Gündem
  • 26.11.2003 15:55

CEM YILMAZ ÇANAK TUTTU, ERMAN TOROĞLU COŞTUDA COŞTU!...

Cem Yılmaz'la Erman Toroğlu'nun sohbeti, bugün de devam ediyor. İşte Hürriyet'in yayınladığı, çok konuşulacak söyleşinin ikinci bölümü...: CY: Eğlence bölümüne geçelim, yani bir ikidir söylüyorsun ya ben o saatlerde eğlenirim. İşin eğlence bölümü ne durumda? Bu dünyayla ilgili olarak, mesela futbolculukta eğlenme her zaman gece hayatı falan filan. O nasıl şekil değiştirdi peki? Bana kalırsa pek değişmedi. ET: Değişti, değişti. 62'lerde futbolcu kahveden, genelevden gece kulüplerine, randevuevlerine falan geçti. CY: Parayla ilgili olabilir mi? ET: O zamanlar henüz çok para yoktu. Bu 70'li yıllarda falan daha ilerledi. Daha bir üst kademeye geçiyoruz yani. Mesela hakemlik futbolculuğun 15 sene arkasından gelir. Bunların misalleri var, gece kulübüne futbolcular geçtikten 10 sene sonra hakemler geçti veya randevuevine 10 sene sonra geçti. Futbolcu, benim dönemimdeki futbolcuya göre çok daha zeki, akıllı, ne yaptığını biliyor. Parasını çok daha iyi yatırımlara kullanıyor, çok daha iyi hatunlarla çıkıyorlar. Arada geri zekálıları var, saçma-sapan işler yapıyorlar o da ayrı. Zaten onlar duman oluyorlar, kamuoyu vuruyor onları duvara. Bir de şu var Cem, şimdi oturuyor babalar ‘‘Biz hakemken öyle bir hakemdik ki, İnönü Stadı'nda düdük çalardık, trafik dururdu.’’ Herif sanki trafik polisi. Yok böyle bir olay. Ya da ‘‘Öyle futbolcuyduk, atardık, tutardık.’’ Yok ağbi, şimdiki hakem de eski hakemden iyi, şimdiki futbolcu da eski futbolcudan iyi. Biz eleştirirken daha iyi olsun diye yapıyoruz. CY: Biz de gece hayatından hızlı bir şekilde buraya geçmeyelim. Peki yani böyle bir sosyal çevresi var hakemiyle, yöneticisiyle, futbolcusuyla falan. Bunların o futbol maçının oynanmasından sonra ne kadar kaynaşması hoş görülüyor? Hani çok spekülatif bir dünya ya. ET: Şimdi vardır haftada 10 kez seks yapar... CY: (kahkaha atıyor) Ya Erman abi misalleri devamlı seksten veriyorsun. Ben bunu anlamıyorum. ET: Gece hayatı deyince akla o geliyor. CY: Gece eğlencesi deyince, hemen seks değil de, hani bir sosyal ortamda bulunmak bábında söylüyorum. Bir mekána girdiğinizde bir hakem, bir futbolcu, başka bir takımdan futbolcu, başka bir takımdan yönetici falan. ET: O kadar rahat konuşurlar ki, hiç anlamazsın bu, bu takımda mı oynuyor. Muhabbet felakettir, hiç kimse ayırt edilmez. CY: Yani öyle bir kaynaşık dünya var? ET: Kesin tabii. Sen Galatasaray'da oynuyorsun ben de Çanakkale Dardanel'de ama biz oynamışız karşılıklı, otururuz sohbet ederiz. CY: Hiyerarşik olarak hakem nerde duruyor orda mesela? ET: Hakemin çok da fazla yalama olmaması lazım. Tabii çok da ciddi olmaması lazım. CY: Ama şimdi bu da çok ciddi baskı oluşturmaz mı? ET: Hakemler adale kanseri oluyor, o da var. CY: Adale kanseri mi? ET: Sana başımdan geçen çok enteresan bir olayı anlatayım. İstanbul'dan mali müşavir arkadaşlarımız var. Bir tanesi eski defterdar. Kafaları çekiyorlar, Yakup 2'de. Pazartesi akşamları, kimseyi almıyorlar aralarına. 