Gündem
  • 5.2.2009 15:10

ERDOĞAN'LA GURUR DUYAN YAHUDİ YAZAR

Davos’ta insani bir dava için Başbakan Erdoğan’ın dik duruşunu görmek oldukça cesaret verici idi. Ama tümden şaşırdığım söylenemez. Bir kez daha ispatlanmış oldu ki insanlık ve etik mevzu bahis olduğunda İslam ve Müslüman dünyasının liderleri ön saflarda yer alıyor ve sadece Chavez ve Morales gibi birkaç temiz popular lider de bu saflarda bulunuyor.

Günün sonunda ağzını açan Başbakan Erdoğan oldu ve uzun bir süre önce bu mevzuyu kavramaları gereken oradaki dünya liderlerine konuştu. Batılı liderler İsrail’in savaş suçlarına ses çıkarmazken, gerçeği söylemek için dimdik duran Başbakan Erdoğan’dı, Peres’e ellerinin çocuk kanına bulanmış olduğunu söyleyen o idi. “Sesini yükseltiyorsun Sayın Peres, bu suçluluk psikolojisindendir” dedi. Başbakan Erdoğan’dan farklı olarak ben şahsen Peres’te vicdan düşünemiyorum. Yaşlı adam hayatının en güzel yetişkinlik yıllarını ırkçı bir devletin politikalarına yön vermekle geçirmiş. Adı özünde çok sayıda katliamla bağlantılı. Bu yetmezmiş gibi İsrail’in meşhur kitle imha silahları projelerinin arkasındaki güç de o. Peres’de zerre insanlık varsa, gerçekten de çok iyi bir şekilde gizlenmiş olsa gerek.

Yıllardır Filistin halkının en büyük devlet terörüne maruz kaldığı aşikar. Ve şu ana kadar, insanlık karşısında defalarca işlenen savaş suçlarına rağmen, etnik temizlik, katliam, toprak yağmalama ve hatta tamanen ırkçı kanunlarına rağmen, batı dünyası her zaman sessiz kalmıştır. Her zaman sessiz….Açıkça, Yahudi devletine Amerikan ve batı desteğini durdurmak için hiçbir şey yapılmadı. Amerika’dan İsrail’e düzenli silah akışını durdurmak için hiç birşey yapılmadı. Batı başkentlerinde Yahudi siyasi lobilerinin muazzam etkisini azaltmak için hiç birşey yapılmadı. Zaman zaman Yahudi yıldızıyla süslenmiş Amerikan yapımı F-16 ların masum siviller üzerine bombalar yağdırdığını seyretmekteyiz.

Şu ana kadar hiçbir batılı lider bunlar karşısında “Yeter artık, bu kadarı fazla” diyebilecek temel ahlaki bir bütünlüğü sergileyemedi.

Çok iyi biliyorum. Filistin halkına destek vermek kolay değildir. Davalarına destek verdiğimiz kadar, geri dönme haklarına ve özgürlük mücadelelerine, Filistinlilerle dayanışma yönündeki empatimize rağmen, defalarca İsrail ve Yahudilerce iyi finance edilmiş ve adanmış baskıcı grupları tarafından defalarca yıkama uğradılar.

Onlarca yıldır kurumsallaşmış politik Yahudi lobilerinin terörüne maruz kalıyoruz. Politikacılar belirli bir temele göre tehdit ediliyor ve bu daha da artıyor. Tuhaf gelebilir ama dayanışma hareketiyle alakalı önde gelen entelektüel, şair, sanatçı veya akademisyenlerin sesini çok zor duyuyoruz. Filistin davasında destek vermeyenler sanatçılar ya da akademisyenler değil. Tam tersine bu gezegendeki etik değere sahip her canlı Filistinlilere destek veriyor, ancak, Filistinlilere destek verdiğini ifade eden herkes acımasız Siyonist güçlerin hücumuna uğruyor.

Yıllardır Yahudi lobisi, İsrail aleyhine yapılan ter türlü eleştiriyi anti-Semitik söylem olarak gösterip, susturmada ve hedef göstermede oldukça etkili oldu.

Ancak eğilim hızla değişiyor. İsrail’in en son Gazze’deki büyük vahşetinin bunda çok büyük etkisi var. Bu şüphe götürmez bir durum: insanlık adına ne kalmışsa bunu kurtarmak ve İsrail vahşetinden Filistin’i kurtarmak için. Her humanist İsrail’in durdurulması gerektiğinde hemfikirdir. Ordusu ve politik liderleri yargı huzuruna çıkarılmalıdır. Askeri yıkım kapasitesi sıfıra indirilmelidir. Maalesef batılı liderlerle bu iş olmuyor. Tüm bu mevzularda başarısızlığa uğradılar. Ama sadece Başbakan Erdoğan kanayan kalplerimize bir umut ışığı serpti.

Hepimizin İsrail’in sergilediği vahşetten konunmamız artık bir seçenek değil. Acil bir zorunluluk. Filistinlilerin hayatlarını koruyacağı gibi genç çocuklarımızı da Kitabı Mukaddes kıyımından koruyacak, İsrail’in gücünü azaltmak ayrıca İsraillileri kendi kendilerinden ve ispatlanmış öldürme eğilimlerinden de korumak için gerekli bir harekettir. Ayrıca Yahudi halkının ciddi bir felaketin eşiğine gelmesini engellemek de ancak İsrail’in durdurulmasıyladır. Bu çoğu zaman bizim hem fikir olmadığımız bir şeydir. Bazı anketlere göre http://news.hosuronline.com/NewsD.asp?DAT_ID=722 İsraillilerin %94’ü Gazza’ye saldırılara destek verdi.. %92’si Filistinlilere yapılan hava saldırılarına destek verdi. Anlayacağımız üzere İsrail’i bu ölümcül tutkudan vazgeçirecek bir güç yok. İsrailliler kendilerini kendilerinden koruyamıyor.

Dünya barışı için, onların tüm bunlarla yüzleşmeleri için ve temel insancıl anlayış ve etik şuura vardırabilmek için elimizden geleni yapmalıyız.

Erdoğan’a sözlerinden dolayı derinden minnet duyuyorum ve dünyadaki milyonlarca insanının onun Davos’taki hareketlerini onaylaması gibi onun o ahlaki duruşundan dolayı da minnettarım.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 01:29

İLGİLİ HABERLER