Dolma tüfek
SABAH'taki yazılarımdan bazılarının ''amacı''nı yeniden açıklamak istiyorum. Okurların izniyle... Kamuoyu, basındaki bazı kişilerin işlevlerini, niçin kalem tuttuklarını, hangi amaçlarla yazı yazdıklarını tam olarak bilmiyor.
Biz de zaman zaman bu kişilerin asıl ''işlevlerini'' açıklamak zorunda kalıyoruz.
Çünkü biz birbirimizi tanıyoruz.
****
Okurlara tanıtmayı kendime vazife saydığım kişilerden biri de Fatih Altaylı isimli Hürriyet yazarıdır.
Kişisel hiçbir alışverişim olmamış ve asla olmayacak bu kişiyi neden yazılarıma konu etmek zorunda kaldığımı bilmenizi isterim.
Çünkü bu kişi, bilerek ve isteyerek ve de büyük bir hevesle yıllardır SABAH DÜŞMANLIĞI misyonu yürütüyor.
Bir çeşit tetikçilik yapıyor.
Yazılarına başladığı günden itibaren Türkiye'de herkese saldırarak, ağzına geleni söyleyerek, ''haksız bir şöhret''in sahibi olmayı başardı.
Böyle yakışıksız bir şöhreti üzerinde taşıyıp taşımamak kendisini bileceği iştir.
Ama SABAH'a saldırılarını sürdürdükçe, hakettiği cevabı alacağını unutmamalı...
SABAH'ın güçlü yazarı Hıncal Uluç tarafından pek beğeniliyor olması, köşesinden iki günde bir Uluç'a selam göndermesi de taşıdığı kötü niyeti örtmeye yetmiyor.
****
Bu kişi, köşesi henüz ihsan edilmediği, radyoda sabahları program yapmakla yetindiği günlerden beri SABAH'a büyük bir kin besliyor.
Bu öyle bir kin ve öfke ki, Altaylı'yı ''hastanelik'' hale getiriyor.
Gözlerini bürüyor. Klinik vaka haline getiriyor.
Bir insanın sadece ''ruhsal rahatsızlığı'' sebebiyle başka birine saldırması, zarar vermeye kalkışmasının tıptaki adı, en hafif teşhis ile agresifliktir.
****
Dünkü yazısında yine SABAH'a saldırıyordu.
SABAH gazetesinin, Cüneyd Zapsu'yu manşete çıkarmasının nedeni Davos zirvesine akredite olmasını engellemesiymiş.
Buna çocuklar bile güler...
Koskoca SABAH'ın Davos'u izleyememek gibi bir problemi olamaz ki, Cüneyd Zapsu'ya bu sebeple yüklenmiş olsun...
Bu yüzden Altaylı'nın saldırısı hiçbir sağlıklı mantığa oturmuyor.
****
Ayrıca yanlışlarla dolu, şişirme bir yazı, elinden çıkan şey...
Hangisini örnek vereyim
Güya SABAH'a saldırmak için ''korumayı'' üstlendiği Cüneyd Zapsu'ya ''milletvekili'' diyor.
Zapsu milletvekili değil ki!
Hiçbir siyasi hüviyeti olmayan bir kişi...
Bu kadar büyük bir hatayı bir insan nasıl yapar?
Yazarken, gözü döndüğü için...
Aynı yazıda, ''AKP iktidar olunca SABAH'ta kendisine köşe bulan Ali Hakan'' diye yine herkese çamur atıyor.
Arkadaşın adı Ali Hakan değil, Ahmet Hakan...
Ali Hakan var basında, ama SABAH'ta yazan meslektaş Ahmet Hakan...
İnsan atın üzerinde dört nala koşarken yazı yazmış olsa, bu kadar hata yapmaz.
Ama Altaylı yapıyor.
Neden?
Çünkü ona kumanda eden tek bir duygu var
SABAH düşmanlığı ve bitmeyen bir kin...
****
Emin Çölaşan, dünkü köşesinde ''İki Tercüman'' skandalını eleştirirken, basında ve medyada binbir dalavere ile köşe sabihi olmuş isimleri eleştiriyordu.
Büyük ölçüde haklı olarak...
Fakat kendi yazdığı gazeteye de biraz daha dikkatli bakması icap ediyor.
Fatih Altaylı basında ne yaptı, neyi başardı da, Hürriyet'te köşe sahibi oldu, mesela...
Nasıl oldu bu hadise?..
Herkese saldırmak, ağza geleni söylemek, dolma tüfek yazılar yazmak ve tabii ki Hıncal Uluç tarafından ''takdir'' edilmek, bir insanın yazar olması için yetmiyor.
(İLKER SARIER/ SABAH)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:10