
BİR ALDATMA İTİRAFI: "BEN HEP ALDATIRIM!.."
Birlikte olduğu kadınları aldattığını itiraf eden Davut Güloğlu, şakayla karışık ‘En çok zevk aldığım konulardan biri, kadını aldatmaktır. Kadınlara acı çektirmek hoşuma gidiyor’ diyor. ‘Zaten Türkiye’de aldatmam, yurt dışına gittiğimde oluyor’ diye de ekliyor.
Barlarda sahneye çıkmıyorsunuz, oyunculuk yapmıyorsunuz, televizyonda programınız yok! Sadece konser vermek belli bir hayat standartı yakalamaya yetiyor mu?
Bar havası çok farklı. Orada insanlar sarhoş olduğu için ne yapsan, ne söylesen oluyor. Bana geceliğine 80 milyar teklif edildi, ben yine de kabul etmedim. Beni gece aleminde takılan insanlar da dinlemek istiyor anlıyorum ama ben onları konserlerime davet ediyorum. Azdan az, çoktan çok gider. Bu yüzden de hayat standartım için yetiyor.
- Yapacak olsanız nasıl bir TV programı yaparsınız?
Türkiye ekrana bağlanır ve insanlarda bağırsak düğümlenmesi olabilir gülmekten! Benim çıktığım televizyon programlarının ratinglerine bakmak lazım! Herkes çok güler yaptığım programa, her şey çok doğal olur çünkü.
- Bu piyasadan kendinizi koruyabildiğinize inanıyor musunuz?
Sanatçıdan daha çok gazeteci arkadaşlarım var ve onlar da benden yaş olarak oldukça büyük insanlar.
Eski eşim en güzel silahım
- Hiç aşık oldunuz mu?
Ben bir kere aşık oldum, o da ayrıldığım eşime. Sekiz yıl beraberdik. En deli zamanlarımdı, çok hırçındım. Camdan bakacak ha, imkanı yok. Bu kadar kıskanç bir aşk yaşadım.
- ‘Erkekler şöhret olunca ya da parayı bulunca ilk iş olarak eşlerini boşarlar’ denir. Sizin ayrılmanız neyle ilgiliydi?
O beni affetmiyor çünkü ben onu çok üzdüm ve üzülmekten korkuyor. Beni hálá seviyor. Eşim çok güzeldir ve akıllı bir kadındır. Avukattır, onu çok sayıyorum ve seviyorum, benim için çok değerli. Dünya oğlu üzerine kurulu ve öyle bir hayatı var.
- Onun birini sevip evlenmek istemesini kabul edebilir misiniz?
Düşünmek dahi istemem, çünkü o benim en güzel, en temiz silahım. Benim birlikteliklerime izin veriyor ‘Sen evlen, ben kendimi kapattım’ diyor. Onu tekrar kazanmam için artık çapkınlık yapmamam lazım. Benim en zayıf noktalarımdan bir tanesi çapkınlık.
- Hiç birlikte olduğunuz insana ihanet ettiniz mi?
Evet aldattım... Ben hep aldatırım. Onu kandırırım ama Allah biliyor. Bir de en çok zevk aldığım konulardan bir tanesi zaten. Bir kadını aldatmak! Bilmiyorum, onlara acı çektirmek hoşuma gidiyor.
- Size acı çektirdiler mi?
Hayır bana acı çektiremezler. Burası espriydi. Çok aldatmadım ama aldattığım bayanlar oldu. Beni birinin aldattığını öğrenmeyi ise Allah göstermesin! Çok değer verdiğim ilişkilerimde öyle fazla aldatmam da olmamıştır. Türkiye’de aldatmam, yurt dışına gittiğinde orada iki ay kalıyorsun, yanında kimse yok, o zaman oluyor.
- İlişkilerinizde maço bir yanınız var mı?
Aslında değer verdiğim bir bayansa, o ilişkide ben ezilirim. Kadın bana çocuk gibi geliyor, hep korumak isterim. Ben inanılmaz karışırım oturup kalkmasına, benim sevgilim laubali olamaz, ağır olması lazım. Ben ayarı geldiği zaman ayarını veririm arada bir. Ayarsız olmaz, arada bir ayar çekmek lazım. Benimki erkek olduğum için bir tokatla da hallolabiliyor. Ama kadınlar vururken kibar görünse de, o da iğrenç aslında. Ben dövmeyi sevmiyorum, bir kadına vurmak bence en büyük acizliktir. Ben daha çok telefon ve televizyon kırarım.
Ben satılık köle değilim
- Yeni bir single çıkardınız ama pek duyulmadı. Sizce bunun nedeni nedir?
Ben ‘Nurcanım’ albümümden sonra halk konserlerine yoğunlaştım. Televizyon programlarında hep aynı şarkılarla insanların karşısına çıkmak istemediğim için de yeni bir single yaptım. Bundan önceki albümlerim 1,5 ile 2 milyon sattı, single ise 200 bin sattı. Tam anlamıyla promosyon yapamadık, çünkü bununla firmamın ilgilenmesi gerekiyordu. Aslında onlara ne kadar iyi olursam olayım, başka bir firmaya geçiş yapmayacağımı kanıtladım. Çünkü biriyle bir yola girdiğim zaman o insandan kopamam, tutucuyumdur. Kendisi baba dediğim insandır. 13 yaşında annemi ve babamı kaybettiğim için aile kavramını çabuk kabulleniyor, içine çabuk giriyorum. Ben böyle bir aile kavramına girmişken üvey evlat muamelesi gördüğümde alınıyorum, kırılıyorum.
-Siz başka firmaya verilmek istenmişsiniz...
Ben bu satma olayını zaten kendime yakıştırmıyorum. Bir insanı nasıl satarsın hayvan gibi, olamaz böyle bir şey! Beni ben istersem satabilirsin, beni benden habersiz kimse satamaz! Ben satılık bir köle de değilim. 1,5 milyon doların adı anılıyordu. Ben o dönemde ‘Benim sana borcum olsun, beni bana sat’ dedim. Bu konuşmayı yaptıktan sonra bana sarıldı, karşılıklı ağladık. Ki ben hayatta ağlamam.
Ece Erken bana okul dönemini hatırlattı
Ece Erken, programına son konuk olduğum güne kadar hiç gözüme batmamıştı. Aksine bana şeytan gibi, sinsi gelen bir kızdı. Çok yeraltından gidip de iz belli etmeyen bir tip gibiydi benim gözümde.
Programda ne oldu bilmiyorum. Büyüdü mü, gelişti mi, çok güzel bakan bir kadın vardı karşımda! Okul dönemini hatırlattı bana o bakışmalar. Çok temiz ve içten... ‘Ben de yanındayım, benim de bir acım var, sen bilmiyorsun’ der gibiydi. Ben de ona öyle baktım, 2 dakika öyle baktık...
Programdan sonra konuştuk, hoşuma giden bir kadın haline geldi. Sonrasını zamanla göreceğiz, bakalım ne olacak? Gözleri hálá gözümün önünde. O kadar güzel bakmak zorla da olmaz. Ben hissettiklerimi anlatıyorum. İkimiz de şu an için arkadaşça görüşüyoruz, zamanla bakacağız.
Hürriyet
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:04