KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, görüşme sürecinde aktörleri değerlendirdi:
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer: Oldukça uyumlu, ciddi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Gayet açık, yeni fikirleri algılayan kişi, çok beğendim. Bazı danışmanlarının etkisiyle bazı şeyler söylemiş, yapmış, ama izah edince kavrıyor.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül: Eskiden beri tanırım. Beni Kayseri'ye ilk kez götüren kişidir. Ateşli Kıbrıs savunucusuydu. Kıbrıs ve Türkiye için elinden geleni yapıyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök: Gayet iyi. Kıbrıs'ta alayda da görev yapmış. Güveniyoruz kendisine.
Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal: ‘‘Biz bürokratız, aldığımız talimatı yerine getiririz’’ dedi.
KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat: Talat olurcudur. Yani sorumluluğun idrakinde. Çok zeki çocuk. Üniversiteyi ikinci kez yeni bitirdi. Telefon etti, ‘‘Diploma törenime gelecek misin?’’ diye. ‘‘Seni Başbakan yapan kişi olarak diploma da vermek isterdim ama işim yoğun gelemeyeceğim’’ dedim. Yavaş yavaş ‘‘atavatanı anavatana’’ çevireceğiz.
KKTC Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş: İyi gördüm. Beğendim.
Rum lider Tasos Papadopulos: Sırp lider Miloseviç'in paralarını aklayan EOKA'ya ölüm emirleri veren bir adam.
Seni de Müslümanlaştıracağım
Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi, Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Yazıişleri Müdürü Tufan Türenç , Ankara Temsilcisi Sedat Ergin ve Dış politika yazarı Ferai Tınç, KKTC'de 10 saat kalıp, görüşmelere katılacak üç Türk liderle görüştü. Denktaş sohbet sırasında şaka ve esprileriyle Hürriyet ekibini kahkahalara boğdu. Bir ara da, yazılarında kendini eleştiren Ferai Tınç'a takıldı; ‘‘Merak etme seni de Müslümanlaştıracağım.’’
ABD’li böyle derse ben ne yapayım...
Amerikalıya soruyorum, ‘‘Biz evet dedik onlar hayır, ne olur?’’ diye, ‘‘AB'ye girerler’’ dedi. ‘‘Biz ne oluruz?’’ diye sordum, ‘‘Ortada kalırsınız’’ dediler. ‘‘Onlar evet, biz hayır dersek ne olur?’’ deyince, ‘‘İzolasyon daha da artar. Türkiye'ye zarar verirsiniz’’ diyorlar.
Gül’e sözlü olmaz yazılı bildirin, dedim
New York'ta yaptığımız teklifle ilgili Ankara'nın görüşünü aldım. Öneriyi biz yaptık. Dışişleri Bakanı Gül ‘‘Önerinizi destekliyoruz’’ mesajını verdi. Bana sözlü olarak tamam dediler. Ama ben, ‘‘Sözlü olmaz, yazılı bildirin’’ dedim. Ankara'dan kripto ile onay geldi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından gönderildi ve Ankara'da bütün kurumların onayı ile bu görüşün bildirildiği belirtildi.
İngiliz'e ‘Merak etme evini alamazlar’ dedim
Rumlar Türk mallarını istimlak etti. Biz ise bunu yasayla yaptık. Dünya Rumların tapularını kabul ediyor. Benim verdiğimi tapuları kabul etmiyor. Bir İngiliz bana mektup yazdı, ben de cevap yazdım. ‘‘Benim satın aldığım ev ne olacak?’’ diye soruyor. ‘‘Senin evini alamazlar, hükümetlerin işidir’’ cevabını yazdım. Rumların 1973'teki tapusunu kabul edeceksin, bizim verdiğimiz tapuyu geçersiz sayacaksın. 50-60 bin kişiyi sokağa atamayız. Bunu kabul etmeyiz. Mülkiyet konusu muhtemel bir anlaşmayı bozacak en önemli maddedir.
SONUÇ %30 BİZİMKİLERİN
New York'ta alınan sonuç, yüzde 70 Türkiye'nin, yüzde 30 ise buradakilerin isteğiyle oldu. Peki benim katkım ne? Ben de bizim buradakilerden biriyim.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:40