Gündem
  • 23.4.2018 00:09

Bozdağ'dan çok sert tepki: Siyasi ahlaksızlığın en son örneği

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ,  CHP'li 15 milletvekilinin İYİ Parti'ye geçmesine ilişkin, "Bu, siyasi  ahlaksızlığın en yeni ve en son örneğidir, açık bir siyasi mühendisliktir. Bu  kirli ve ahlaksız icraatıyla CHP yönetimi, Cumhuriyetin kurucu partisi CHP'yi bir  başka partiye stepne yapmıştır." ifadelerini kullandı.

Bozdağ, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Türk siyasetinin hep  ahlak ve dürüstlükle güçlendiğini, bundan sonra da ahlak ve dürüstlükle  güçlenmeye devam edeceğini belirterek, siyasetçileri milletin gönlünde ve seçim  sandığında var eden ve güçlü kılanın sahip oldukları ahlak ve dürüstlük olduğunu  vurguladı.

CHP'nin geçmişte HDP'nin başarısı için dua ettiğini ve destek  olduğunu, bugün başkalarının başarısı için duadan ötesini yaptığını ifade eden  Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"15 milletvekilini partisinden istifa ettirip başka partiye  transferini sağladı. Bu, siyasi ahlaksızlığın en yeni ve en son örneğidir, açık  bir siyasi mühendisliktir. Bu kirli ve ahlaksız icraatıyla CHP yönetimi,  Cumhuriyetin kurucu partisi CHP'yi bir başka partiye stepne yapmıştır. Bu  operasyon, geçmişte Güneş Motel'de ve 28 Şubat sürecinde kurulmuş vekil pazarının  2018'de tekrarı anlamına geliyor mu, gelmiyor mu? Ne dersiniz? CHP yönetiminin  ahlaktan, dürüstlükten uzak bu tutumu, bir aldatmadır, bir hiledir. Bu, adı  konulmamış bir ittifaktır. Ama bu ittifak, ilkeler ittifakı değil, ilkesizler ve  ilkesizlikler ittifakıdır. Bu ittifak, şeffaf, dürüst, ahlaki ve meşru bir  ittifak değildir."

"Türk milletini aldatacaklarını sanıyorlarsa aldanıyorlar"

Bekir Bozdağ, ilkeler ittifakının şeffaf, dürüstçe, ahlaklı ve meşru  bir biçimde, yasaya uyarak yapılacağına işaret ederek, "Yasalar dolanarak, ahlak  çiğnenerek, kirli pazarlıklarla büyük bir ilkesizliğe ve ahlaksızlığa imza atan  partiler, şeffaf ve dürüstçe, yasal ve ahlaklı bir ittifakı niçin yapmıyor? Eğer  CHP ve malum müttefikleri, bu kirli ve karanlık pazarlıklarla, hileli, ahlaksız,  dürüst olmayan ve ilkesiz yöntemlerle aziz Türk milletini aldatacaklarını  sanıyorlarsa aldanıyorlar. Türk halkı, Kılıçdaroğlu'ndan da bu ilkesizliğe ve  ahlaksızlığa imza atanlardan da akıllıdır." ifadelerini kullandı.

Türk milletini aldatmak isteyenlerin hep aldandığını, kendi  ahmaklıklarını akıllılık zannedenlerin kaybettiğini anımsatan Bozdağ, "Bugün de  kendi hamakatlerini akıllılık zanneden CHP ve ortakları, milletimizin aklına ve  basiretine toslayıp yine kaybedeceklerdir." dedi.

"24 Haziran'da iktidar olma hedefi yok"

CHP yönetiminin başarıdan, seçimi kazanmaktan ve iktidar olmaktan  ümidini kestiğine dikkati çeken Bozdağ, her partinin seçimde kazanmak için  planlar yapıp mücadele ederken CHP'nin kazanmak değil, kaybettirmek için plan ve  hesap yaptığını kaydetti.

Bozdağ, CHP'nin 24 Haziran'da iktidar olma hedefi ve ümidinin  olmadığını belirterek, "CHP yönetiminin tek derdi ve hedefi, Cumhurbaşkanımız  Recep Tayyip Erdoğan'a kaybettirmektir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan  karşıtlığı, CHP yönetiminin ve bazılarının gözlerini kör etmiş, akıllarını  başından almıştır. Düşmanlıktan gözleri göremez hale gelmiş ve akılları başından  gitmiş olanlarla yol da yürünmez, seçim de kazanılmaz, iktidar da olunmaz."  değerlendirmesinde bulundu.

