Medya
  • 27.12.2002 11:52

ERGUN BABAHAN, HÜRRİYET'ÇİLERE SORDU: BİZ GECELERİ YASTIĞI GÖRÜR GÖRMEZ UYUYORUZ YA SİZ?

Biz geceleri yastığı görür görmez uyuyoruz, ya siz? Akşam yatağa başını koyar koymaz uyumak ne büyük mutluluktur. İç huzuru olan, başkalarına haksızlık, kötülük yapmadığını; başarıları kıskanıp karalamadığını bilen insanlar bunun kıymetini bilemez. Ama bunun tersini yapmışsanız ve birazcık vicdan sahibiyseniz, o yastık bir anda işkence aletine dönüşür. Kıvranır, acı çekersiniz. Karanlık giderek büyür. Zaman geçmez. Hasretle beklediğiniz uyku bir türlü gelmez. Çünkü bilirsiniz, siz aslında kötü birisinizdir. Biz "İyi insanların yaptığı iyi gazete" olmak için yola çıktık. Demokrasiden, insan haklarından, Avrupa Birliği'nden yana olduğumuzu, gazetecilikle işadamlığını karıştırmayacağımızı ilan ettik. Bu kurallar çerçevesinde gazete yapmaya çalıştık, çalışıyoruz. Yaptığımız gazeteyi beğenenler de var, rahatsız olanlar da. Beğenenlerin sayısının gün geçtikçe arttığını da memnuniyetle görüyoruz. Tirajımızda düzenli artış var. Bu bize müthiş bir keyif veriyor. Kimilerini de rahatsız ediyor. Ama onlar rahatsız olmakla kalmıyor. Rekabete, ticarete, iş ahlakına uymayan her yola başvuruyor. Kalkıyor, kendince bir tiraj listesi yapıp reklam ajanslarına, reklam verenlere geçiyor. SABAH'ı alamayan, batıramayan, denetleyemeyen bu anlayış, şimdi reklam gelirlerini baltalamaya çalışıyor. Bununla kalmıyor, künyesine müdahale ediyor. Nasıl mı? Hürriyet'in geçen gün ekonomi sayfasında yaptığı gibi: "Bu künye artık değişecek." Mübarek gazeteci değil de, Irak diktatörü Saddam Hüseyin. Biz de "Başüstüne" deyip isteğini yerine getireceğiz! Artık anlamaları gerek. Kartel dağıldı, bitti. O yıllar geçmişte kaldı. Bundan böyle, birbirinden eleman almama, ortak karar verip başbakan atama, her türlü fiyatı bir merkezden belirleme devri sona erdi. Argoda bir terim vardır, "Sepeti koluna, herkes yoluna" diye... Artık basında o dönem başladı. Ama ısrarla anlamak istemiyorlar. İnatla yolumuza çıkıyorlar. Tirajımıza yönelik yanıltıcı bilgi vermeleri de bunlardan biri. Biz kendimizden, gazetemizden, tirajımızdan yüzde yüz eminiz. Her gün ne satıp, ne iade aldığımızı gayet net şekilde görüyoruz. Ancak bizim hakkımızda yalan-yanlış bilgi verenlerin dürüstlüğünden artık kuşkulanıyoruz. Onun için, birden fazla dağıtım şirketi olan bütün ülkelerde olduğu gibi, Reklamcılar Derneği ve Reklam Verenler Derneği bünyesinde bir denetim mekanizması oluşturulsun diyoruz. Bu dernekler, bağımsız bir denetim firmasıyla anlaşıp, iki dağıtım şirketinin satış rakamlarını, defterlerini, banka hesaplarını incelesin. Herkesin net satış rakamlarını onaylasın. Televizyonda olduğu gibi, net satış rakamları bu denetimden geçtikten sonra ilan edilsin. Şeffaflık şu anda en çok ihtiyaç duyduğumuz kavram. Bağımsız denetçi formülü üzerinde bu nedenle ısrarla duruyoruz. Biz kendimize o kadar güveniyoruz ki, buradan ilan ediyoruz: Eğer rakiplerimiz bağımsız denetim fikrine yanaşmaz, kaçarlarsa biz kendimizi aynı şekilde denetleteceğiz. Satış rakamlarımızı bağımsız denetimden geçirdikten sonra ilan edeceğiz. Şu anda basının itibar kadar ihtiyaç duyduğu bir kavram da, şeffaflık çünkü. Biz her fikre, her türlü denetime açığız. Çünkü biz geceleri yastığı görür görmez uyuyoruz. İyi hafta sonları... (Ergun Babahan/ Sabah) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:00

İLGİLİ HABERLER