12 kişiler. Beni çok sevdiler. Bir gün gittim, herkes muhabbet ediyor. İlk üç duble aynı anda içiliyor. Üç dubleden sonra serbest oluyor. Başkanın yanında bir adam oturuyor, adama illet oldum. ‘‘Yahu kardeş sen hakem misin’’ dedim. ‘‘Niye?’’ dedi. ‘‘Yahu ne kadar çok kasılıyorsun’’ dedim. Herkes düştü. Adam kimmiş biliyor musun? İstanbul Defterdarı. Ama adam hakem gibi oturuyor. Diyor ki içinden herhalde, ‘‘Bunlar mali müşavir ama hepsi serbest çalışıyor, yarın öbür gün benim kucağıma düşücekler fazla yalama olmayayım.’’ Adam kasılıyor, belki içi gidiyor ordaki muhabbete. Aynı hakem futbolcu muhabbeti... CY: Demek dokuz sene mi hakemlik? Dokuz seneden sonra bir patlama olmuş yeter ulan diye. ET: Ama ben hakemken de hakemliğin álemini bozdum bu konuda. Kabzımaldık o zaman,‘‘Ulan kabzımallar geldi bozdunuz’’ derlerdi. Onlar çünkü el pençe divan. Bir gelir komite üyesi hepsi dizilir. Ulan askerlik mi burası? Hemen çantayı falan taşırlar. Ulan bırak çantayı mantayı. Ben şimdi bir yere gideyim, bunlar hakem derim. Üç hakem binsin trene, eğer cımbızla çekip bulmazsam. Hemen bulurum, sen de bulursun. Geriliyor. CY: O zaman orta hakemle yan hakemi de ayırırsınız? ET: Kesin. CY: Siz erken evlendiniz di mi ağbi? ET: Evet 74'de. O Lise 1'deydi aldım elime, ben de üniversite 1'deydim. dört sene konuştuk. CY: Peki 74'de kaç yaşında oluyor? ET: 25 yaşında evlendim. Hatun da o zaman 21 yaşındaydı. CY: Futbol dünyasından adama kız vermeyelim falan oldu mu? Kayınpeder tanıyor muydu sizi, bu futbolcu çocuk falan? ET: Tanımıyordu da, kayınpederin futbolla pek ilgisi yoktu. Ağbi üniversitede falan okuyorduk. Kıro bir şey değiliz yani. Hakemlik zor ağbi. Bunun tartışması açıldı bir gün. Bana geldiler, ‘‘Hoca amatör kümede yanına bayan hakem versek çıkar mısın?’’ dediler. ‘‘Çıkarım ama bir şartım var’’ dedim. Ankara soğuk yer ağbi, adam donuyor. Şimdi nasıl biliyor musun abi, bayan hakem giriyor içeri soyunuyor. Sen kapıda bekliyorsun donuyorsun, sonra sen soyunuyorsun. ‘‘Bana yardımcı hakem verecekseniz, beraber soyunuruz, arkamızı döneriz’’ dedim. ‘‘Olmaz’’ dediler. ‘‘O zaman vermeyin,’’ dedim. Böyle bir mantık var mı? CY: Bayramda ne yapıyoruz? ET: Bayramda iyi puan alıcam. Hanımı şeye götürücem... CY: İyi puan mı? ET: İyi puan. CY: Ha aileden. ET: Gençlerbirliği takımı Lizbon'da maç yapacak, dört günlük bir paket program yapmışlar. Ben de gidicem, hanımı da götürücem. İyi olacak. CY: Oh süper. ET: Geçen kış Güney Afrika'ya gittim. Bu kış Karayipler'e gidicem, hanımı da götürücem. CY: Baba şahane be. Sevgili okuyucular şahane bir hayatı var, bakmayın öyle sinirli minirli göründüğüne. ET: Güney Afrika'ya gidicem işte, bizim Nihat Hoca'nın inşaatı var. Bizler onlarla ailecek görüşüyoruz. Ortağı Sezai'nin hanımı da fıkra sever. Ben Güney Afrika'ya gidicem deyince Erman sana bir şey anlatayım dedi: Şimdi Türkiye'den Güney Afrika'ya uçuyorlar. İnerken pilot sayın yolcular diyor, buranın nüfusunun yüzde 80'ini AİDS'li yüzde 20'si veremlidir. Aman dikkat. Uçaktaki yaşlı bir yolcu yanındaki genç birine ne dedi, diye soruyor. O da önemli değil abi öksüreni, becerme diyor. Şimdi bunu anlattı çok güldük. Ama abi gittim, olay doğru ya. CY: Vallaha mı? ET: İnanamazsın. Babalar bir oturuyor yirmi kişi şırıngayı birbirine batırıyor. Doğru olay. Bize fıkra gibi geldi. CY: Ne bu intihar komandosu gibi. ixtanbul Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:07

İLGİLİ HABERLER