Medya
  • 22.1.2004 12:00

FEHMİ KORU, HASAN CEMAL'İN HANGİ YAZASINA 'BRAVO' DEDİ?...

FEHMİ KORU/ YENİ ŞAFAK Yemiyeceğiz Hasan Cemal'e, Komploları Açığa Çıkartanlar Kulübü adına, ''Aramıza hoşgeldin'' diyorum... Türkiye'de bir yazara kötülük mü etmek istiyorsunuz, ondan ''Komplocu'' diye söz etmeniz yeter. Oysa, 'komplocu' sıfatına lâyık görülenlerin çok önemli bir bölümü, komploları ortaya çıkartmak için kaleme sarılanlar... Son ortaya çıkan 'gerçekler' ışığında Irak konusuna yaklaşalım: Bush'un arkasına saklanan bir grup Irak'ı dize getirmeyi kafaya daha 1990'ların başında koymuştu. ''Irak'ı bombalayalım'' diyen raporlaruın altında onların imzası var. Ellerinde Saddam'ı 11 Eylül'le irtibatlayan tek bir kanıt olmadığı halde, çok bilir edayla, ''Saddam'ın adamı Prag'da Muhammed Atta ile görüştü'' yalanını onlar yaydı... Saddam biyolojik ve kimyasal silâhları çoktan imha ettiği halde, ''Irak dünyayı tehdit ediyor'' iddiasını tekrarlayıp durdular... Amerikan kamuoyu bu yalanlarla hizaya gelince de Irak'ın üzerine bombaları yağdırdılar... Şimdi herkesin bildiği bu 'gerçeği' savaş başlamadan yazanlara, birileri, ''Komplocu işte, ne olacak?'' diye saldırıyorlardı. Oysa, esas 'komplocular', Irak'ı bugünkü hale getirmeyi kafaya koyanlar ve komploları ortaya çıkartanlara saldıranlardır... Hasan Cemal'e ''Komplocu'' demek gerçekten yürek ister... Geçmişte, 'Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım' kitabında anlattığı günlerde, bir cunta adına o da komplolara karışmıştı. Ancak, o günlerde elde ettiği bilgi, gözlem ve deneyimleri onun gözlerini keskinleştirdi... Yüreği de çelikleşmiş olmalı. Çünkü, şu günlerde, hiç tereddüt etmeden 'komplo' avcılığına çıkmış görünüyor Hasan Cemal... Okurlarını, ileriki günlerde meydana gelebilecek, hazırlıklarını hissettiği 'olağandışılıklar' konusunda şimdiden uyarıyor. Dün, 'Senaryo' başlığı altında üç aşamalı bir 'komplo planı'nı deşifre etti Milliyet yazarı: ''Birinci Aşama: Kıbrıs'ta çözümün birtakım oyalama taktikleriyle geciktirilmesi, engellenmesi, özellikle 1 Mayıs eşiğinin çözüm umudu söndürülerek aşılması... AB'ye uyumun gerektirdiği uygulamaların idare tarafından savsaklanması, yapılması gereken anayasal değişikliklerin de CHP eliyle önlenmesi... Askerin yapacağı bazı açıklamalarla, askerin sivil otoriteye ağır bastığı havasının pompalanması... Hatta Ege'de Yunanistan'la gerginlik yaratıcı provokasyonların devreye sokulması.. ''İkinci Aşama: Böylece, yıl sonunda AB'den müzakere tarihi konusunda olumsuz bir karar çıkmasıyla senaryonun ikinci aşaması uygulamaya sokulur. Psikolojik savaş, yani AKP hükümetine karşı kamuoyu hazırlanması için düğmeye basılır. Hep bir ağızdan 'Kahrolsun Avrupa!' diye sloganlar atılmaya başlanır. Aşırı sağıyla solu, kendine Kemalist diyenle Ülkücü diyen, Türk Baasçısıyla Nasyonal Sosyalisti, 9 Martçısı'yla 12 Martçısı, yani Kızılelma Koalisyonu sahne alır. Avrupa Birliği'ne karşı patlayan tepki usta manevralarla hükümete, AKP'ye doğru döndürülür. ''Üçüncü Aşama: AKP hükümetinin defterini dürmek için psikolojik ve siyasal ortam kıvamına gelir. Bu arada 12 Mart'ta olduğu gibi yeni Nihat Erim'ler, 12 Eylül'de olduğu gibi yeni Turgut Özal'lar bulunur. Partilerüstü bir teknokratlar hükümetiyle bir süre için demokrasiye paydos düdüğü çalınır. Karşı devrimi, irticayı temizleme adı altında yeni bir cadı avı başlatılır Türkiye'de...'' İlginç bir 'senaryo' değil mi? Kendisinin ''Çok çok uzak bir ihtimal, ama deneyebilirler'' dediği bu 'komplo', epeydir 'komploculara' yakın tiplerin ağzında. Biri, bana, ''Siyasete de meraklı br profesör Doğan Avcıoğlu'nun rolüne soyunmuş durumda'' dedi; 'danışmanlık' görevini çok yönlü sürdürüyormuş o profesör... Aynı kişi, ''Brüksel'den gelecek 'Hayır' cevabına kilitlenmiş durumdalar'' da dedi... Komplocuların kullanmayı düşündükleri 'bahaneleri' de ifşa etti Hasan Cemal; 'Senaryo'dan bir hafta önce kaleme aldığı 'Gaflet uykusu!' yazısı ile... 'Bahaneleri' şöyle özetliyor: ''Kıbrıs satılmış, Türkiye bölünmüş umurlarında değil; çünkü onların temel hedefi, lâik Cumhuriyet'i yok ederek bu ülkede İslâmcı düzen kurmak! / Kim onlar? / AKP ve hükümeti... / Ve de AKP'yi arka planda, üstü örtülü biçimde destekleyen bazı İslâmcı odaklar... Özellikle AKP'nin lider kadrosunun bir zamanlar el aldıkları bazı nüfuzlu tarikat çevreleri... ''Kıbrıs'ı neden mi satmak istiyorlar? / ABD ve AB'ye yaranmak, onların desteğini elde etmek için... Bu yüzden onların bir dediğini iki etmiyorlar. / Türkiye nasıl bölünecek? / Kürtlere tanınacak haklarla! / AB'ye uyum bahanesiyle Kürtçe radyo - televizyon, Kürtçe dil eğitimi vesaire derken Kürt milliyetçiliği gitgide güçlenecek, Irak Kürtlerinden de örnek ve cesaret alarak Türkiye'yi bölecekler... ''Umurunda değil mi onların? Değil. / (..) Ama şunun farkındalar: Bu amaçla atılacak sözde reformcu adımlarla askerin rejim içindeki rolü azaltılacak; lâik Cumhuriyet'in kaleleri teker teker içten fethedilecek; böylece yavru vatan satılıp anavatan Anadolu'ya hapsolurken, Türkiye de bölünme ve şeriat devleti rayına oturmuş olacak.'' Tıpkı Saddam'ın kitle imha silâhları ve 11 Eylül'e yardım ettiği yalanı gibi 'bahaneler' bunlar... Yersen... Hasan Cemal yememeye kararlı. Galiba pek çoğumuz da kararlıyız. O yüzden 'komplocular' bence de bu defa başarılı olamayacak. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:29

İLGİLİ HABERLER