Gündem
  • 24.10.2025 12:50

Erdoğan : CHP'de lağım patladı ama biz vatandaşı susuz bırakmayacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Körfez ziyareti dönüşü gazetecilere önemli açıklamalar yaptı..

"BİZİM KUZEY KIBRIS'A YAN BAKMAMIZ, TERS BAKMAMIZ ASLA MÜMKÜN DEĞİL"

Sayın Cumhurbaşkanım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapılan seçimleri Tufan Erhürman kazandı. Siz kendisini tebrik ettiniz. O da size teşekkür etti. Yeni dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti-Türkiye ilişkileri nasıl olur, nasıl değerlendirirsiniz?

Kuzey Kıbrıs'la ilgili şu ana kadar AK Parti iktidarında ilişkilerimiz nasıl olduysa bundan sonra da yine aynı şekilde devam edecektir. Bizim Kuzey Kıbrıs'a yan bakmamız, ters bakmamız asla mümkün değil. Yapılan önemli bir seçimdir ve Kıbrıs Türkünün iradesi bizim için çok saygındır. Bunun için kendilerini tebrik ettik. Bu kadar yatırımı biz Kuzey Kıbrıs'a boşuna yapmadık. Yıllar yılı biz Kuzey Kıbrıs'a giderdik. Cumhurbaşkanlığı binası küçüktü, orada bizi karşılarlardı, orada törenlerimizi yapardık. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yakışan bir parlamento binasını ve Cumhurbaşkanlığı binasını yapmak gerekir” dedik ve süratle de parlamento binasını ve Cumhurbaşkanlığı makamını orada inşa ettik. Güney Kıbrıs’ta ise böyle bir şey yok. Seçim yapıldı biz de demokrasiye inanan bir lider olarak telefonla, seçimi kazanan adayı tebrik ettik. “Şu anda bir Körfez ziyaretim var. Körfez ziyaretinden sonra kapımız sizlere açık, buyurun, sizleri bekliyoruz” dedik. Kendileri de bu ziyareti gerçekleştireceklerini söylediler. Yabancı değiliz birbirimize, görüşeceğiz. İnşallah bu hafta sonuna kadar bu ziyaret gerçekleşirse kendileriyle etraflıca Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerini, ele alacağız.

NATO eski Genel Sekreteri Jens Stoltenberg anılarını yazdığı bir kitap çıkardı ve orada sizinle yaptığı görüşmelere de bir yer ayırdı, bazı örnekler verdi. Bu görüşmelerin çok samimi, havada geçtiğini vurguladı. Siz özellikle Batılı liderlerle yaptığınız görüşmelerde, yürüttüğünüz ilişkilerde bu tür samimi temasların Türkiye'nin tezlerini anlatma noktasında ne kadar katkı sağladığını düşünüyorsunuz? Haşlanmış mısır ikram etmişsiniz, hatırlıyor musunuz?

Hatırlamaz olur muyum? Zaten gelen misafirlerimize mevsim ne ise ona göre mısırsa mısır, kestaneyse kestane, hep ikramda bulunuruz. Sayın Stoltenberg gerçekten NATO Genel Sekreterleri içerisinde olumlu yaklaşımları olan bir isimdi. Ailece misafirim olmuştu, Boğaz'da ailece gezi yaptığımız bir dostumuz, arkadaşımızdı. Bunlar sıradan olaylar değil. Diplomasinin gereği bu. Onun için de bu tür ilişkiler önem arz ediyor. Şu andaki Genel Sekreter arkadaşımız Mark Rutte ile de ilişkilerimiz gayet iyi. Sayın Stoltenberg'in bunları hatıratının içerisinde değerlendirmiş olması, ilişkilerimizin devamının ne kadar önemli olacağını göstermesi bakımından da isabetli olmuş. İnşallah ilk görüşmemizde bu kitabı da karşılıklı tahlil ederiz.

"DEM PARTİ'DEN BU TÜR BİR YAKLAŞIM OLMASINI İSTEMEZDİM"

Sayın Cumhurbaşkanım, Terörsüz Türkiye meselesiyle ilgili bir soru soracağım. DEM Parti, son dönemlerde biraz bu süreçte olumsuz bir tutum takınıyor mu, böyle bir gözleminiz var mı? Diyarbakır'da bir gösteri yaptılar, orada bir takım nahoş sözler söylendi. Nedir düşünceniz? Yani DEM Parti, başlangıçtaki tavrını hala sürdürüyor mu, yoksa biraz bir gevşeme mi var?

Doğrusu DEM Parti'den bu tür bir yaklaşım olmasını istemezdim. Bu hafta sonuna kadar zannediyorum DEM Heyetini kabulümüz olacak, görüşeceğiz. Bu konuları da kendisiyle masaya yatıracağız. DEM Heyetinin bu anlayış içerisinde olduğunu da düşünmüyorum, düşünmek de istemiyorum. Daha çok Pervin Hanım'la bu konularda görüşmelerimiz oldu. İnşallah bu hafta sonu yapacağımız görüşmede bu konuları da tekrar değerlendirme fırsatımız olacak. Çünkü Terörsüz Türkiye'nin sadece bize değil, tüm Türkiye'ye faydası var. Lazıyla, Türküyle, Kürdüyle, hepimize, 86 milyonun tamamına faydası var. Biz ülke “Terörsüz Türkiye havasına artık büründü” diye düşünürken bu tür şeyleri Diyarbakır'dan duyunca doğrusu üzüldüm. Bir an önce inşallah bundan tekrar sıyrılarak barışın, huzurun ve kardeşliğin egemen olduğu Türkiye'yi inşa ve ihya edelim. Bunu başaralım.

