Medya
  • 6.4.2004 11:35

ENGİN ARDIÇ OKTAY EKŞİ'YE YÜKLENDİ: ''TÜRKÇE SÖYLEDİĞİM ŞEYLERİ ANLAMIYORSUNUZ, SİZE HAMSİ YEDİRELİM, YA DA FOSFOR

ENGİN ARDIÇ/ STAR BASIN KONSEYİ İYİCE SAPITTI Sayın Oktay Ekşi, size Türkçe söylediğim şeyleri anlamıyorsanız, 'yerel dillerden' hangisini konuşuyorsanız onunla anlatalım... Ya da size hamsi falan yedirelim... Fosfor hapı verelim, vitamin takviyesi yapalım... Beyefendi, bendeniz başkanı olduğunuz Basın Konseyi'nden 18 Şubat 2004 günü itibarıyla istifa ettim. Bunu da gazetede yayınladım, herkes duydu. Sizin haberiniz yoksa, demek ki basını iyi izlemiyorsunuz. Ya da Türkçe bilmiyorsunuz. Herhalde genel sekreteriniz Sayın Gökalp Yazır da bilmiyor ki (her kimse o adam, kendisini tanımıyorum), tutmuş bana bir ihtarname göndermiş, savunma istiyor! Sizler ne laf anlamaz adamlarsınız yahu? Fransızca yazayım, belki daha iyi anlayacaksınız: Je viens de donner ma demission, messieurs, je ne suis plus membre de votre conseil... Compris? Capito? Capisce? Katalavis? Katalavenete? Verstanden? Understood? Do you Roger that? Do you read me? Over. Kusura bakmayın, Arnavutça'sını bilmiyorum, bilsem onu da yazardım. Benden şikayetçi olan, Sesam (Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği) başkanı Sayın Kadri Yurdatap. Henüz bizde gösterime girmemiş olan 'Hazret-i İsa'nın Çilesi' filmini seyretmiş fakat 'nereden buldun diye sormayın, kaynağımı açıklayamam' demiş olduğum için, bunun 'korsan yayıncılığa teşvik olduğunu' ileri sürüyor. Sayın Yurdatap'ı tanırım. Eski meyhane tanışımdır. Bu yorumunu da, ancak Arif'in barında rakıyı fazla kaçırmış olmasıyla açıklıyorum. 'Kaynağımı açıklayamam' sözü yalnızca bir espriden ibaretti... Ciddiye alıp üzerine sazan gibi atlayacaklarını nereden bileyim? Kimlere espri yapılıp kimlere yapılmaması gerektiğini de arz etmiştim üstelik... Hata bendedir. Efendim ben adeta 'filmin vizyona girmesini beklemeyin, korsanlarını alın, daha önce seyredin' mesajını veriyormuşum... Bak sen... El insaf be Kadri Bey! Filmler vizyona girmeden önce çağırıp da 'ön izleme' olarak seyrettirdiğiniz bütün eleştirmenleri de kurşuna dizelim isterseniz! İzlediğim kopyanın ille de korsan olması mı gerekiyor? 'Tanıtım diski' olamaz mı? Sizden başka sinemacı ahbabım yok mu? Arif'in barında kolunu sallasan sinemacıya değer, siz benden iyi bilirsiniz. Herhalde ben sapık ya da serseriyim ki böyle bir imada bulunacağım... Okuyucuları suç işlemeye teşvik edeceğim... Belki de korsanlardan komisyon alıyorum, ha? Öküzün altından buzağı çıkmaz Kadri Bey, boşuna bakıyorsunuz. Herhalde şimdi 'filmde yağmur yağıyor' desem size de ördek demiş olacağım, sizin mantığınıza göre. Kabahat iyilik edip filmi tanıtanda, sizin gibi işletmeci esnafının malını parlatanda... Dersimi aldım... Bir daha, tövbe... Aman ben bir daha Arif'in barına da gitmem gelmem, ona da tövbe.. Sizlerle uğraşamam... Yoksa orada 'beni çok seven' birileri mi sizi dolduruyor? Vardır çünkü... Her neyse Kadri Beyciğim, benimle bir sorununuz varsa benimle görüşün. Tekzip gönderin yayınlayalım. Ertesi gün yanıtını da verelim. Ya da isterseniz doğruca mahkemeye gidin. Fakat kalkıp da Basın Konseyi'ne 'şekvacı olmanız' abestir. Çünkü ben o örgüte üye değilim! Üyesi olmadığım hiçbir örgütün haddine de, benden savunma istemek düşmemiştir ve düşemez. Adamın alnını karışlarım, alnını! Bunu Murat Bardakçı'ya da yaptılar, huylarıdır, bana da ne zaman yapacaklar bakalım diye bekliyordum iki aydır, işte oldu. Beni şaşırtmadılar. Yukarıda okuduğunuz başlığı bile tasarlamıştım kafamda. İşte çıktı. Şimdi böyle yazdım ya, bunlar savunma süresini beklerler (bugünmüş), geçtiğini görünce aleyhimde karar alıp bana 'kınama cezası' da gönderirler ha!... Çıldırtırlar insanı. Ezcümle: Sayın Ekşi ve sekreteri Sayın Yazır, savunma isteyen yazınızı ve önümüzdeki günlerde bana vermeniz kuvvetle muhtemel olan kınama cezanızı şimdiden alınız, dürünüz bükünüz de çekmecenize koyunuz. Bir daha da beni rahatsız etmeyiniz, çünkü bu kez ağır konuşacağım. Allah kimseyi arterioskleroz illetine de duçar etmesin, amin. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:58

İLGİLİ HABERLER