KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/ Bu yıl dersanelere devam eden öğrenci sayısı ilk kez 600 bini buldu. Talebin fazla olması sebebiyle özel dersanelerde 2003 ÖSS için kayıtlar başladı. Türkiye’deki 2 bini aşkın üniversiteye hazırlık dersanesinde, 20 bin 112 öğretmen görev yapıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre bu yıl dersanelere devam eden öğrenci sayısı ilk kez 600 bine dayandı. Yaklaşık 700 trilyon liraya hükmeden ve sayıları gittikçe artan özel dersanelere, liselerin verdiği eğitimi yeterli bulmayan öğrencilerin akını sürüyor. YÖK raporlarında “ülke açısından boşa giden bir yatırım ve büyük bir israf” olarak görülen dersaneler şimdiden 2003 ÖSS için kayıtlara başladı. “Eğitim sisteminin günah keçisiyiz.” diyen dersane işletmecileri ise önemli bir açığı doldurdukları görüşünde.
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) sınav sistemini değiştirmesi ve olumsuz görüşüne rağmen dersaneler öğrenci sorunu yaşamıyor. Türkiye genelinde 1997 yılında 310 bin olan özel dersane öğrencisi sayısı, 5 yıl içinde bu sayının iki katını geçti. Resmi verilere göre 2001–2002 öğretim yılında 325 bini erkek, 262 bini kız olmak üzere toplam 588 bin 637 öğrenci üniversite sınavına hazırlık için dersaneleri tercih etti. Sayıları 2 bini aşan dersanelerde, 20 bin 112 öğretmen görev yapıyor. Geçtiğimiz sene ise 1.864 dersanede toplam 523 bin 244 öğrenci üniversite sınavına hazırlanmıştı. Bir taraftan 2002 ÖSS’ye girecek öğrencilerin eğitimlerine devam eden dersaneler, diğer taraftan 2003 ÖSS için kayıtlara şimdiden başladı. Özel dersaneler, öğrencilerden büyükşehirlerde 2 milyarı, diğer şehirlerde ise 1 milyarı bulan ücret talep ediyor. Dersaneleri daha çok orta ve alt gelir grubundan öğrenciler seçiyor. Zengin öğrenciler ise daha çok özel dersi tercih ediyor. Dersaneler, üniversiteyi kazandırmada büyük katkı sağlıyor. 2001 ÖSS’de lise son sınıf öğrencilerinden sınava girenlerin yüzde 20’si ÖSS’yi kazanabilirken, liseden mezun olduktan sonra sınava girenlerin yüzde 36’sı başarılı oldu. Bu durumun da liseyi bitirdikten sonra öğrencilerin bir yıl dersaneye giderek üniversiteye hazırlandıklarının göstergesi olduğu kaydediliyor. Özel dersaneler yasal güvenceye kavuştuğu 1965 yılından beri gündemden düşmedi. Tartışmaların odağını ise özel dersanelerin, “paralı eğitim vermesi nedeniyle fırsat eşitsizliğine sebep olması ve öğrencileri ezberciliğe sürekleyerek test cambazı haline getirmesi” oluşturuyor. Okulları zor durumda bıraktığı da savunulan dersanelerin kapatılmasını isteyenler bile çıkıyor. Dersanelerin ve öğrenci sayılarının her yıl artması ise YÖK’ün büyük tepkisini çekiyor. YÖK raporlarında dersaneler, “ülke açısından boşa giden bir yatırım ve büyük bir israf” olarak görülüyor. Özellikle mesleki ve teknik lise mezunlarının lisede görmedikleri dersleri dersanede tamamlamasına “içerleyen” YÖK, “dersanelerin öğrencilere mesleki ve teknik becerilerini kaybettirdiğini” savunuyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ise çeşitli zamanlarda dersanelerin “zararlı ve kapatılması” gerektiği yönünde açıklama yaparak düşüncesini dile getiriyor.
Güven Dersane Sahipleri Derneği (GÜVENDER) Genel Başkanı Eyüp Kılcı, öğrencilere yoğun bir şekilde ders motivasyonu kazandıran dersaneleri, okulların örnek almasını teklif ediyor. Dersanelerin vasat bir öğrenciyi alıp çok iyi noktalara getirdiğini savunan Kılcı, dersaneye devam eden öğrencilerin üniversiteyi kazanma şansının arttığını ifade ediyor. Kılcı, buna delil olarak, üniversiteyi kazanan lise mezunlarının lise son sınıf öğrencilerine göre daha fazla olmasını gösteriyor. Dersaneleri, “hedefi olan öğrencilerle enerjisi olan öğretmenlerin buluştuğu yer” olarak niteleyen Kılcı, öğrencileri ‘ezberciliğe ittikleri’ yönündeki iddiaları şiddetle reddediyor. Kılcı, “Ezberciliğin aksine, dersaneler öğrenciye yorum kabiliyeti kazandırıyor. Zaten sınav soruları yoruma dayalı olduğuna göre, dersanelerin de öğrenciye önce bilgi sonra analiz–sentez denen yorum yapmayı öğretmesi gerekiyor.” diyor.
Dersanelerin fırsat eşitsizliği yerine fırsat eşitliği sağladığına değinen Kılcı, şöyle devam ediyor: “Aslında dersaneler sayesinde vasat aile çocukları üniversitelere girme şansı buluyor. Dersaneler olmasa, sadece varlıklı aile çocukları üniversitelere gider. Dersanelerin yüzde 5, bazen yüzde 10 ücretsiz öğrenci kontenjanları da dikkate alınırsa bu daha iyi görülebilir.”
Özel Dersaneler Birliği Derneği (ÖZDEBİR) yetkilileri, ‘Türkiye’deki sınav gerçeğinin özel dersanelere ilgiyi artırdığını’ kabul ederek, ‘hiç sınav olmasa da insanların kendilerini daha iyi yetiştirme çabalarından dolayı özel dersanelere ihtiyaç duyulacağını’ kaydediyor. Bir talep olduğu sürece, arzın da olacağına dikkat çeken dernek yetkilileri, bu konudaki baskı ve dayatmaların bir an önce son bulmasını istiyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:43