"BİZ VATANDAŞIMIZI SUSUZ BIRAKAMAYIZ, DEVLET SU İŞLERİNE BU KONUDA GEREKLİ TALİMATI VERDİK"

İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir başta olmak üzere büyükşehirlerde ciddi bir su sıkıntısı yaşanıyor ve bu konuyla ilgili kamuoyunda belediyelerin yetersiz kaldığı yönünde eleştiriler vardı. Bu konuyla ilgili bu tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hükümet olarak bir çözüm planınız var mı?

Kuraklık doğal bir gerçektir, ancak kuraklığa karşı tedbir almamak bir yönetim zafiyetidir. Bugün yaşanan tablo, işte o ihmallerin sonucudur. Belediyecilik, billboardlara slogan asmakla, sosyal medyada poz vermekle, algı oluşturmakla yapılmaz. Ben buna yabancı değilim. Çünkü İstanbul'a Belediye Başkan Adayı olduğum zaman İstanbul aynen bu sıkıntıları yaşadı. Hatırlayın çöp, su, altyapı sorunları vardı. Şu anda aynı noktaya yeniden geldik. İş başa düştüğü zaman, biz vatandaşımızı susuz bırakamayız. Devlet Su İşlerine bu konuda gerekli talimatı verdik. “Her an hazır olun” dedik. Şu anda bunun çalışmalarını yapıyoruz. Barajlardaki doluluk oranları her ne kadar ciddi manada bir düşüş seviyesine geldiyse de biz DSİ olarak elimizden geleni yapıyoruz. Geçmişte Van'da olduğu gibi Ankara'da olduğu gibi İstanbul'da olduğu gibi bu çalışmaları yaparız. Biz o zaman barajları devreye sokmakla kalmadık, yeni barajlar inşa ettik. Mevcut barajları da devreye aldık. Örneğin; İstanbul'a Melen'den su aktardık. Bununla kalmadık, Anadolu yakasından Avrupa yakasına denizin altından borularla su naklettik. Bunları yapan iradeyiz biz. Yani tribünden futbol maçı seyretmiyoruz. Gereken neyse bunu yapıyoruz, yine yaparız, yine yapacağız. Projeler üretiyoruz, çözümler üretiyoruz ve bununla ilgili de adımları her an atıyoruz. Şu anda ifade ettiğiniz gibi gerçekten Ankara, Bursa, İstanbul her an su sıkıntısını yaşıyor ve yaşamaya doğru da gidiyor. Ama biz halkımızı buralarda Allah'ın izniyle susuz bırakmayız.

"LAĞIM PATLADI, MİLLETİM YAŞANANLARI GÖRÜYOR"

Halihazırda devam eden, kamuoyunda Aziz İhsan Aktaş davası olarak bilinen Beşiktaş Belediyesi'ne yönelik bir dava var ve iddianamesi hazırlandı. Yüzlerce sayfalık iddianamede savcının öyle tezleri var ki; hakikaten tarihe bir kara leke olarak geçecek iddialar… Süregelen bir davayla ilgili yorumunuzu sormayacağım ama şimdi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, bu mevzuyla ilgili normal şartlar altında bir özeleştiri getirmesi gerekirken, ki normali bu herhalde diye biliyorum, fakat sizi ve AK Parti’yi hedef alıyor. Sizi yargılama tehdidinde bulunuyor. Bu konuyla ilgili bir düşüncenizi, yorumunuzu almak istiyorum.

Biliyorsunuz bunların düşünce yapısı hala Yassıada. Halbuki Yassıada, Yaslıadaydı. Biz o adayı Demokrasi ve Özgürlükler Adası yaptık. Neymiş, iktidara gelirlerse AK Partilileri yargılayacaklarmış. Bu faşizan zihniyetten hala kurtulamadılar. Burada “arsız hırsız, ev sahibini bastırır'” sözü var ya bunlar şimdi aynen bunu oynuyorlar. Milletim artık CHP'yi gayet iyi tanıyor. Bunların “cambaza bak” siyasetini çok iyi biliyor. Her zaman için 'adalet yerini bulsun, kim ne yaptıysa hesabını hukuk önünde versin' dedik. Ama bunlar bunu hala anlayamıyor. Hem milletin paralarından kuleler yapacaksın, belediyeleri hırsızlıkların, yolsuzlukların, rüşvet, irtikap suçlarının odağı yapacaksın, hem de yargı bunun hesabını sormak için harekete geçtiğinde tehditler savunacaksın. Yok böyle 25 kuruşa simit. Böyle saçmalık olur mu? CHP'li belediyelerde yaşananlar deliller, ispatlar, bizzat CHP'lilerin itiraflarıyla ortaya konulmaya başlandı. Kendileri söylüyor. Sayın Özel'in tehditleri “minareye kılıf hazırlama” gayretidir, başka bir şey değil. Beşiktaş'la ilgili söylediğiniz kişi zaten malum. Değişik yerlerden değişik şekilde birçok belge, bilgi çıkıyor. Biz kendimizden eminiz, kendimize güvenimiz sonsuz ve çalışmalarımızı da bununla ilgili yapıyoruz. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, artık affınıza sığınıyorum, lağım patladı, milletim yaşananları görüyor.

Güncellenme Tarihi : 24.10.2025 12:55

İLGİLİ HABERLER