
'ÇOCUK DOĞURMAK ÇOK FARKLI İÇİNİZDEN BİR YARATIK ÇIKIYOR!..'
Nurgül Yeşilçay MTV NEWS'te katıldığı programda Türkan Şoray'ın fanı olduğunu söyledi.
Pazartesi günü 21.00’da MTV Türkiye’de yayınlanacak olan MTV NEWS programına konuk olan Nurgül Yeşilçay, röportajda ilginç açıklamalarda bulundu. İşte Nurgül'ün açıklamalarından bir bölümü:
-50 yeni kuruş benim adım. Öncelikle Amerika’da kullanmak için böyle bir şey seçmiştik. Ama sonra Türkiye’de de kullanabileceğimi düşündüm bu ismi. 50 Cent’e gönderme yapıyoruz.
-Bu benim “gideyimde bir rap söyleyeyim” dediğim bir şarkı değil. 'Kadrinin Götürdüğü Yere Git' filminin müziği. Biz zaten bu filmin yapımcısıyız. Filmde Alp Kırşan ve Şafak Sezer oynuyor. Ercüment Vural yapıyor filmin müziklerini, biz de Ercüment’in stüdyosuna gidip filmin müziklerini yapıyoruz, kontrol ediyoruz. Öyle bir gündeydik yine, Ercüment rap bir müzik yapmış Cem’e dedi ki 'Abi şuna söz yazar mısın?'. O da 'Tamam' dedi, 5 dakikada yazdı sözlerini. O yüzden sözler biraz yastıkaltı. Yastıkaltı rapi’de diyebiliriz yani. Sonra aaa kim söyler bunu bir sürü isim geçti Ceza, Ceza’nın kız kardeşi varmış Ayben. Ceza söylesin, Ayben söylesin, o söylesin bu söylesin bir sürü isim geçti, sonra Cem dedi ki 'Nurgül söyleyebilir'. Çünkü ben evde bir sürü şeyi rap haline getirebiliyorum. 'Tamam deneyeyim' dedim, denedik çok da eğlendik. Çok beğendiler. 'Oldu mu oldu' dedik. Benim tabii ki işim bu değil bu işi yapanlar var profesyonel bir şekilde bundan para kazanan insanlar var onlara saygı duyuyoruz biz sadece eğlencesine bunu yaptık ve filmde bir rap şarkının olması gerekiyordu bizde söyledik.
-Beyaz'ın programına Sezen Aksu çıkacaktı. Sezen Aksu için herkesin bir şeyler yapması gerekiyordu. İşte Ata Demirer bir şey yaptı hatırlamıyorum. Demet Akbağ bir şey yaptı banada geldiler. Ben de Sezen Aksu’nun şarkısını Fadimem olarak söyledim. O zamanlar Eminem vardı. Ona gönderme yapıp 'Gülümse’yi rap yapıp 'Fadimem' haline getirdim. Ve Beyaz'ın programında yayınlanmıştı bu. Sonra ben teklif aldım Rap albümü çıkaralım sana, ama yapmadım tabi bunu çok ciddiye almadım. Şimdide çok ciddiye aldığım söylenemez.
-Ben şan hocamla çok iyi anlaşıyordum ve şan hocam bana çok kızıyordu. Sigara içiyorum diye o yüzden 6 senede bitirdim ben okulu 12 ders aldım yani her sene kaldım şandan ve 49’la bırakıyordu beni. Çünkü çok iyi bir sesim olduğunu ama bunu kullanmadığımı söylüyordu. Ama Gülsevin Hoca bak kullandım artık benimde bir klibim var!!
-Ben rapi seviyorum ama daha çok dinlemeyi sevdiğim müzikler jazz müzikal müziklerine bayılıyorum. Müzikal seyretmeyi de çok seviyorum. Bir de Latin.
-Bizim kültürümüzde müzikal tüyatrosu yok. O yüzden doğal olarak yönetmende yok. Ama bu çok kolay çıkan bir sey değil. O kültürle beslenmen gerekiyor, hatta oyuncusu olmak için bile.
-Ben sinemayı hepsine tercih ederim. Çünkü tiyatroda sahneye çıktığın zaman bir devamlılık var zaten yani duygu devamlılığı var. Ama sinemada öyle bir şey yok sinemada filmin sonundan başlıyorsun ilk gün sonra başa doğru giidebiliyorsun. Tiyatroda baştan sona gidiyorsun. Duygu devamlılığı daha kolay diye düşünüyorum tiyatroda. Sinema daha zor geliyor. Yani daha zor ve daha kalıcı.
