Medya
  • 22.1.2004 11:54

YENİ ŞAFAK YAZARINDAN STAR SORUNUNA İLGİNÇ ÇÖZÜM...

AHMET KEKEÇ/ YENİ ŞAFAK Star çalışanlarının günahı... Netameli bir konu daha. Ama yazmadan duramam. Bir kere, gazetecilerin ''içler acısı'' hali sinirlerime dokunuyor. Üzülüyorum. ''Herkes konuştuktan sonra lütfedip konuşanlar''dan mütalaa olunmak istemem. İki gün önce, yani Star'daki eylemin arefesinde yazacaktım; zihnen buna hazırlamıştım kendimi. Ama son iki günü yazısız kapatınca (küçük ve zorunlu bir izin), ister istemez bugüne sarktı. Star çalışanları maaşlarını alamıyor. Bunun acısını biliyorum. Bila ücret çalışmanın, boşa kürek çekmenin, yarın ne olacağını bilememenin acısı, güvensizliği, yol açtığı travma.. Çünkü yaşadım. Başkalarının yaşamasını istemem. O başkalarının kim olduğu, aslında hangi odağa hizmet ettiği burada önemini yitiriyor. İnsanî bir durum var ortada. Çalışıyorsun ve evine ekmek, çocuğuna mama, hastana ilaç götüremiyorsun. Tamam, ortada ''mevzun'' ve ''kitabına uydurulmuş bir soygun'' var; bu soygunun failleri hâlâ özel uçaklarla, yatlarla dolaşıyor. Üstelik, ortadaki büyük insanlık dramını kendi siyaseti doğrultusunda manipüle edecek kadar haris, hesaplı kitaplı adamlar... İyi de, çalışanların ne günahı var? Ne yapalım, Cem Uzan'ı destekliyorlardı, buldular işte belalarını mı diyeceğiz? Hayır, ben bazıları gibi zil takıp oynamayı insanlığıma yakıştıramıyorum; nereden bakarsanız bakın, sevimsiz bir olay. İşin ''haber alma özgürlüğü'' boyutu da var ama Hulki Cevizoğlu meseleyi özetlediği için girmiyorum. Fakat, bazı Star çalışanlarının, ''Başımıza gelenler Recep Tayyip Erdoğan'ın intikamıdır'' yaklaşımını da ciddiye almıyorum. Neler söylemiyorlar ki? Laikliği ve cumhuriyeti savundukları, ''Kıbrıs'ın satılmasına izin vermedikleri için'' bunlar başlarına gelmiş. Ne ilgisi var! Bunun, Hazine'ye ve tabii fakir-fukaraya atılan 6 milyar dolarlık kazığın faturası olduğunu Star çalışanları bilmiyor mu? Kaldı ki, hükümetin bu kararda birinci derecede pay sahibi olduğu, daha doğrusu el koyma kararının ''siyasi mülahazalardan kaynaklandığı'' görüşü sadece bir Uzan manipülasyonudur. Bunu Cem Uzan da biliyor... Cem Uzan şunu da çok iyi biliyor: İcrayı yönlendiren ne yazık ki artık hükümetler değil; çünkü Türkiye son birkaç yıl içinde, hükümetten ve siyasi otoriteden bağımsız, kendi içinde özerk ''üst kurullar''la donatıldı. Buğday ve pancar taban fiyatını hükümet belirleyemez örneğin, üst kurul karar verecektir buna; tıpkı ne kadar tütün ekileceğine, kaç ton fındık üretileceğine, hangi kalemlerin özelleştirileceğine, özelleştirmeden kimlerin istifade edeceğine, hangi bankalara el konulacağına, hangi şirketlerin müsadere edileceğine karar verdiği gibi. Başbakan ''bürokratik oligarşi'' derken neredeydiniz? İşte başınıza gelenler bürokratik oligarşinin tipik tezahürü... El koyar, müsadere eder, kapatır ama sorumluluk almaz. Sorumluluğu, hükümet etmesine izin verilmeyen hükümetlere yıkar. Siz şimdi, Türkiye'yi IMF patentli ''üst kurullar'' cenneti haline getiren siyasî sürece zihniyet planında verdiğiniz desteğe yanın. Ki, hâlâ, şu zor zamanınızda bile ''28 Şubat refleksleri''yle hareket ediyor, mütemadiyen ''belden aşağı'' çalışıyorsunuz. Neyse... Şunu söylemek istiyorum: Cem Uzan, kartel yazarının da belirttiği gibi, ucuz muhalefet yapıyor ve elindeki medya imkanlarını kullanarak hükümete saldırıyor; olup bitenlere de, ne yazık ki, ''siyasî kavga'' süsü vermek istiyor. Çalışanlar da buna yatıyor. Başka seçenekleri yok. Başka seçenekleri hiç olmadı ki zaten. Yine de hükümet, ya da BDDK yetkilileri, her kimse artık, bu sorunu çözebilir. Çözmelidir. İlk adım şu olabilir mesela: Cem Uzan'ın ve Genç Parti'nin Star'la ilişkisini dondurmak, Star'ın yönetimini (geçici bir süre de olsa) Star çalışanlarına bırakmak! Ne bileyim... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:29

İLGİLİ HABERLER