DEVLET ARIK
ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, yoğun çalışma temposuna ara vererek bahar şenliğinde yorgunluk attı.
Bakan Çelik, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Ankara Bölge Müdürlüğü tarafından Tahsin Banguoğlu Yurdu'nda düzenlenen 3. Bahar Şenliği'ne katılarak stres attı. Hafta sonunu öğrencilerle birlikte geçiren Çelik, 'fala inanmam' demesine rağmen hem kahve hem el falı baktırdı. Öğrencilerin ısrarlarına dayanamayarak fal baktıran Çelik, Türkiye'nin ekonomik refaha kavuşması için dilek tuttu. Falcı öğrencilerin 'Bütün dilekleriniz en kısa sürede gerçekleşecek' sözleriyle neşelenen Çelik'in siyasi geleceği de parlak çıktı.
Panayır alanını andıran yurt bahçesindeki tüm standları Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan ile birlikte tek tek gezen Çelik, 2 kez fala baktırdı. "Fala inanmam, ancak adet yerini bulsun" diyen Çelik, öğrencilerin ısrarı üzerine önce kahve falına baktırdı. Kahve fincanını çevirerek dilek tutan Çelik, falında çıkanları büyük bir dikkatle dinledi. Falında çok yoğun gezi programı çıkan Çelik, falcı öğrencinin "Bir güneş doğmuş" sözleri üzerine "O AK Parti güneşidir. Aydınlık Türkiye, sürekli parlayacak" dedi.
Bir telefon görüşmesi yapacağını ve bu görüşmede 27 rakamının telaffuz edileceğini öğrenen Çelik, YÖK için de fala bakılmasını istedi. Çelik, dileklerinin bir an önce gerçekleşeceğini duyunca da, "Ülkemin ve insanımızın mutluluğu, ekonomik refah için dilemiştim" ifadesini kullandı.
Çelik, daha sonra başka bir stantda kendisinden önce Rektör Prof. Dr. Ayhan'ın el falına baktırdı. Öğrencinin "Duygusal yaşamınızda geçmişte çok hareketlilik olmasına rağmen şu an güzel bir birliktelik yaşıyorsunuz" sözleri üzerine araya giren Bakan Çelik, "Ne demek duygusal yaşam? Rektöre tuzak mı kuruyorsunuz?" diye espri yaptı.
Kendi el falına da baktıran Çelik, yaşam çizgisinin uzun olacağını, yaşamında sürekli çevresinde çok insanın olacağını öğrendi. Öğrencinin "'Sizin de duygusal yaşamınız geçmişte hareketlilik olmasına rağmen şu an güzel bir birlikteliğiniz var" demesi üzerine gülümseyen Çelik, siyasi geleceğinin parlak olacağını duyunca neşelendi. 2 falcıya da para vermeyen Çelik, yanındaki bürokratlardan birinin falına bakan 'çingene' taklidi yapan kıza 10 milyon lira verdi. Çelik'e standları gezerken, bir kolye ile el yapımı küçük bir sandık hediye edildi.
"SEN VEYA BEN DEĞİL, SEN VE BEN DERSEK HİÇBİR PROBLEM OLMAZ"
Öğrencilerin sorunlarını da dinleyen Çelik, tüm ısrarlara rağmen 'halat çekme' yarışına katılmadı. Daha sonra öğrencilerle birlikte çimlere oturarak gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bakan Çelik, Başbakan Erdoğan'ın Ulusa Sesleniş konuşmasını her ayın ilk Cuma günü yapmasının 'Cuma hutbesi' şeklinde yorumlanmasına sinirlendi. Çelik, "Bu tür benzetmelere sadece gülüyorum. Bunu ciddiye alıp cevap bile vermem. Söyleyeceğim her cümle söz israfı olur" diye konuştu.
Danıştay'ın il ve ilçe milli eğitim müdürlüğü yönetim kadrolarında vekaleten, tedbiren veya geçici olarak görevde bulunanların asli görevlerine döndürülmesine ilişkin işlemin yürütmesinin durdurulması kararını da değerlendiren Bakan Çelik, "Hukuk ne derse o olur. Türkiye hukuk devletidir. Yargının aldığı kararlara karşı boynumuz kıldan incedir. Ne gerekiyorsa yapılır" dedi.
Çelik, YÖK Yasa Tasarısı'nın ne zaman geleceğinin sorulması üzerine, çalışmalara son şeklinin verildiğini söyledi. Hükümetin ve Meclis'in başta AB Uyum Yasaları olmak üzere çok yoğun bir gündeminin bulunduğunu hatırlatan Çelik, "Yakında gelir. Kapsamlı bir yasa. Sayın Başbakan ne zaman Başbakanlığa getir derse o zaman götürürüz" açıklamalarında bulundu.
Çelik, bahar şenliğinde öğrencilerin fala merakının hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:
"Demokrasiyi sindirmemiz lazım. Bizim dönemimizde üniversiteler savaş alanı gibiydi. Buradaki dostluk havasını görünce mutlu oluyorum. O dönemde üniversitelerin kapısından girmek meseleydi. Bu güzel atmosfer Türkiye için bir şanstır. Bu devam etmeli. Birbirimizin farklılıklarını kabul ederek bir arada yaşamayı öğrenmeliyiz. Avrupa'nın reform babası Luther'in 'Biz kuşlar gibi uçmayı, balık gibi yüzmeyi öğrendik ama bir arada huzur ve barış içinde yaşamayı öğrenemedik' sözü var. Birbirimizin faklılıklarına tahammül ederek, zenginliklerini kabul ederek, ortak paydalarda buluşarak yaşamayı öğrenmeliyiz. O zaman hiçbir problem olmaz. Türkiye veya'cılığı bırakıp ve'ci olmak zorundadır. Sen veya ben değil, sen ve ben dersek hiçbir problem olmaz. Müşterek bayrağımız, dilimiz, marşımız var. Birbirimize hayatı zindan etmek yerine birlikte barış içinde yaşamalıyız."
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:07