
ÇELİK: "İMAM HATİP OKULLARI ÜZERİNDEN POLİTİKA YAPILMASI İĞRENÇ"
ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 17. Milli Eğitim Şurası'nda komisyonda farklı, Genel Kurul'da farklı görüşlerin ortaya çıkmasının ''Hükümet, Bakanlık daha önce ortaya bir görüş, irade koydu, sonra bundan geri döndü'' şeklinde yorumlanırsa ''bunun ideolojik bir bakış açısı olacağını'' söyledi.17. Milli Eğitim Şurası, Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda gerçekleştirilen genel kurul çalışmalarının tamamlanmasıyla sona erdi.
Şuranın kapanış konuşmasını yapan Çelik, alınan kararlara değinerek, görüşlerini dile getirdi.
Şurada, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının temenni edildiğini belirten Çelik, bu konudaki çalışmaların hızlandırılmasının karara bağlandığını anlattı.
Çelik, özel eğitim gören çocukların eğitimine önem verilmesi ve daha fazla kaynak aktarılması kararının alınmasından da memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Lise türlerinin ''Genel liseler'', ''Mesleki ve Teknik Liseler'' ile ''Açık lise'' şeklinde üçe ayrılmasının kararlaştırıldığını ve program çeşitliliği esası benimsendiğini söyleyen Çelik, Bakanlık olarak bunun üzerinde çalıştıklarını anlattı.
Çelik, öğretmenlerin ve öğretim üyelerinin özlük haklarının ve ekonomik durumlarının iyileştirilmesi yönündeki iradeye sahip çıktığını ve takipçisi olacağını ifade etti.
Şurada ''üniversiteye giriş sistemi'' ile ilgili yapılan tartışmalara değinen Çelik, şöyle konuştu:
''Komisyonda yapılan oylamalar esnasında farklı, burada biraz daha farklı bir görüşün ortaya çıkması, 'Hükümet veya Bakanlık daha önce ortaya bir görüş, irade koydu, sonra bundan geri döndü' şeklinde yorumlanırsa, bu kesinlikle ideolojik bir bakış açısı olur. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı, bakan olarak ben ve arkadaşlarım komisyonlarda dikte ettirici bir irade asla ortaya koymamışlardır. Genel kurulda da koymamışlardır. Alınan kararlar Milli Eğitim Şurası'nın kararlarıdır. Herkes buna saygı duymalıdır. Karar, komisyondaki gibi olsaydı da saygı duymalıdır, buna da saygı duymalıdır. Farklı taraflara çekmenin çok etik olmadığını düşünüyorum.''
Şuraya katılan 866 kişinin büyük bir emek sarf ettiğini belirten Çelik, şöyle devam etti:
''Bu emeğe rağmen, 'Eğitim dinselleştirilmek isteniyor', 'Laik eğitim elden gidiyor' şeklinde de karşı toplantılar yapılıyor. Özellikle şuraya yönelik bu ithamları reddettiğimizi, şura adına bunları kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletinin olmazsa olmaz vasıflarından birisi laik olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleri, bir kez daha vurguluyorum, bizim ortak paydalarımızdır. Hükümet olarak, ben Hüseyin Çelik olarak, Milli Eğitim Bakanı olarak din üzerinden, imam hatip okulları üzerinden, kutsallarımız üzerinden günlük küçük politika yapılmasını tek kelimeyle iğrenç bulurum. Ama bunlar üzerinden muhalefet yapmayı, bu unsurlar kullanılarak Milli Eğitim Bakanlığına, benim şahsıma veya hükümetime karşı bir muhalefet stratejisi geliştirmeyi, bunu sadece siyasi partiler düzleminde söylemiyorum, tek kelimeyle etik bulmadığımı, iğrenç bulduğumu ifade etmek istiyorum. Din, siyasete alet edilmemelidir, din muhalefete de, medyaya da alet edilmemelidir.''
Şuraya katılanlara ve emeği geçenlere teşekkür eden Çelik, şuranın organizasyonunda ''ciddi bir aksaklık yaşanmadığını'' ifade etti. Şuraya, rektörlerin, öğretim üyelerinin, YÖK üyelerinin, ÖSYM Başkanı'nın, bilim adamlarının, sivil toplum örgütü temsilcilerinin, öğrencilerin, öğretmenlerin, eğitim yöneticilerinin, Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarının, valilerin, kaymakamların, belediye başkanlarının ve muhtarların katıldığını belirten Çelik, masrafların Milli Eğitim Vakfı tarafından karşılandığını bildirdi. Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 00:15