin başarısına bağlı olduğunu belirten Şen, Mehmet Ağar, yeni ve yıpranmamış yüzlerle siyasete devam etmesi halinde ilk elde, yüzde 15'lere hatta yüzde 20'lere varan bir oy oranına kolaylıkla ulaşabileceğine işaret ediyor. Şen, milletin beklentilerine cevap veremeyen ve kadrolarını Türk insanına sıcak gelecek yüzlerle takviye etmeyen bir DYP'nin halkın nazarında derin devletin partisi konumuna düşeceğini, hatta barajı aşamayarak, mevcut oylarını da korumasının zorlaşacağını ifade ediyor. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen, MHP'nin içine düştüğü durumdan kurtulup, tekrar düzlüğe çıkmasının, mevcut kadro, siyaset anlayışı ve söylemleriyle gerçekleşmeyeceğini, bunu bağlı olarak da mevcut oyunu bile koruyamayacağını öne sürerek, başarılı bir AK Parti'nin MHP'nin üzerindeki yüzde 5 oranındaki İslami muhafazakar oyun yüzde 2'sini rahatlıkla kendisine çekebilececeğine dikkat çekiyor. Mehmet Ağar liderliğindeki DYP'nin de MHP'den alacağı oyların gözden ırak tutulmaması gerektiğine dikkat çeken Şen, ''Nereden bakarsak bakalım bundan sonra MHP'nin işi gerçekten zordur. Yapacakları tek şey ise, hiç vakit geçirmeden BBP ile birleşmek ve tez elden onun rengine bürünmektir. Çünkü BBP'nin siyasi rengi bu milletin gönül rengidir'' değerlendirmesinde bulunuyor. GENÇ PARTİ Genç Parti'nin seçimde elde ettiği başarıyı, baharda yeryüzünün çatlaklarından çıkan ve kalıcı olup olmayacağı zamanla anlaşılacak olan bir kaynak suyuna benzeten Şen, GP'nin seçim başarısında medya desteğinin önemli rol oynadığına dikkat çekiyor. Bir sonraki seçimde GP'nin yüzde 2-3 civarında oy alacağını savunan Şen, GP'nin bundan daha fazla oy almasının mümkün olmadığını belirtiyor. SP-YP-BTP-BBP Prof.Dr. Şen, SP'nin başarılı bir AK parti karşısında MSP/RP çizgisinin daha inceleceği ve zamanla silinip gideceğini öne sürdü. Başarılı olmayan bir AK Parti'nin varlığının bile MSP/SP çizgisine hayat hakkı tanımayacak şekilde bir gölge oluşturacağını vurgulayan Şen, YP'nin de zamanla kaybolacağını, BTP'nin ise büyük bir ihtimalle seçimlere girmeyeceğini ileri sürüyor. BBP'nin yapması gereken en akıllıca şeyin, yüksek ideallerle ayrıldığı ana çizgisine geri dönmek olduğunu belirten Şen, bu dönüşte ana çizgisine benzeyecek olan bir BBP'nin, 10 yıldır kendisini destekleyenleri hayal kırıklığına uğratarak, siyaset kubbesinde hüzünlü bir seda olarak kalacağını; ana çizgisini kendisine benzetecek olan bir BBP'nin ise Türk siyasetinde güçlü bir şekilde, kalın bir çizgi halinde var olmaya devam edeceğini belirtiyor. O zaman Türk siyasetinin renginin değişeceği ve yapılan hesapların yeni baştan yapılacağına dikkat çeken Şen, ''Bilinen bir gerçektir ki, BBP'nin rengine bürünecek olan ana çizgi, Orta Anadolu seçmeninin gönlüne en uygun çizgidir ve ülke siyaseti bu çizgiye her zaman ihtiyaç duyacaktır. Çünkü bu seçmen kitlesi, ülkenin de, milletin de, devletin de ana direğidir'' tespitinde bulunuyor. CUMHURİYET HALK PARTİSİ CHP'nin tek başına iktidara gelmesi için yapması gereken ilk şeyin, savundukları sosyal demokrat siyasetin bir gerçeği olarak, dili, dini, meşrebi, mezhebi, ırkı, rengi, bölgesi ve yaşama biçimi ne olursa olsun insanı siyasetlerinin merkezine oturtmaları ve bunu lafta değil uygulamaları olarak göstermeleri gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Şen, Deniz Baykal liderliğindeki CHP'nin bunu başaracak güçte olduğunu, bunu yaptıkları takdirde, gelecek seçimlerde oylarının mutlaka yükseleceğini belirtiyor. DSP-YTP'NİN DURUMU Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in devletten aldığı ve bankalarda nemalandırdığı paraları hazineye devrederek, siyasetten çekilmesi gerektiğini belirttiği kitabında, aksi bir durumda Ecevit'ten sonra geleceklerin, bu paralar bitinceye kadar DSP üzerinden siyaset yapmaya devam edeceğini ve sonra da kaybolup gideceğini savunuyor. Şen, YTP'nin şu aşamada Türk siyasetinde hiçbir şansı olmadığını öne sürüyor. Demokrasiyi hassas taşlar üzerine oturtan Şen, Türkiye'de gerçek demokrasilerin olmadığını da belirterek içinde bulunduğumuz sistemi ''balans ayarlı demokrasi'' olarak tanımlıyor. Şen, kitabını şu cümlelerle noktalıyor: ''Halktan ve halkın iradesinden bu denli korkan siyasetçilerin yaşadığı bir ülkede demokrasi ancak bu kadar olur. Fazlası nemize gerek...'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:34

İLGİLİ HABERLER