-Ben Türkan Şoray fanıyım. Çokda saygı duyuyorum yaşantısına. Merly Streep var bütün oyuncular söyler belki ama süper diğerleri öyle değil.
-Çağan Irmak'la Nuri Bilge Ceylan’ın tarzları çok farklı ama ikiside bir şeyi çok iyi yapıyorlar. Seyirciye istedikleri duyguyu çok iyi anlatıyorlar. Çağan’la çalışmak isterdim. Nuri Bilge’yle de çalışmak isterdim. Yavuz Turgul’la çalışmak isterdim, Ömer Vargı’yı çok beğeniyorum. Ben şanslıyım birçok yönetmenle çalıştım. Fatih Akın’la çalıştım, Atıf Yılmaz’la çalıştım. En keyif aldığım çalıştığım yönetmenlerden biri de Atıf Yılmaz'dı. Vefat ettiğinda 82 yaşındaydı ama hala partiye gidiyordu, eğleniyordu, gülüyordu ve sanat denen şeyin asık suratlı olmadığını öğrendim çok eğlenerek gülerek çok ciddi işlerde yapılabilirmiş onu öğrendim.
-İster istemez çok dikkat ediyorum mesela çoğu insanın dikkat etmediği şeye dikkat ediyorum o tonlamaların havada bitmesi kötü oyunculuk bana çok batıyor. Bazen diyorlar ki çok güzel film. Ay nesi güzel çok kötü oynanmış ben hiç beğenmeyebiliyorum. Ama genel olarak bence en önemli şey duyguyu seyirciye geçirmek yani bunu sıkarak yapabilirsin bunu seyirciyi ağlatarak yapabilirsin seyirciyi güldürerek yapabilirsin ama bir duyguyu anlatman lazım seyirciye çünkü sanatı zanaattan ayıran şey duygudur.
-Senaryo çok önemli gerçekten. Bence Amerikan sinemasını ayakta tutan şey senaryoların çok güzel olması. Türkiye'de okulu her bitiren hemen yönetmen olmak istiyor. Halbuki çok iyi görüntü yönetmeni olabilirler çok iyi kurgucu olabilirler Türkiye’de, çok iyi kurgucular var, çok iyi görüntü yönetmenleri var. Evet çok iyi senaristler var, ama daha çok olmalı yani nasıl çok iyi yönetmenlerimiz varsa çok iyi oyuncularımız varsa diğer alanlarda da çok iyi olmalı. Çok iyi kostümcü olmalı, çok iyi makyöz olmalı senaryo sıkıntısı yaşanıyor Türk sinemasında.
-Türkiye’de herkesin kısmetinin olduğunu düşünüyorum. Babaanne gibi konuşuyorum ama ben gerçekten inanıyorum kısmet kader durumlarına belki o filmde ben olsaydım o kadar iyi olmayacaktı.
-Bu aralar dinlediğim Manu Chao var. Bu aralar yine deli gibi onu dinliyorum Stingi çok seviyorum, Madonna’nın eski parçalarını çok seviyorum, Britney Spears’ı çok seviyorum, Cezayı, Şebnem Ferah’ı çok seviyorum, Sezen Aksu’ya tapıyorum, Ajda Pekka’nın özellikle eski parçalarını çok seviyorum.
-Çocuk doğurmak çok farklı bir durum. İçinizden bir yaratık çıkıyor. İçinizde bir şey var o hamilelik durumunda, o kımıldıyor, insan şöyle hissediyor heralde ben çocuk doğurduğuma göre her şeyi yaparım çünkü bir şey yaratıyorsun ve bu şey bi adam yani birini oluşturuyorsun. Bu çok değişik bir durum. Çocukla beraber herşeyi tekrar öğreniyorsun, sevmeyi baştan öğreniyorsun çünkü çok güzel seviyor. Bir çocuğun dişinin çıkması 6 ayı buluyor dolayısı ile insanlara daha özverili davranıyorsun. Çünkü bir insanın yetişmesi çok zor yani kaç kişi uğraşıyoruz bir çocuk yesin içsin okula gitsin diye. Daha hümanist oluyorsun insanlara daha özverili davranıyorsun.
-İlerde çocuğumun izleyeceği filmler yapmak istiyorum yani daha popcorn filmlere çok gitmiyorum. İlerde oda izlesin yani popcorn da olabilir ama bir şey anlatsın. Biz şimdi hababam sınıfını izliyoruz halada çok beğeniyoruz böyle filmler istiyorum.
- Eğer Cem yanımdaysa korku filmi izlemeyi seviyorum, ama tekbaşıma asla izleyemiyorum.