"Samimi CHP'liler sandıkta hesabını soracaktır"

Yüksek Seçim Kurulunun 24 Haziran'da yapılacak cumhurbaşkanı ve  milletvekilliği genel seçimine girecek partileri açıkladığını hatırlatan Bozdağ,  şu ifadeleri kullandı:

"CHP'nin payanda olduğu partinin, CHP desteği olmadan da seçime  gireceği anlaşıldı. CHP'nin düşürüldüğü gülünç duruma ve eblehliğe bakar mısınız?  Böylesine aciz bir CHP yönetimine, Türkiye emanet edilebilir mi? Elbette  edilemez. Kılıçdaroğlu yönetimi ve zekası, CHP'yi rezil etmekten başka bir  icraatı bugüne kadar yapamadı, bundan sonra da yapamaz. CHP'nin son yaptığı  rezaletin de hamakatin de zirvesidir. Allah bunlardan, CHP'lileri de milletimizi  de devletimizi de korusun. Mevcut CHP yönetiminin kendine de CHP'ye de hayrı  yoktur. Kendine hayrı olmayanların, milletimize de devletimize de hayrı olmaz.  Allah bunlardan ve yol arkadaşlarından milletimizi de devletimizi de korusun.  Tabii ki CHP'lileri evleviyetle korusun." Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları  kaydetti:

"CHP'yi oylarıyla ve destekleriyle yaşatan samimi CHP'liler, eminim ki  CHP'nin kirli pazarlıkların ve siyasi ahlaksızlıkların üssü haline getirilmesinin  de CHP'ye bu utancın yaşatılmasının da CHP'nin gülünç duruma düşürülmesinin de 24  Haziran'da sandıkta hesabını soracaktır. Türkiye'nin yürüyüşünü, Kılıçdaroğlu da  ona koçluk yapanlar da uluslararası güçler de işbirlikçiler de durdurmayacaktır.  Türkiye ve Cumhurbaşkanımız, bütün şer ittifaklarına ve işbirliklerine rağmen  Allah'ın yardımı, milletimizin duası ve desteğiyle yoluna devam edecektir."

Mustafa Şentop: "Olabilecek en kötü seçimi seçmiş oldular"

Yaklaşık bir ay önce “Grup kurmak için abidik gubidik yöntemlere başvurmayacağız” diyen Meral Akşener, bugün CHP’den 15 milletvekili transfer ederek 40 yıl sonra yeni bir Güneş motel skandalına imza attı. AK Parti İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Mustafa Şentop, CHP’nin siyasi mühendislik operasyonu hakkında AHaber’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. 15 CHP’li vekilin İyi Parti’ye geçişini “siyasi çürüme” olarak yorumlayan Şentop, bu tür operasyonların sandıkta kötü sonuçlar doğurduğunun da altını çizdi

Şentop: "Siyasi partiler kanununun 36. Maddesine göre bir siyasi partinin seçime katılabilmesi için şartlar orada sayılıyor. Birincisi 6 ay önce büyük kongresini yapmış olmak diğeri ise mecliste parti grubunun bulunması. Diğer şartları sağlayıp sağlayamadığı konusunda bir netlik yoktu. Başsavcılıktan tespit edilen listeler alınıyordu. Başsavcı siyasi partilerin bu şartlarla ilgili yapmış oldukları kongreler ile ilgili tespitler alınıyordu. Başsavcılık herhangi bir karar bildirmiyor. Kararı Yüksek Seçim Kurulu veriyor. Yüksek Seçim Kurulu bunu değerlendirecekti." dedi.

