Medya
  • 27.3.2003 11:21

CEZAEVİNİN DUVARINI DELEREK SEGİLİSİNİ HAMİLE BIRAKAN ADAM SERDAR TURGUT'U ŞOKA SOKTU...

Bunun hakkında yazmamam imkansızdı! Her şey cezaevinde uzun süredir tutulmakta olan kadının aniden hamile kalmasıyla başladı. Yazıma bu şekilde dramatik bir şekilde başladıktan sonra sizlere bir hatırlatma yapmak istiyorum. Aşağıdaki olay gerçekten yaşandı, ilgili haber gazetelerde çıktı. Haberde tutuklu kadın ve erkeğin ismi de geçiyordu ama ben burada adlarını vermeyeceğim. Kadının aniden hamile kalması üzerine gayet tabii ki soruşturma başlamış. Hücrede araştırma yapan yetkililer duvarda üstü örtülerek gizlenmeye çalışılan 10 santim çapında ve 20 santim uzunluğunda bir delik bulmuşlar. Yan hücrede ise kadının sevgilisi olduğu ortaya çıkan erkek tutuklu kalıyormuş. * * * İki sevgilinin bir araya hiç gelmedikleri anlaşıldıktan sonra cinsel birleşmenin duvardaki delik aracılığıyla yapılması tek ihtimal olarak kalmış. Haberde bu yok ama bu aşamada olayı soruşturanların 'haydi canım sen de olacak iş mi bu' diye konuştuklarını tahmin edebiliyorum. Yani unutmayın ki duvarın kalınlığı 20 santim. Bir ucunda kadın duracak, diğer ucunda da adam, yani insaf, değil mi ama! Otoriteler de böyle düşünmüşlerdir büyük ihtimalle ama sonuçta her olasılığı düşünüp, araştırmalarını da bilimsel yapmak zorundalar. Gayet tabii ki başka çareleri kalmadığı için de bilirkişi tayin edilmiş. * * * Sevgili okurlar. Bu yazıyı mümkün olduğunca yorumsuz yazmaya çalışıyorum. Ancak yazının bu aşamasında küçük bir yorum yapmama lütfen izin verin. Böyle bir araştırmada bilirkişi tayin edilmek gerçekten de büyük bir bahtsızlık yemin ediyorum! Yani bilirkişilik hizmetleri karşılığında ne kadar para verirlerse versinler, bu araştırmanın insanın bilinçaltına vuracağı darbe hiçbir parayla telafi edilemez. Bilmem anlatabiliyor muyum! * * * Doğal olarak işi çözmenin tek bir yolu vardı, bilirkişi onu da yapmış. Yan hücredeki adamı alıp, ereksiyon halindeki cinsel organının boyunun ölçülmesi için bevliye uzmanına götürmüşler. Daha sonra olanları adamın avukatının gazeteye söylediklerinden aktarayım: 'Müvekkilimin penisini ereksiyon halindeyken ölçmüşler. Odasında bulunan delikten ilişkinin gerçekleştiğinden şüpheleniyorlarmış. Müvekkilimin penisi DELİĞİN UZUNLUĞUNDAN 5 SANTİM KADAR UZUNMUŞ. Uzmanlardan bu konuda bilgi istemişler'. * * * Sevgili okurlar. Şimdi lütfen elinize bir cetvel alın. İlk önce 20 santimi işaretleyin. Sonra da beş santim yukarı çıkarak 25 santimi. Sonuca baktığınızda aktardığım olayda olan biten her şeye olağanüstü bir saygı duymamanız mümkün değil. Yani avukat 'uzmanlardan bu konuda bilgi istemişler' diyor ya gayet tabii ki isterler, büyük ihtimalle 'ne oluyor baba böyle ya' filan diye sormuşlardır. * * * Gerçi 25 santim bir dünya rekoru filan değil gayet tabii ki. Örneğin bir zamanlar Amerika'da Long Dong John adı takılmış olan bir adam vardı, onunki daha ereksiyona geçmeden, tamamen sakin haldeyken bile 25 santimdi. Yani Long Dong John hapse düşseydi, istediği takdirde bırakınız yandaki hücredekileri, yandaki farklı cezaevindeki hücrelerde kalan kadınlarla bile ilişkiye geçebilirdi. Bizim Türk'ün organını görüp de 'uzmanlardan bilgi isteyenler' onunkini gördüklerinde mutlaka önce bir güzel bayılırlar, uyandıklarında da büyük bir ihtimalle kendilerini felsefeye filan verip hayat boyunca yalnız yaşayacakları bir ıssız yere göç ederlerdi. * * * Aklıma takılan iki konuyu gündeme getirerek bu yazıyı bitireceğim. 1-Adam o deliği nasıl deldi ki? Acaba burada 'Azimle S...N TAŞI DELER' olayının başka bir biçimi mi yaşandı. Yani olur olur olmaz demeyin! 2-Duvarın derinliğini anladık da genişliği neden 10 santim ya! Bilirkişiler neden bu konuda bir laf etmiyorlar ki. Eğer 8 santim de bir zorunluluktan kaynaklandıysa asıl bu bir dünya rekoru değil midir? Asıl saygı duyulması gereken şey meselenin bu boyutu değil midir? Ve şimdi aklıma gelen son bir soru. Yoksa... Yoksa bütün bu anlattıklarım sadece bana mı tuhaf geliyor? Yoksa... Yoksa her şey aslında normal de, sorun bende mi? Bilmiyorum, bilemiyorum... Çok mutsuzum * * * Bir ricayla son vereyim yazıya. Yarın lütfen '1- Sorunlarla dolu olan bir ülkede yazacak başka konu mu bulamadın. 2- Amerika ajanı olduğun için kaybetmeye başlayan Amerika'yı unutturmak için bu yazıyı yazdın. 3 - Evet sorun sende' diyen mektuplar göndermeyin. Bunlar hem sizin hem de benim için zaman kaybından başka bir şey değil. Teşekkürler. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:40

İLGİLİ HABERLER