Gündem
  • 12.3.2008 14:57

DTP GRUP BAŞKANVEKİLİ DEMİRTAŞ: "BU ZİHNİYET DEĞİŞMEDİKÇE PAKETLERLE, YATIRIMLARLA, FABRİKALARLA SORUN ÇÖZÜLMEZ"

ZAFER ÇAKMAK
ANKARA  - Demirtaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptıkları görüşmede somut bir proje ortaya koymadıklarını, sadece sürece yönelik hassasiyetlerini dile getirdiklerini söyledi.
DTP Grup Başkanvekili Demirtaş, DTP'li milletvekilleriyle birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Demirtaş, 12 Mart 1971 askeri muhtırasının 37, Gazi olaylarının 13. yıldönümü olduğunu söyledi. Demokrasiye ağır darbe indiren 12 Mart muhtırasının 12 Eylül askeri darbesinin önünü açtığını, bir anlamda yarım kalan bir işin tamamlandığını ifade eden Demirtaş, "Türkiye'de bugün demokrasi halen yerli yerine oturmamışsa, sivil iktidar halktan aldığı güce rağmen siyasal bir irade olmakta zorlanıyorsa bunun
nedenini darbeler tarihinde aramak lazım" diye konuştu.
12 Mart'ın 12 Eylül'ü tetiklediğini, 12 Eylül ruhunun ise 28 Şubat postmodern darbesinde canlı tutulmaya çalışıldığını kaydeden Demirtaş, geçen yıl yayınlanan e-muhtıranın halen hafızalarda taze olduğunu, yöntem ve şekil olarak değişse de darbelerin ruhunu kaybetmediğini söyledi. Demirtaş, 12 Mart 1995 yılında Alevi yurttaşların yoğun olarak yaşadığı Gazi Mahallesi'nde bir kahvehanenin taranması sonrası gerçekleştirilen protesto gösterilerine yapılan müdahaleler sonucu 22 kişinin hayatını kaybettiğini,
olayla ilgili saygı sürecinin tam bir skandala dönüştüğünü savundu. Demirtaş, aradan geçen 13 yıla rağmen davanın yeniden açılması yönündeki taleplerin duyulması ve hükümetin ve yargının harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. Demirtaş, Gazi olaylarıyla ilgili bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için önerge hazırladıklarını da ifade etti.
DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak da, bu karanlık sürecin aydınlatılması için parlamentoya büyük görevler düştüğüne işaret ederek, Gazi olaylarıyla ilgili davanın yeniden açılması ve hukuka uygun bir yargılama sürecinin başlatılması gerektiğini söyledi.
Basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan DTP Grup Başkanvekili Demirtaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Toptan ile yaptıkları görüşmelere ilişkin bir soru üzerine siyasette her zaman açılımın mümkün olduğunu, her zaman için fırsatların bulunduğunu söyledi. Yaşanılan konjonktürün, fırsatların değerlendirilebileceği bir konjonktür olduğunu belirten Demirtaş, "Bu nedenle DTP olarak böylesi bir dönemde hükümetin ve parlamentonun üzerine düşen siyasi sorumluluğu yerine
getirmesi halinde, ülkemizin demokratikleşmesi açısından büyük bir fırsatın yakalanabileceği inancıyla çeşitli temaslarda bulunuyoruz" dedi.
Demirtaş, kapatma davasıyla ilgili gelişmelerin bu döneme rastlamasını bir tesadüf olarak yorumlamak istediklerini kaydetti. Önümüzdeki günlerde yapılacak Nevruz kutlamalarıyla ilgili soruyu da cevaplayan Demirtaş, DTP'nin Nevruz'la ilgili güçlü hazırlıkları bulunduğunu vurguladı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da sağduyu içinde, barış ve kardeşlik mesajlarının güçlü bir şekilde verileceği bir Nevruz'u kutlamaya hazırlandıklarını söyleyen Demirtaş, "Umut ediyoruz ki 2008 Nevruzu, Türkiye'de temel sorunların
çözümüne vesile olan büyük bir halk iradesine dönüşsün, hükümetin de bu iradeyi dikkate alması ile sonuçlansın. Bütün çabamız bu yönde" diye konuştu.
Demirtaş, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'le görüşüp görüşmedikleri sorusu üzerine randevulu, resmi görüşmenin sadece Cumhurbaşkanı Gül ve TBMM Başkanı Toptan'la gerçekleştiğini söyledi. Başbakan Erdoğan'ın randevu taleplerine henüz cevap vermediğini kaydeden Demirtaş, kulislerde yapılan sohbetleri resmi görüşme olarak kabul etmemek gerektiğini ifade etti.
"Cumhurbaşkanı'nın size yönelik uyarı ve tavsiyeleri oldu mu?" şeklindeki soru üzerine Demirtaş, Cumhurbaşkanı'nın kendileriyle paylaştığı konuları açıklama takdir ve yetkisinin Cumhurbaşkanı'nın kendisine ait olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı'nın herkesin cumhurbaşkanı olması vesilesiyle kendilerini kabul ettiğini söyleyen Demirtaş, "Biz de Kürt sorununun demokratik, barışçıl, sivil yol ve yöntemlerle çözülmesi konusundaki niyetimizi kendisine ifade ettik. Bu konuda somut bir dosya, proje veya açılımla
gitmiş olmadığımız için böylesi bir sonuç da beklenmemeliydi. Bu sadece sürece yönelik hassasiyetlerimizin devletin üst düzey yetkilileriyle paylaşılması şeklindeki bir ziyaret turudur. Somut bir gelişme sökzonusu değil" şeklinde konuştu.
Hükümetin Güneydoğu'ya yönelik 12 milyar dolarlık ekonomik ve sosyal paket hazırlığı içinde olduğu haberlerinin hatırlatılması ve bunun çözüme yönelik katkı sağlayıp sağlamayacağı sorusu üzerine Demirtaş, yapılacak her pozitif şeyin sorunun çözümüne küçük de olsa katkılar sunacağını ama sorunun kökten çözümünün öncelikle Türkiye'de bir zihniyet değişimi gerektirdiğini belirtti. Demirtaş şunları kaydetti:
"Bu da paketle olacak bir iş değil. Paketin içinden bir zihniyet değişimi çıkmaz. Zihniyet değişimi, siyasal bakış açılarının değişmesi ile ancak olur. Türkiye'de tek etnisiteye, tek dine ve tek dile dayalı bir millet yaratma zihniyeti, Kürt sorununun temelidir. Bu zihniyet değişmediği müddetçe de paketlerle, yatırımlarla, fabrikalarla, TRT'den yapılacak yayınlarla Kürt sorunu çözülmez. Bu bir paket meselesi değil anlayış, zihniyet meselesidir. Bu zihniyet değiştiği zaman böyle paketlere falan da ihtiyaç
olmadan, süreç içinde, sağduyu ve diyalog içinde sorunun çözümünün çok kolay olduğu görülecektir. Bu nedenle hükümetin paketlere yönelik girişimleri, açıklamaları sadece yerel seçim yatırımıdır. Kürt sorununun çözümü girişimi değildir. Bu nedenle temkinli yaklaşıyoruz".

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:02

İLGİLİ HABERLER