Kendilerine güvenmedikleri ortaya çıktı

Sözlerinde devam eden Şentop: "Fakat parti grubu resmen kurulduktan sonra grup seçimi ile katılma imkanı doğdu. Aslında İYİ Parti'nin seçime katılması veya katılmaması ile ilgili bu seçim kararının alınması sırasında değerlendirilen bir husus değildi. Türkiye'de 86 tane parti var. Bunlardan sanıyorum 35 tanesimim teşkitlanması var. Hangi partilerin katılıp katılmaması bizle ilgili bir durum değil. Buna Yüksek Seçim Kurulu karar verecekti. İYİ Parti bazı açıklamalar yaptı. Bu açıklamalar kamuoyunu yönlendirmek için yapılmış açıklamalar. Kendilerine güvenemedikleri ortaya çıkmış oldu. Aslında bunun daha onurlu yöntemleri vardı. Ancak onlar olabilecek en kötü seçimi seçmiş oldular." dedi.

Güneş Motel olayına da değinen Mustafa Şentop:

"CHP'nin genlerinde var"

"Cumhuriyet Halk Partisi'nin genlerinde olan bir husus bu, iktidar olabilmek için o zamanda eksik olan milletvekillerinin, başka bir siyasi parti olan Adalet Partisi'nden bazı milletvekillerinin istifa etmesi suretiyle sağladılar. Ortada dönen rüşvetlerden bahsediliyor. Bunun karşılığında milletvekillerine bakanlık vaadleri vardı. Nitekim istifa eden tüm vekilleri bakan yaptılar. CHP'nin genlerinde bu hüllecilik var. Hülle dememizin sebebi şu Genel Başkan Yardımcısı bir acıkama yaptı. Arkadaşlarımızı istifa etmeleri için bir görev verdik. Bu çok açık bir şekilde hüllenin itirafıdır."

AK PARTİ SÖZCÜSÜ MAHİR ÜNAL: ''KILIÇDAROĞLU, SİYASİ BİR ONURSUZLUĞA İMZA ATMIŞTIR''

2010 yılında bir kaset operasyonuyla başlayan ve bugüne kadar özellikle CHP içinde devam eden FETÖ siyaset mühendisliği faaliyetlerine bugün yeni bir halka daha eklendiğini ifade eden Ünal şunları söyledi:

"Kılıçdaroğlu ve CHP'si kendini inkar etme pahasına 15 milletvekilini 'İP'e göndermiştir. Üstelik ittifakların yasal olarak önü açılmışken gizli kapaklı görüşmeler, kulisler ve siyasi bir hülle ile bunu yapmıştır. Yaşanan hadise bugünün Güneş Motel vakasıdır. İradesi rehin alınmış olan Kılıçdaroğlu, seçmeninin 1 Kasım Genel Seçimleri'ndeki tercihini hiçe sayarak 15 milletvekilini emrinde olduğu iradenin talimatı ile başka bir partiye göndermiş, sözde demokrasi adına demokrasiyi ve o milletvekillerini seçen millet iradesini yok saymıştır. Anlaşılan milletvekillerini, çağırılıp gönderilen bir aparat zannetmektedir. Kendi durumunu milletvekillerinin durumu ile karıştırmaktadır. İlke ittifakından bahseden Kılıçdaroğlu siyasi bir onursuzluğa imza atmıştır. 14 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımızın karşısına çıkma cesaretini gösterememişti. Bugün de gösterememiş olacak ki içinde bulunduğu siyasetsizlikle ucuz bir mühendislik projesine aparat olmaya devam ediyor. Bugünler, demokrasi tarihimizde iradesini rehin vermiş ana muhalefetin siyasetsizlik ve rehin alınmış siyasetçilerin kendilerini tasfiye yılları olarak yer alacaktır. Bugünler, demokrasi, barış, kardeşlik ve özgürlük yalanları ile PKK terörünü perdeleyen siyasi uzantıların ve yine millet iradesine diktatörlük, 15 Temmuz'a kontrollü darbe diyerek kendi terör seviciliğini perdelemeye çalışan CHP'nin tasfiye yılları olarak anılacaktır. Bugünler, 40 yıl boyunca devletin içine sızmış, kuklacıların bir diğer aparatı FETÖ'nün nasıl çelikten bir irade ve kararlı mücadeleyle yok edildiğinin anlatılacağı günler olarak tarihe geçecektir. Bugünler, millet iradesinin nasıl egemen kılındığının, 1950'lerde 'yeter söz milletindir' diyerek verilen mücadelenin nasıl başarıya ulaştığının anlatıldığı yıllar olacaktır.''

Güncellenme Tarihi : 22.4.2018 21:33

İLGİLİ HABERLER